Bir Laboratuvar Romansı

Adnan Kurt

En Eski Bir Laboratuvar Romansı Gönderileri

En Eski Bir Laboratuvar Romansı kitaplarını, en eski Bir Laboratuvar Romansı sözleri ve alıntılarını, en eski Bir Laboratuvar Romansı yazarlarını, en eski Bir Laboratuvar Romansı yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Nasıl bir artış!
“1600'lü yıllarda insan nüfusu iki-üç yüz milyondan beş yüz milyona ulaştı. Sonraki iki yüzyılda bir milyara (1800'de) ve 1930'da iki milyara. 1975'te dört milyar ve bugün altı milyar insan yaşıyor dünyamızda. Eğer eşit zaman aralıklarında sayılar katlanıyorsa bu üssel (exponential) büyüme yasasıyla tanımlanıyor. Bu yasanın temelinde otokataliz ya da kendiliğinden üreme vardır. Eldeki nicelik (bir uranyum öbeğindeki nötronlar, kültürdeki bakteriler, insanlar, anapara, bilgi ya da haber) kendi üretimini programlayacak, düzenleyecek ve hızlandıracaktır. (kataliz). Bugünkü ̧ dünyanın nüfusu üssel büyümeden daha büyük artış yaşamaktadır. Doğum sayısı ölüm sayısını aşmış ve ortalama ömür uzamıştır. Artık, dünyanın nüfusunun katlanması, bir insan yaşamından kısadır."
Çocuklarımızı yemeden önce...
“Topraktan gelip toprağa gittiğimiz doğru. Ama toprağın bize vereceği kalmadığında çocuklarımızı yemek, ahlaksal bir geçerlilik kazanmadan önce aklın yolunu seçmek zamanıdır."
Reklam
“Yaşam, dünya üzerindeki en genel salgının adıdır.”
Üç frenk havası/ İsmet Özel
"Azıcık gece alayım yanıma yalnız serçelerin uykusuna yetecek kadar gece böcekler için rutubet örümcekler için kuytu biraz da sabah sisi yabani güvercin kanatları renginde."
Zamansızlık/ İsmet Özel
"Sen ve yağmur. Başa dönemezsiniz. Öyle bir yol yürüdünüz ki ancak dönüş yolunu yok ederek gelebilirdiniz inişiniz bir iniş olurdu başa dönmemecesine. Yağmur yalnız yağarken yağmurdur sen yalnız senken sensin burada kalamazsın ve başa dönemezsin gitmek zorundasın."
Elif Şafak’tan...
“Bir bakıma, varmakla gitmek arasındaki o incecik çizgiyi genç yaşta ayırt etmiş ve her zaman, varmaktan değil de gitmekten yana olmuştu. ...Gitmek başı sonu olmayan, menzili meçhul bir seyrüsefer; varmaksa güzergahı önceden çizilmiş, hedefi malum bir tırmanıştı. Gitmekte aslolan dere tepe taban tepip durmaksızın hareket ederek rüzgarı hissetmek; varmakta aslolansa, o tepeye vardıktan sonra durup rüzgarı elde etmekti. Gitmek hafızası kudretli ve inatçı olanların, varmaksa hayal gücü engin ve obur olanların işiydi. Gitmek kadere diş bileyenlerin, varmaksa kadere inanmayanların tercihiydi."
16 öğeden 11 ile 16 arasındakiler gösteriliyor.