Bir Koltukta Kaç Karpuz

Aydın Engin

Öne Çıkan Bir Koltukta Kaç Karpuz Gönderileri

Öne Çıkan Bir Koltukta Kaç Karpuz kitaplarını, öne çıkan Bir Koltukta Kaç Karpuz sözleri ve alıntılarını, öne çıkan Bir Koltukta Kaç Karpuz yazarlarını, öne çıkan Bir Koltukta Kaç Karpuz yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Karşımda meslek yaşamı 50 yıla dayanmış bir medya ve sahne profesyoneli vardı. 50 yılın acı ve tatlı deneylerinden süzülmüş dersleri benliğine sindirmiş bir profesyonel. Ne zaman karşılaşacağını bilmediği, bilemeyeceği tersliklere, zorluklara, aksaklıklara, tuzaklara titizlikle hazırlanmış bir profesyonel. Randevularına hastalık derecesinde titiz; olası tra­fik tıkanmalarını bile hesaplayacak kadar dikkatli ve tedbir­li bir profesyonel.
- Hayır, ilk kez 1966'da Ankara Gökdelen'de Modacı Na­il'in defilesini sunmuştum, Nail Yurdakul'un. Onun defilesiy­di ilk sunuculuğum. Yani ilk defile sunuculuğum. Defilenin sonunda, son olarak bir genç kız gelinlikle çıkacak. Çıktı da. Ankara Radyosu'na yeni girmiş çok güzel bir kız... - Şarkıcı mı yani? - Evet. Bana verdikleri notta öyle yazıyordu. Siyah saçlı, gü-zel, çok güzel bir kızdı. Adı Emel Sayın'dı. - Hani şimdi şu meşhur... - Evet, evet. Tam da o... .
Sayfa 233Kitabı okudu
Reklam
“Pele ile konuşan ilk gazeteci Türk”
Biz bir 1970 - Dünya Kupası takip ettik. Ben, Nec­mi Tanyolaç, Mehmet Biber ve Metin Oktay. Çok büyük olaylar yarattık. Bir Pele ile Brezilya kampında röportaj yap­tık. Daha önce İsveç'teki 1958 - Dünya Kupası'nı Milliyet adı­na izlemiştim. Orada henüz 17 yaşında olan, takımda yedek sayılan, o yüzden başka gazetecilerin pek de röportaj yapmak filan istemedikleri genç Pele ile konuşmuştum ve Pele o kupa­nın yıldızı, takımı Brezilya da şampiyonu olmuştu. Pele röpor­tajı bizim gazetede çıkmıştı. "Pele ile röportaj yapan ilk gaze­teci" bu hesapça ben oluyordum. Çünkü başkaları onu tanı­mıyor ve değer vermiyordu henüz. Neyse işte 1970 - Dünya Kupası sırasında, daha önce Milliyet'te çıkan röportajı Brezil­ya kampından içeri yolladım. Bütün kapılar açıldı bize. Bir gir­dik; televizyon stüdyosu kurulmuş, Brezilya Televizyonu'nun kameraları ve "bizim Pele ile konuşan ilk gazeteci Türk"di­ye onlar benimle röportaj yapıyor. Harika bir dünya kupası verdik Türkiye'ye.
Sayfa 228Kitabı okudu
– Tabii. Dediğim gibi ertesi sene de çıktım sahneye.. Akas­ yalar' da çalıştım. Çeşitli yıllarda aynı gazinoda birlikte çalış­tıklarım arasında o kadar çok ünlü var ki... Emel Sayın, Filiz Akın, İbrahim Tatlıses, Pakize Suda, Yeliz, Sezen Aksu, Müjdat Gezen, Perran Kutman, Ali Rıza Binboğa, Nil Burak, Gönül Akkor, Necla Nazır, Perihan Savaş, Ercan Turgut, Meral Küçükerol...
Sayfa 252Kitabı okudu
- Peki siz? - Çocukken annemlerle, büyüyünce babamla giderdim. Özellikle cuma namazlarına. Üniversiteyi bitirdiğim yıllarda dahi cuma namazlarına muntazam giderdim. Fakat ne zaman ki üç ayrı camide cuma fetvasında dinlediklerim benim inan­ dıklarıma, düşündüklerime ters düşünce... Hoca diyor ki: "Ne yaparsan yap, eğer şunu yapmıyorsan yaptığının kıymeti yok. Cehennemde yanarsın." Nasıl olur? Evet, çocuk man­tığımla düşünüyorum: Niye? Ben bu iyilikleri yapacağım, ondan sonra koyunu boğazlayıp da kesmediğim için... Bakın, maddi imkanlarım olduğu zamanda, mesela belki annem is­tiyor, onun hatırı için kurban kesmişimdir. Ama ben inanmı­yorum kurban kesmeye. Kurban kaç lira? Diyelim 400 mil­yon, 800 milyon... Gerçek muhtaca, gerçek fakire o parayı veririm. Mesela biz, karımla ben yani, kendi olanaklarımız içinde bir hayli yardımımız vardır. Bu bilhassa eğitim alanın­ dadır. Hatta şu anda iki tane çocuk var. Bunlar kendilerine ki­min yardım ettiğini bilmeden okuyorlar. İsim cisim yok. Ben bile çocukları bilmiyorum. Karım biliyor. Ben bilmek de is­temiyorum.
Seçim hakimi olarak ben oy verme­ dim. Ama ben de verseydim, '50'de Demokratlara oy verir­ dim. Biz '46 Demokratı olarak yetişen kuşağız.
Sayfa 150Kitabı okudu
Reklam
99 öğeden 101 ile 99 arasındakiler gösteriliyor.