Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Bir Hülya Adamının Romanı: Ahmet Hamdi Tanpınar

M. Orhan Okay

En Eski Bir Hülya Adamının Romanı: Ahmet Hamdi Tanpınar Gönderileri

En Eski Bir Hülya Adamının Romanı: Ahmet Hamdi Tanpınar kitaplarını, en eski Bir Hülya Adamının Romanı: Ahmet Hamdi Tanpınar sözleri ve alıntılarını, en eski Bir Hülya Adamının Romanı: Ahmet Hamdi Tanpınar yazarlarını, en eski Bir Hülya Adamının Romanı: Ahmet Hamdi Tanpınar yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
379 syf.
9/10 puan verdi
·
82 günde okudu
9.sınıf edebiyat performans ödevi dolayısıyla okuduğum ve üzerinde büyük bir emeğin olduğunu kısa sürede anladım. kitabı hocamdan aldığımda o kitabı benim için seçtiğini söyledi. okumaya bu yönde bakınca okuma isteğim daha da arttı. kitap ahmet hamdi tanpınar'ı anlatıyor. açıkçası ahmet hamdi tanpınar adlı bir yazarımızın olduğunu ben o kitabı okuduğumda öğrendim. hayatı çok güzel bölüm bölüm anlatılmış, İsmail Kara arşivinden alınan bolca fotoğraflarla desteklenmiş. orhan okay, tanpınar'ın öğrencisi ve hocasının hayatını en iyi şekilde okuyucalara aktarmaya çalışmış. kitabı okumanız dileğiyle.. :)
Bir Hülya Adamının Romanı: Ahmet Hamdi Tanpınar
Bir Hülya Adamının Romanı: Ahmet Hamdi TanpınarM. Orhan Okay · Dergah Yayınları · 201743 okunma
“Her zaman olduğu gibi ona ne okuduğu sorulduğunu sorarken insan zekasının en yaman icatlarından dediği mitoloji okumasını tavsiye ederim.”
Reklam
“Sularda açılır fani çiçekler Ufka ezanların yükselir ahı Şimdi boş sahili, gurbette bekler, Kimsesiz çöllerin yorgun seyyahı.”
Hülya Adamı: Tanpınar
"Sizin sahillerinizde o denize bakarak o lodos dalgalarını seyrederek, benim gençliğimde şimdikinden çok az verimli olan meyve bahçelerinde dolaşırken ilk şiirlerimi tasavvur ettim ve edebiyattan başka bir şey yapamayacağımı anladım. Yavaş yavaş bir hülya adamı oldum."(Antalyalı Genç Kıza Mektup)
Sayfa 3 - Dergâh Yayınları, İstanbul 2010.
" Tanpınar, Yahya Kemal'in öğrencisidir ve etkisinde kaldığı tek şahsiyetin Yahya Kemal olduğunu Günlükler'inde açıklar. Zamanla kendisi de edebiyat dünyasının bir mihveri olmuştur. Bugün denilebilir ki hiçbir edebiyatçı ve edebiyat incelemecisi Tanpınar okumadan, onun ışığından yararlanmadan edememektedir. Bu durum kendi durumundan emin olan Tanpınar'ın, yazdıklarının niçin okunmadığını soruşu ve bundan büyük ıstıraplar duyuşundan çok farklıdır. Bugün Tanpınar'ı okumamak onun hakkında bir şeyler yazmamak imkansız gibidir. Zaman nice değer sayılanları eleyip atarken, Tanpınar'ı özlemini çektiği noktaya getirmiştir." Sunuş'tan
Sayfa 6 - Dergâh Yayınları, İstanbul 2010.
Reklam
Tanpınar'ın çağrışımlar dünyası...
