ÜLKÜLER DİYARI'nda bir meydan. Meydanın ortasında, pembe bir sütun üstünde, elinde koyu pembe yazı ile "Ülküler Diyarı" plakasını tutan bir tunç kadın heykeli. Sağda, solda, birinci ve ikinci planlarda, karşılıklı, saçaklı ve camekânlı dükkânlar vardır. Arkada, heykelin yanlarından ve üstünden, düz bir hatla, ta dipteki saray kapısına ve bahçesine doğru uzanan iki tarafı ağaçlı bir yol görünür. Burada bir taş set ve setin yanında büyük karpuzlu bir fener direği. Sağda, ön planda, rampın yanından kıvrılarak, şehrin doğu tarafına giden bir yol. Dükkânlar iki kısımdır: sağdaki dükkânlar yüksek ülkü dükkânlarıdır. Bunların arasında bir oyuncakçı dükkânı da vardır ve camekânının içindeki çoğu tahtadan oyuncakların ortasına "Çocuk büyük ülkülere oyuncakla başlar" yazısı oturtulmuştur. Diğer ülkü dükkânlarında sırasıyla kitap, musiki aletleri, resimler, heykeller, gözlükler, hem de çok çok gözlükler, sonra dürbünler, çantalar, mahfazalar, renk renk serili kumaşlar satılır ve camekânlarında da ülkü vecizeleri okunur. Soldaki dükkânlar ise, gıda maddelerini azar azar dirhemle veya tane ile satan bakkal ve manav dükkânlarıdır. Bir kasap dükkânının camında "Bugün et yok" levhası ve altında da "Et bulamazsan ot yersin, maydanoz faydalıdır" ibaresi vardır. Bir şarapçı dükkânının üstündeki levhada da şu cümle okunur: "Şarap için, ülkünüz çoğalır". Biraz daha uzaktaki levhada da şu yazı: "İnsan, midesiyle değil, beyniyle yaşamalıdır". Perde açıldığı zaman, vakit öğleye yakındır. Güneş, dükkânların camekânlarını parlatır. Yer yer gölgeler. Dükkânların önünde camekânlara bakan siyah gözlüklü halk ve yine siyah gözlüklü gelip geçenler. Bunların arasında çocuklar ve kadınlar da vardır. Hepsi Gözlüklüler ismini taşırlar. Bütün bu, siyah camlı gözlükler takmış olan halk, meydanda kaynaşır…
