Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Tasavvuf ve Tarikatler

Bir Kutlu Sefer

Savaş Ş. Barkçin

Bir Kutlu Sefer Sözleri ve Alıntıları

Bir Kutlu Sefer sözleri ve alıntılarını, Bir Kutlu Sefer kitap alıntılarını, Bir Kutlu Sefer en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Ahmet Yesevi, Rasulullah Efendimiz’in 63 yaşını doldurduğunda dünyadan göçmesini kendine örnek aldı. 63 yaşına girdiğinde yer altında bir halvet hücresi hazırlattı. Bu tarihten sonraki tüm hayatını tamamen irşad ile geçirdi.
Derviş sürekli bir seferdedir. Bu sefere "seyr u sülûk" denir. Seyirdedir, çünkü sürekli hayatın değişimine kalbin salimliğiyle cevap verir. Hareket halinde, seyahat halinde, sefer halindedir. Derviş zamanın çocuğudur. Bu seferde konaklar vardır, duraklar vardır. Derviş aynı zamanda sülüktadır, yani yola bağlıdır. Başka bir yola sapmaz. Derviş bu sefer sırasında her durakta biraz daha değişir. Bu değişim hep daha iyiye, daha güzele, daha doğru- yadır. Adam olmaktan Adem olmayadır, hamlıktan olgunluğadır, ben olmaktan o olmayadır...
Reklam
Derviş içinde sefer ettikçe dışındaki seferi de güzelleşir. İnsanlar onun elinden, dilinden, kalbinden emin olurlar. İnsan, imtihanın bizatihi nimet olduğunu anlamaya başlar. Böylece çekilen bütün sıkıntılar, çileler de ballaşır.
Sayfa 124Kitabı okudu
Bülbül eder zâr ü efgân Aşk oduna yandı bu can Benim gönülcüğüm hemen Hak'tan geldi Hakk'a gider
Sayfa 67 - Eşrefoğlu RumiKitabı okudu
Reklam
“Sûfî ibnü’l-vâkitdir, yani vaktin oğludur. Yani her vakit içinde o vakitte işlenmesi en hayırlı olan şeyle meşgul olur. O vakit içinde kendisinden istenen görevi yerine getirir. Şeyh Gâlib Dede de öyle der: ‘Geçdi gün, ferdâyı ko, sâat bu sâat, dem bu dem.’ Yani bugün geçti, yarını bırak, saat bu saattir, dem bu demdir. Sûfî o yüzden vakti de Allah’a bağlayan kişidir. Niyâzi Mısrî hazretleri de aynı anlamı terennüm eder: ‘Ne mâziyim, ne müstakbel Her ânın annesiyim ben.’ Sûfîler sadece vaktin çocuğu değildirler. Bir de ‘ebu’l vakt’ olan sûfiler vardır. Yani ‘vaktin babası’ olanlar. Bunlara ‘sâfî’ denir. Mevlâna bu iki kavramın arasındaki farkı şöyle açıklar: “Sûfî ibnü’l-vakittir, ama sâfî vaktin ve hâlin üstündedir.” Tasavvufun esası Peygamber Efendimiz’in ahlâkıdır. Bu ahlâk ile ahlâklananlara ‘sûfî’ denir.”
Sayfa 26 - Savaş Ş. BarkçinKitabı okudu
Yaa Rabb.
Lisânı ağızda olanlara değil, Lisânı gönülde olanlara yår et bizi. Tebessümü simasında olanlara değil, tebessümü gönülde olanlara kat bizi. Aşkı tende sananlara değil, aşkı ruhunda can bilenlere arat bizi.
Şeriat bir ağaçtır. O ağacın dalları tarikattir. Mârifet o dallardaki meyvelerdir. Hakîkat ise meyvenin tadıdır.
Tasavvuf, Hakk ile, Hakk’ta, Hakk için olmak demek..
Reklam
Aşkı tende sananlara değil, aşkı ruhunda can bilenlere arat bizi.
Lisânı ağızda olanlara değil, lisânı gönülde olanlara yar et bizi. Tebessümü simâsında olanlara değil, tebessümü gönülde olanlara kat bizi. Aşkı tende sananlara değil, aşkı ruhunda can bilenlere arat bizi.
Dilhâne harab oldu Yıkıldı turâb oldu. Her cânibi bâb oldu Vîrâne miyem bilmem.
Sayfa 187Kitabı okudu
Bilmek istersen seni Cân içre ara cânı Geç canından bul anı Sen seni bil, sen seni.
“Halvet, insanlardan kaçış değildir. Aksine zihni, aklı, gönlu kuru kalabalıktan temizlemek demektir. Yalnız kalmak halvet ise, bir de halk içinde olup kalbi Hak ile olmak vardır. Buna da “celvet” denir. Halvetilerin hedefi bu celvettir. Aziz Mahmud Hüdâyî bunu şöyle söyler: “Bizim halvetiliğimiz, Celvetiliğimizdir.” Yine Hüdâyî hazretleri şöyle der: ‘Halvetten ettim rıhleti Kesrette düzdüm vahdeti’ Yani, “Halvetten uzaklaştım, kalabalık içinde Allah ile yalnız kaldım.” Bu, Nakşiler’in “halvet der encümen” ilkesinin aynısıdır. Halvet çiledir. Allah için bütün zorluklara göğüs germe eğitimidir.”
Sayfa 114 - Savaş Ş. BarkçinKitabı okudu
Alim olan Allah'tan gelen ilmin, Vedûd isminden gelen muhabbet olmadan kuru bir zan olduğunu anlarlar.
271 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.