Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Bir Pulsuz Dilekçe

Uğur Mumcu

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
“Yurttaş olup bitenleri gözleriyle görüyor, kulaklarıyla işitiyor. Bir ailenin sıfırdan milyoner olduğu ortada. Nasıl zengin olduğu da belli. Yasa dışı krediler, sahte belgeler de gözler önünde... Ve bütün bunlardan sonra, silah hep aynı: —Kahrolsun komünistler.. Sahte belgelerle devletten milyonlar çekenler kahrolmasın, onlar her yerde yaşasın... Paris’te, Londra’da, Zürih’te, İstanbul’da Boğaz’da, büyük otellerde kumar masalarında yaşasın... Bu yolsuzlukları ortaya çıkaranlarsa sürünsün: Evlerine kurşun atılsın... Cezaevlerine girsinler... Askerlik görevlerinde rütbeleri alınsın... Taşlansın,dövülsün... Onlar vatansever ve milliyetçi.. Vergi iadesi aldıkları için, milyonlar vurdukları için... bunlara karşı çıkanlar da vatan haini komünist, anarşist, devlet düşmanı... Devlet, eşittir , Demirel ailesi... Bu işin özeti budur. Demirel ailesinin aldığı yeni “ teşvik belgesi” hayırlı uğurlu olsun.. Neler yapmadık şu vatan için? kimimiz öldük, kimimiz hapis yattık, kimimiz de milyoner olduk... Kolay mı devletin bütünlüğünü korumak?.. (12 Temmuz 1976)
Uğur Mumcu, soruyor.- *Cinayet, yolsuzluk ve işkence... Bu uğursuz üçgeni kırmadan, ne demokrasiden söz edebilirsiniz, ne de özgürlükten. Kapatılan yolsuzluk dosyaları, demokrasi uğruna... Ödüllendirilen işkenceciler demokrasi uğruna... İşlenen cinayetler hep demokrasi uğruna... Öyleyse, bu düzen, bu devlet, bu demokrasi, kim için, ne için? Söyler misiniz, ne için ve kim için?»
Reklam
Bazı ülkelerde, bazı kimseler, devleti soymak için, politikacı kılığına girerler. Bunlar partilerde, parlamentolarda boy gösterirler. İthalat, ihracat, banka soygunu gibi işleri siyasal ilişkilerle yürütürler. Bunları da çetecidir. Çetelerin en aşalığı da bunlardır. Bunlar yüzlerine, devlet adamı maskesi takıp, halkı soyarlar. Allaha çok şükür, memleketimizde böyle çeteler yoktur..!
Bir yolsuzluk haberi duysanız şaşırır mısınız? Şaşırmazsınız. Çünkü bilirsiniz ki, yolsuzluk, çok partili düzenimizin vazgeçilmez parçalarından biridir. Şurada, mobilya yolsuzluğunun girdisini çıktısını anlatmaya kalkışsak, belki de kızarsınız. Haklısınız da... Artık, bunlar günlük olaylardan oldu bile... Kimse yadırgamıyor, kimse aldırmıyor bunlara.
Kanserdik. Ölüm her gün bir sinsi yılan gibi, dolaşıyordu derilerimize. Uydurma davalarla kapattılar hücrelere. Hastaydık. Yurtdışına gitseydik kurtulurduk belki. Bir buçuk yaşındaki kızlarımızı öksüz bırakmazdık. Önce kolumuzu, omuz başından keserek, yurtseverlik borcumuzun diyeti olarak fırlattık attık önlerine. Sonra da otuz iki yaşında, bırakıp gittik bu dünyayı ecelsiz. Öldürüldük ey halkım, unutma bizi!..
“ Korkmadan öldük ey halkım, unutma bizi... Bir gün mezarlarımızda güller açacak ey halkım unutma bizi... Bir gün sesimiz, hepinizin kulaklarında yankılanacak ey halkım unutma bizi Özgürlüğe adanmış bir top çiçek gibiyiz şimdi, hep birlikteyiz ey halkım unutma bizi, unutma bizi, unutma bizi... (25 Ağustos 1975)
Sayfa 203Kitabı okudu
Reklam
Yoksulluğun bükemediği bileklerimize, çelik kelepçeler takıldı. İşkence hücrelerinde sabahladık kaç kez. İsteseydik, diplomalarımızı, mor binlikler getiren birer senet gibi kullanırdık. Mimardık, mühendistik, doktorduk, avukattık. Yazlık, kışlık katlarımız, arabamız olurdu. Yüreğimiz işçiyle birlikte attı, köylüyle birlikte attı. Yaşamımızın en güzel yıllarını, birer taze çiçek gibi verdik topluma. Bizleri yok etmek istediler hep. Öldürüldük ey halkım unutma bizi!..
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.