Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

HA

Kendimizle ilgili tutunduğumuz her genelleme (etiket, olumlu veya olumsuz farketmeksizin) davranış repertuvarımızı daraltır.
Sayfa 86
Reklam
HA
@_H_A_·Bir kitap okudu
160 syf.
·
Puan vermedi
Bir Ruh Macerası
Bir Ruh MacerasıAyşe Şasa
8.9/10 · 1.966 okunma
“Biliyor musun, hayat bitti zannedersin, yeniden başlar, bitti zannedersin yeniden başlar.” Çok güzel değil mi? Benim hayatım defalarca bitti zannettim ve hep yeniden başladı. Bu böyle bir şey… Bitiş çizgisine geldim geldim derken, yeni bir yol açılıyor, taze bir hayat… Herhâlde, gerçek sona vasıl olduğumuz zaman da, orada yeni bir hayata doğuyoruz.
Sayfa 129Kitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Mesela, modernitenin vazgeçilmez ve zamanüstü bir yenilik ideolojisi olmadığını, benzer asırların tarihte çokça yaşandığını, bugün modern denilen şeylerin de öncekilerden baskın hiçbir özelliği olmadığını anlatmıştır. Bu büyük bir sadeleşme, çünkü biz hep modern zamanlarda olmaktan dolayı karamsarlık duyuyoruz. Bu karamsarlık da pek çok şeyden kaytarmamıza vesile oluyor; umutsuzluk veriyor. Zaman o kadar kötü ki biz mazuruz falan gibi… “Hz. Âdem’den beri bütün yaşantının özü aynıdır, sadece zuhur değişir. Habil ile Kabil’in cinayetiyle başlıyor zaten tarih…” sözleri ona aittir.
Sayfa 127Kitabı okudu
“Şimdi” diyor Kemal Tahir, “konuşmamız gerekiyor. Sabaha bu adam idam edilecek. Fakat birden fark ediyorum ki, bu dünyada bütün konuşmalar geleceğe aittir, geleceği olmayan bir adamla konuşacak hiçbir şey yoktur!” İdam mahkûmuyla doğru dürüst bir laf bulup konuşamıyor Kemal Tahir…
Reklam
HA tekrar paylaştı.
İnsan yola bir kere çıktı mı, bazen nereye gittiği ya da niye gittiği önemini kaybediyor.
Sayfa 143 - Doğan Kitap, 1. Baskı, Ekim 2013.Kitabı okudu
Batıya karşı olup da Batılı fikirlerle kurtulmaya çalışmamı Batılı mürebbiyelerden gördüğüm zulmü ve Batılı hayat tarzına karşı takındığım menfî tavrı, yine Batıdan gelen sosyalist fikirlerle bertaraf etmeye kalkışmamı bir trajedi olarak yorumluyordu. (Beşir Ayvazoğlu Ayşe Şasa hakkında yazdığı bir portre yazısında)
.. bir çocuğun kişiliği, idealleri annenin babanın değerlerine göre şekillenir…
- İnsan hayatında neyin “ayrıntı” olduğunu söyleyecek bir ölçümüz yok değil mi? + Çok doğru, “ayrıntı” dedim, ama çok esaslı bir belirleyiciliği var. Üstelik bu sadece bir kerecik yaşadığım “sıra dışı” bir olay; anneannem tek sefer beni camiye götürüyor ve secde ediyorum… Kiliselerin sarı, dumanlı karanlığına karşın, caminin ahengi, huzuru bende bir yumuşaklık, bir hilm uyandırıyor. İslam’daki rahmet boyutunu, Rahman olan Allah’ın sıfatlarını adeta yansıtmış olmalı ki, küçücük bir çocuğun ruhunda derin bir iz bırakıyor. Camideki o cemal bana kendisini sevdirmişti, daha önce gördüğüm kilise ile aradaki farkı hemencecik hissetmiştim. Kilise korku verici bir yer, cami huzur veren ve teskin eden bir yer.
Bütün bunları korkuma rağmen değil, korkumla birlikte yaptım.
Sayfa 60
Reklam
… çünkü hiç bir acı baki değildir (Sabahattin Ali) , her duygunun bir vadesi, bir yaşam süresi vardır.
Sayfa 52
*Temiz acı* hayatın normal işleyişi esnasında başımıza gelen üzücü olaylar, rahatsızlık verici duygu ve düşünceler karşısında hissettiğimiz saf, insan olmanın bir parçası olan acıdır. *Kirli acı* ise başımıza gelen olaylardan ziyade, başımıza gelen olayın sebebiyet verdiği acımızı kontrol etmeye, azaltmaya, yok etmeye çalışmamız sonucu oluşan acıdır. Bu acı kirlidir, çünkü içinde başımıza olayla ilgili duygumuzu gerektiğince yaşamamıza izin vermeyen düşüncelerden oluşan katkı maddeleri vardır. Her *Deneyimsel Kaçınma*nın sonucunda katman katman artan acıdır, kirli acı.
Sayfa 51
Türkçeden evvel öğretilen başka diller, Türkçe konuşan bir toplumla düşünce bağlarını da köreltecektir. Çünkü bütün bunlar bir bilinç düzeyinde olmuyor. Ben gidip Almanca öğreneyim demiyorsunuz. Bunlar size belli bir yaşam tarzının gerekliliği olarak dayatılıyor. Türkçeden evvel Almanca öğreniyorsunuz. Adı üstünde anadil… Ben anadilden önce “dadıdil” öğrendim.
Bu ecnebi mürebbiye zulmü o kadar değişik bir şey ki; bir anne, yanı başında öz çocuğunun zulüm gördüğünü fark etmez mi? Ne kadar idealize ediyor, ona dikkat edin; bu kadın vicdansız bir kadın değil! Normal bir anne… Merhamet duygularıyla dolu bir kadın; fakat o derece gözü kararmış ki, değişik bir şeye atlamaya çalışıyor, başka bir standarda… Batı hayranlığı yanı başındaki hakikati fark edemeyecek kadar bu insanları körleştirmiştir. Bence ibretlik bir şey ve burada mühim olan, benim annem, babam ve benim hayatım değil; biz gelip geçici, küçük şeyleriz. Ama bu küçük ünitede, benim hayatımda yaşanan bu vahşet, toplumun bütün katmanlarında şiddet farklılıklarıyla yaşanıyor ve makro planda da yaşanıyor. Felaket burada…
Tabiat neden kasvet versin?
Çünkü bir insanı devamlı yapayalnız, yapay bir terbiye altında tabiatın içinde tutarsanız, başka çocuklarla temasını keserseniz, gerçekte onun tabii gelişimini engellersiniz. Gönlüne inşirah vermesi gereken tabiat bile ona korku vermeye başlar.
145 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.