Özet:
Minik bir şeftalinin ağaç olma hikayesi. Sahip Ali ve Polat isimli iki arkadaşın minik şeftali ağacıyla olan bağlarını işliyor. Fakir köy halkı ve onlara acıyıp, birazcık olsun insafa gelip yardım etmek yerine arsasındaki tüm şeftalileri zenginlere satan bir bahçıvanla başlıyor. Sahip Ali ve Polat ise bahçeden yuvarlanıp gelen o şeftalilerden birini sahiplenerek kendi meyvelerini yiyebilmek istiyorlar. Bu güzel şeftalinin tadını yaşatmak için onu var güçleriyle koruyorlar, bakımını eksik etmiyorlar. Tüm hikayeyi küçük şeftali ağacının gözünden dinliyoruz. Onun da tek derdi ona bu kadar özen gösterip büyütmeye çalışan çocuklara o tatlı meyvelerinden ikram edebilmek. Kimi zaman bunun için büyük fedakarlıklar yapıyor, bir dalına odaklanabilmek için diğer dallarına giden besinleri kesiyor, kimi zaman çiçekleri bir rüzgarla savrulup gidiyor, ya da dalları kuruyor. Şeftali ağaçları ve meyveleri, bebeğini emziren bir anne gibi tasvir edilmiş, böyle ufak doğa betimlemeleri kitaba çok güzel bir derinlik katmış. Sonlara doğru öğreniyoruz ki çocukların şeftali ağacına gübre olması için doladıkları yılan, Polat'ın ölüm sebebi oluyor. Şahmeran'daki gibi, öldürülen bir yılanın öcü, başka bir kardeşi tarafından alınıyor. Ölüme karşı bu kadar tecrübesiz ve çelimsiz olan Sahip Ali, şeftali ağacıyla vedalaşarak köyden ayrılma kararı alıyor. Bunun üzerine şeftali ağacı bahçıvan tarafından keşfediliyor, keşfediliyor ama artık bir amacı kalmayan şeftali ağacı testereli tüm tehditlere rağmen bahçıvana bir tane olsun şeftali vermiyor.