En Eski Bir Kemikten Bin Söze kitaplarını, en eski Bir Kemikten Bin Söze sözleri ve alıntılarını, en eski Bir Kemikten Bin Söze yazarlarını, en eski Bir Kemikten Bin Söze yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"Kadınlara karşı şiddetten söz eden atasözlerinin sayısı, Akdeniz'i çevreleyen ülkelerde ve bu ülkelerle bağlantısı olan toplumlarda anlamlı biçimde daha fazladır. İberya yarımadası ve Latin Amerika'dan gelen birtakım atasözleri arasındaki biçim ve içerik benzerlikleri ve Arap dünyasının her yanında rastlanan, evli kadını dövmeyi konu edinen atasözlerinin halk arasındaki yaygınlığı oldukça çarpıcıdır. Şüphesiz ki bu, başka bölgelerde evli kadınlara yönelik şiddetin bir sorun olmadığı anlamına gelmez."
... akıllı ve bilgili kadınları felaket etkileri olan korkutucu ve yıkıcı bir güç olarak resmederler. Erkeklere, bilinen en eski kaynakları dikkate almaları söylenmektedir:"kadının aklı felaketlerin nedeni olabilir"(Sanskritçe).
...
Öğrenim görmemiş bir kadın ev işlerine daha bağlıdır. Ayrıca bilgi noksanlığı, kadınların uysal, alçakgönüllü ve daha kontrol edilebilir olmalarına yol açar. Seçim(!) çok da zor olmasa gerek.
>>>İnsanlık, birbirleriyle tanışma zahmetine katlanmamış akrabalardan oluşur.
>>>Farklı kültürlere ait insanlar olarak ve daha genel anlamda, dünyada yaşayan erkekler ve kadınlar olarak birbirimizle nasıl iletişim kuracağımızı öğrenmek zorundayız.
Farklılık arayanların yalnızca farklılıkları göreceğini söylemeye bile gerek yok; oysa benzerlik arayanlar, başka insanlarla birlikte şimdi ya da geçmişte yaşanmış ortak deneyimleri keşfedeceklerdir.
Kadınlar hakkındaki yaratılış hikayelerinin ve atasözlerinin ürettiği politika, doğum alanı ile hayatın başka alanları arasında bir denge kırmaya çalışan politikalardan biridir ve muhtemelen erkeklerin dünya dinlerini tekelleri altına almaya çalışarak elde etmek istedikleri "dengenin" aynısıdır.
Kadınları, bazen unuttukları güçleriyle, erkekleri ise bastırdıkları korkularıyla yüzleşmeye çağıran bir kitap.
Kapak tasarımını saymazsak tam bir kadın dayanışması ürünü oldu.
Yoruba dilinde, "Atasözleri konuşmanın atlarıdır," denir; bu, karşılıklı konuşmada söz biterse, onu kaldığı yerden devam ettirecek şeyin atasözü olduğu anlamına gelir.
Dakka'da bir kadın berberi, Bengalce bir atasözünü, müşterileri görsün diye aynanın üzerine asmıştı:
"Mutlu bir aile hayatı, iffetli kadınla olur,"
ve sonra kendi adına şu eklemeyi yapmıştı:
"Ama bunun koşulu, yanında iffetli bir erkek olmasıdır."
Kadınlarla ilgili atasözleri yaş, cinsellik, boy bos gibi kalıplaşmış bedensel özellikleri bol miktarda kullanarak, onlara özgü bazı nitelikleri çıkarırken bazılarını örtbas eder. Kadınlara özgü bu "tipik" nitelikleri, atasözleriyle ortaya koymanın amacı, insanların kendi bağımsız düşüncelerini bir kenara bırakıp söylenenlerle peşinen hemfikir olmasını sağlamaktır.Bu, küresel reklamcılığın son derece başarılı bir biçimde kullandığı klişe ve söylemin aynısıdır.
Stereotipleştirmeye yönelen atasözlerinde söyleyenin cinsiyeti apaçık ortada gibidir. Bir kadının şunu söylemesi hiç mümkün olabilir mi? "Kadınlar ve biftekleri ne kadar çok döversen, o kadar iyi olur"(Almanca).
İnsanlık, birbirleriyle tanışma zahmetine katlanmamış akrabalardan oluşur. Farklı kültürlere ait insanlar olarak ve daha genel anlamda, dünyada yaşayan erkekler ve kadınlar olarak birbirimizle nasıl iletişim kuracağımızı öğrenmek zorundayız. Dışlayıcı değil kucaklayıcı biçimde düşünmeyi, konuşmayı, yazmayı ve bir araya gelmeyi nasıl öğrenebiliriz?