Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Bir Ruh Macerası

Ayşe Şasa

Bir Ruh Macerası Gönderileri

Bir Ruh Macerası kitaplarını, Bir Ruh Macerası sözleri ve alıntılarını, Bir Ruh Macerası yazarlarını, Bir Ruh Macerası yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Maskaralık yaptığın sürece seni alkışlarlar, ciddi bir şey yaptığında kimse suratına bakmaz.
Reklam
Orhan Pamuk da söylüyor romanında ve hatıratında… Tanzimat yıllarından başlayarak kademe kademe dinden, gelenekten uzaklaşılıyor. Cumhuriyetin ilk yıllarında türeyen zümre, dini yanlarında çalışan müstahdemin, hizmetkârın bağlandığı hurafe olarak görüyor. Başörtüsü, gelenek, namaz alt zümrenin simgeleri gibi değerlendiriliyor. Hepimiz payımızı almıştık bu olumsuz havadan.
Çok tuhaf bir şekilde daha sonra bu insanların hâllerinde, gözlerinde, davranışlarında hep bir yumuşaklık görmüştüm. Bu nerden geliyor? Tabii ki İslam’dan gelen bir şey… Yani çok taklidi bile olsa bizim halkımızda gelenekten gelen bir yumuşaklık, bir tabiilik var. Bir acıma, bir merhamet, bir affedicilik, bir hakseverlik…
Çünkü bir insanı devamlı yapayalnız, yapay bir terbiye altında tabiatın içinde tutarsanız, başka çocuklarla temasını keserseniz, gerçekte onun tabii gelişimini engellersiniz. Gönlüne inşirah vermesi gereken tabiat bile ona korku vermeye başlar.
Yalnızlıkla beraber bencillik gelişiyor ;feci tarafı da bu;mariz bir bencillik...
Reklam
Görgü bir nakil işidir. Sen geçmişten aldığın bir şeyi geleceğe devredersin.
160 syf.
·
Puan vermedi
·
9 saatte okudu
TRT TÜRK youtube kanalındaki Ramazan Kitaplığı programında #naimeerkovan hanımdan dinlediğim Ayşe Şasa hayatına hayran kalarak, bir çırpıda okuyup bitirdim. Necip Fazıl’ın buhranlı arayış döneminin daha derin yaralı hali Ayşe Şasa’nın yaşadıkları. İki yaşından başlayarak yaşadıklarının onda bıraktığı derin yaralar şizofreni teşhisine kadar giderken, vehimlerinin çokluğu çoğu zaman onu yaşamın kıyısına kadar getiriyor. Hayatta keskin dönüm noktaları olur ya işte onun içinde yatırıldığı ruh hastanesi böyle bir öneme haiz oluyor. Ordan çıktıktan sonra yaşadıkları Yeşilçam senaristi bir kadının nerden nereye gittiği ve erdiği iman noktası onu şükür ki hastalığından da kurtarıyor. İbretlik bir hayat olması yanında dönemin Türkiye’sine de ayna tutarak asrilik dediğimiz olgunun nasıl da kültürümüzü ve dini değerleri yok saydığını görüyoruz. Etkileyici…
Bir Ruh Macerası
Bir Ruh MacerasıAyşe Şasa · Timaş Yayınları · 20221,965 okunma
“Biliyor musun, hayat bitti zannedersin, yeniden başlar, bitti zannedersin yeniden başlar.” Çok güzel değil mi? Benim hayatım defalarca bitti zannettim ve hep yeniden başladı. Bu böyle bir şey… Bitiş çizgisine geldim geldim derken, yeni bir yol açılıyor, taze bir hayat… Herhâlde, gerçek sona vasıl olduğumuz zaman da, orada yeni bir hayata doğuyoruz.
Sayfa 129Kitabı okudu
Mesela, modernitenin vazgeçilmez ve zamanüstü bir yenilik ideolojisi olmadığını, benzer asırların tarihte çokça yaşandığını, bugün modern denilen şeylerin de öncekilerden baskın hiçbir özelliği olmadığını anlatmıştır. Bu büyük bir sadeleşme, çünkü biz hep modern zamanlarda olmaktan dolayı karamsarlık duyuyoruz. Bu karamsarlık da pek çok şeyden kaytarmamıza vesile oluyor; umutsuzluk veriyor. Zaman o kadar kötü ki biz mazuruz falan gibi… “Hz. Âdem’den beri bütün yaşantının özü aynıdır, sadece zuhur değişir. Habil ile Kabil’in cinayetiyle başlıyor zaten tarih…” sözleri ona aittir.
Sayfa 127Kitabı okudu
Reklam
“Bir kuşak evvel samimi bir dini hayat yaşayan kimselerin torunları, Allah isminden habersiz yetişiyor.”
“Şimdi” diyor Kemal Tahir, “konuşmamız gerekiyor. Sabaha bu adam idam edilecek. Fakat birden fark ediyorum ki, bu dünyada bütün konuşmalar geleceğe aittir, geleceği olmayan bir adamla konuşacak hiçbir şey yoktur!” İdam mahkûmuyla doğru dürüst bir laf bulup konuşamıyor Kemal Tahir…
Zaman zaman yaptığımız sohbetlerde, zamanında sosyoloji ve felsefe yüzünden karışmış kavramları kafamda sadeleştirdi. Mesela, modernitenin vazgeçilmez ve zaman üstü bir yenilik ideolojisi olmadığını, benzer asırların tarihte çokça yaşandığını, bugün modern denilen şeylerin de öncekilerden baskın hiçbir özelliği olmadığını anlatmıştır.
Sayfa 151Kitabı okudu
“Seni” dedi, “insanlar boyuna posuna bakarak kuvvetli bir şey zannediyorlar, oysa Andersen’in her zaman yağmur altında, yalınayak kibritlerini satmaya çalışan kibritçi kızına benziyorsun!”
Sayfa 119 - B. Oran A. Şasa’ya söylüyor.Kitabı okudu
Batıya karşı olup da Batılı fikirlerle kurtulmaya çalışmamı Batılı mürebbiyelerden gördüğüm zulmü ve Batılı hayat tarzına karşı takındığım menfî tavrı, yine Batıdan gelen sosyalist fikirlerle bertaraf etmeye kalkışmamı bir trajedi olarak yorumluyordu. (Beşir Ayvazoğlu Ayşe Şasa hakkında yazdığı bir portre yazısında)
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.