Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Bir Karış İstanbul

Ömer Ayhan

Bir Karış İstanbul Gönderileri

Bir Karış İstanbul kitaplarını, Bir Karış İstanbul sözleri ve alıntılarını, Bir Karış İstanbul yazarlarını, Bir Karış İstanbul yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
İnsanlar yaşlandıkça merak böceğine dönüşüyor.
Sayfa 50
Reklam
Gökyüzü yıldızlara boğulduğunda bir neden bulamamıştım hala, imgeleminizdeki peyzajda, o tuhaf adamı oynamaya.
Sayfa 40
Diyorum ki, bu işin deneyimle ilgisi yok. Bakın edebiyat tarihimize, en iyi eserini ilk kitabıyla veren yazarlar sürüsüne bereket! Lautreamont yirmi iki yaşında Maldoror'un Şarkıları'nı yazmış, iki sene sonra da ölmüş. Soruyorum şimdi, bizde ve dünyada o düzeyi tutturmuştur kaç şair vardır?
"Başkalarına kara çalmak dünyanın en kolay işi. Kaşının üstünde gözün var dersin olur biter.Kendimizi yıkmalıydık ki, ortalıkta 'ben', 'ben' ve sadece 'ben' diye gezilenenler afallasın. İşin kötüsü bu hastalık gençlere de bulaştı. Bakıyorum da adı bende kalsın filan hanımefendinin kitabı çıkmadan önce hakkında bir yazı çıkıyor. Yahu daha kitap matbaada çıkmamış ! Ve ne hikmetse bu yazılar hep övgü dolu oluyor.. Şöyle güzel kurgu, böyle usta işi. Sizin anlayacağınız edebiyatımızda -benzetmeyi mazur görün-, plase yazılardan geçilmiyor. İyi güzel de şıracının bozacıya şahitlik etmesinde siz soylu bir yan görüyor musunuz? Sonra bir bakıyorsunuz o ayki bütün kitap eklerinde, muhafaza cenahındakiler de dahil buna, aynı yazarla yapılmış söyleşiler. Demiyorlar ki bu ülkede tonla roman yazılıyor, bir dolu öykü, deneme,inceleme. Acaba başkalarının hakkını gasp mı ediyorum. Bir iki ekte görünmeseniz de aynı cümlelerinizle, başka neler çıkmış, başkaları kendi kitapları için ne demek ister, bir öğrensek. Yazar egosu denen şey edebiyatın önüne geçti. Deniliyor ki batıda da böyle. Amerika'da adamı başını kaldırsa elektrikli sandalye oturtuyorlar. bizde mi böyle yapalım. İyi şeyleri al, kötü şeyleri dışarıda bırak. Tanzimat züppeliği bir illettir ki bizde kökü kesilemedi bir türlü"
Öfkesi burun deliklerinden püsküren bir volkandan geldim buraya: İstanbul hep gergin, İstanbul'un güzelliği bile korkunç. Doğup büyüdüğüm yer ama oraya ait değilim. Adanızı zaman içinde sevmeyi öğrenebilseydim, olabilir mi dersiniz ?Birbirimizi kurtarabilir miyiz? Titrek ışıklarımız aydınlatsa ruhlarımızı. Geldiğimiz şehirde sis dağıldı mı ilkin heybetli inşaat iskeleleri çarpıyor göze. Orada hayaletlere yer yok.
Reklam
Uzun uzun anlattım arkadaşlara, fakirin ekmeğinden kesilenin boyuna zenginin kesesine gitmesi meşrebimize aykırıdır. Böyle gitmez.
Elimden geldiğince hırsızlığın, haram malın kimseye hayrı dokunmayacağını kafalarına işlemeye çalıştım.Hiç mi duymuyorlardı suçluluk. I-ıh. Vallahi duymuyorlarmış. Kendime yoktu ya faydam, Kedigiller'i irşad edecektim.
Boş yolda kırmızı ışığa gereken saygıyı gösteriyor sürücü. ( K.Amerika'da )