" Tanpınar fakülteden hocamdı.(...)Koltuğunun altında bir Zafername bir Mai ve Siyah, bir Rübab-ı Şikeste yahut Erenlerin Bağından cildi olduğu halde sınıfa girdiği olurdu. Böyle bir girişle ders konusunun bu kitap etrafında döneceğini zanneden ve dinlemeye not tutmaya hazırlanan öğrenci, kısa bir süre sonra yanıldığını anlardı. Çünkü hoca en fazla 10 15 dakika o kitaba dolayısıyla o konuya bağlı kalır, sonra kendisini çağrışımlarının akışına bırakırdı. Ben de 10 15 dakika not tutmaya çalışır, sonra tekrar o konuya dönmesini boşuna bekler, ama diğer taraftan o harikulade çağrışımlar dünyasına kendimi zevkle kaptırırdım. Keşke o dünyaya açılan zengin kültürü zapt edebilseydim." Orhan Okay
Sayfa 10 - Dergâh Yayınları, İstanbul 2010.
Tanpınar: sui-generis /nev'i şahsına münhasır
" Yukarıda Tanpınar için 'sui-generis' dedim. Osmanlı bu kavramı 'nev'i şahsına münhasır' diye çevirmiş. 'Ne kendi kimseye benzer, ne kimse kendisine' mısraı bu gibi şahsiyetleri belki daha iyi tarif eder."
Dergâh Yayınları, İstanbul 2010.
" Tanpınar'ın doğumu Osmanlı'nın en uzun yüzyılının bittiği, en kısa yüzyılının da başladığı zamandır: 1901."
Sayfa 24 - Dergâh Yayınları, İstanbul 2010.
Eşikte...
" Tanpınar'ın hayatı, fikirleri, duyguları, edebiyat ve sanat anlayışıyla eşik'te bulunuşu veya kendisini eşikte hissedişi, belki bir açıdan Osmanlı ile Cumhuriyet arasındaki en kritik zamanı ve olayları yaşamış olmasıyla da yorumlanabilir."
Sayfa 25 - Dergâh Yayınları, İstanbul 2010.
Reklam
Büyükannenin masal dünyası...
" Büyükanne halk edebiyatını iyi bilir, bu yüzden ev adeta bir masal dünyası olmuştur. Küçük torun onun hafızasındaki şiirler, türküler ve masallar ile beslenmiş, halk edebiyatına ve kültürüne tecessüsü ve sempatisi bu suretle daha çocukluk yıllarında uyanmıştır."
Sayfa 39 - Dergâh Yayınları, İstanbul 2010.
"Ne olurdu, çocukluğumda tanıdığım o her şeyi bilen, bir kere öğrendiğini bir daha unutmayan meraklı ihtiyarlara benzeseydim."
Sayfa 39 - Dergâh Yayınları, İstanbul 2010.
Tanpınar'ın kedi sevgisi:)
" Çocukluğunda bir ara Fatih'teki evlerine kapı komşu olan Edip Cansever, Nigar Hanım'ın (Tanpınar'ın ablası) 20-25 kedisi olduğunu, onlar yavruladığında komşularına lohusa şerbeti ikram ettiğini, kocasının ha var ha yok bir adam olduğunu, iki erkek kardeşinin de aynı evde oturduğunu yazar. Tanpınar'ın hatıralarına ve fotoğraflarına da yansıyan kedi sevgisinin kaynağında bu evdeki kedi aşiretimin rolü olmalıdır."
Sayfa 44
Huzur'daki Nuran'ın Muâdili
"Huzur'daki Nuran'ın muâdili olduğu söylenen Saffet Tanman da Nesterin Dirvana ile Narmanlı Yurdu'na onu ziyarete gittiklerinde, Tanpınar'ın eşyalara dokunmalarını, hele ortalığı toplamalarını hiç istemediğini söylüyor."
Sayfa 52
Lodos'a, Sis' e ve Lüfere Dair
" İstanbul'un arka arkaya en sisli günlerinin geçtiği bir mevsimde o kâh Boğaziçi'nde kâh Süleymaniye'de fakat daha çok evinde, pencerede ve balkondadır. Gece ikide birde uyanıp penceresinden Üsküdar'ın siste nasıl kaybolduğunu seyretmiştir. Karşı kıyılarda otomobil ışıkları, motor ve vapur düdükleri, dumanlar arasından doğan güneş ve balıkçı kayıkları arasında bu evde en güzel denemelerinden birini kaleme alır: Lodos'a, Sise ve Lüfere Dair"
Sayfa 56
114 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.