Yaşadığımızın bilince, farkına varmak için ölümle, ölümümüzle yüzleşmek mi gerekiyor?
Bazen evet.
Zaman akıp giderken, hayatımızda bizi mutlu edecek, güldürecek çoğu şeyin varlığından haberdar mıyız?
Haberdarsak bizi mutlu edecek bu şeyleri ne kadar yaşamaya, yakalamaya çalışıyoruz?
Bu şeylerin değerini, varlığını ancak sağlığımızın kötü olduğu zamanlarda mı anlamak zorundayız? Belki.
Ama ille de yaşadığımızın farkına varmak için ölüm kavramıyla yüzleşmemize gerek yok.
Günlük hayatta karşımıza çıkan, büyük, küçük mutlulukların kapısını aralamaya çalışmamız yeterli hayatımızı güzel bir şekilde devam ettirmek için.
Sevdiğimiz bir arkadaşımızın, dostumuzun, hadi gel de bir çay içelim, daveti
Ablanın; bu akşam puding mi yapsak teklifi
Babanın, pazar günü bir yerlere mi gitsek teklifi
....
Kitap, tam olarak bunu anlatmakta.
Scrooge adlı karakter, mutlu olma adına çaba sarfetmeyen, öyle ki yeğeninin, noel akşamı yemeği davetine alay ederek, ters bir şekilde hayır diyen bir karakter.
Scrooge aniden enteresan bir şekilde ölümüyle yüzleşir ve hayatının farkına varır ve mutlu olma serüveni başlar.
Ölüm tehlikesine gerek kalmadan yaşadığımızın farkına varmamız dileğiyle...
Tavsiyemdir, sağlıcakla...