Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Modernleşmenin Zihniyet Dünyası

Bir Tanpınar Fetişizmi

Besim Dellaloğlu

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Orijiner düşünce olmadan, orijinal düşünce olmaz. Geçmişi olmayanın geleceği de olmaz. Benjaminin çok sevdiği bir söz vardır: “Köken hedeftir.” Kökenleri hedeflemeyen, orijinalliği de ıskalar. Kaynaklarını eleştirel bir biçimde bile olsa ciddiye alamayanı, Batı’da kimse ciddiye almaz. Belki de “yerel olunmadan evrensel de olunamaz” gibi bir mahrumiyet kadar değildir.
Türkiye bir sosyoloji ülkesi olmaktan çok siyaset bilimi ülkesidir. Modernleşme ülkelerinde, toplumsal olanın siyasal olana etkisi daha sınırlıdır. Sosyal olan siyasal olanı kuşatmaz. Meseleler sosyolojik olmaktan çok politiktir. Bu da sosyolojinin alanını daraltan, siyaset biliminin alanını genişleten bir olgudur.
Reklam
insanlar yeterince güçlü bir değerler sistemi üretemediklerinde bayağılaşırlar. Kalıplaşmış değerlere sığınırlar. Görgüsüzleşirler. Bütün modernleşmeler trajiktir. Sürekli kendisi olmak ile başkası olmak arasında radikal seçimler yapma durumunda kalmak. Bizim modern olmamız için başka tür bir takvim ve başka bir tür şapkaya ihtiyacımız olmuştur. Batılı böyle bir trajediyi yaşamamıştır. Bu ülkenin modernleşmesi bir tür kendimiz olmaktan utanmanın hikâyesidir. Bu gerçekten trajik bir meseledir. Bu nedenle bizim memleketin modernleşmesinin biliminden çok sanatı yapılır.
“Geçmişi inkâr etmek ve şimdiki zamandan başka bir zamana sahip olmamak halis bir yalandır. Bugün, ancak dün ve yarın arasında mana kazanır. Dünden uzaklaşan ve yarına yaklaşan bir geçiştir... Zamanın üç unsurundan birini inkâr etmekle, hepsini toptan reddetmek arasında fark yoktur... Sahici modern adam, üç zaman içinde de yaşamasını bilendir”
Sayfa 108Kitabı okudu
Bugün ise bambaşka bir dünyada yaşıyoruz artık. Üniversite, akademi, sosyoloji vb. hepsi birer meslek, kariyer. Departmanlaşma, aşırı uzmanlaşma elbette bunun sonuçları. Bugün bizler belli alanlarda gerçekten uzman ama memleket üzerine, dünya üzerine söyleyecek pek fazla sözü olmayan yüzlerce, binlerce akademisyeniz. Memleketin tarihini, edebiyatını yeterince önemsemeyen. Sosyoloji giderek bir tür teknisyenliğe dönüşüyor sanırım
Tarih her zaman bir şimdide yazılır. Tarih yazımı, şimdinin geçmiş şimdilere bakan gözüdür. Şimdinin geçmiş şimdileri yorumlama tarzıdır. Tarih nerede yazılır? Padişahın otağında, kralın sofrasında yazılır. Dolayısıyla tarih hep güçlülerin, kazananların tarihidir. Ezilenlerin tarihi henüz yazılmamıştır. Açların, aslanların tarihini kim yazacak? Onlar ancak tarihe konu olurlar. Hegel, “Afrika’nın tarihi yoktur” der. Ne kadar acımasız bir cümledir bu. Afrika ancak sömürgeleşme döneminde tarihe dahilolmuştur. Afrika ancak tarihin konusu olmuştur. Afrika ancak tarihin nesnesi olabilir, tarihin öznesi olamaz. Başkalarının tarihinin mezesi olur
Sayfa 103Kitabı okudu
Reklam
Ansiklopedisiz bir Aydınlanma Çağı, resimsiz bir Rönesans, sosyolojisiz bir Sanayi Toplumu, romansız bir Birey, antropolojisiz bir Sömürgecilik, medyasız bir İletişim Toplumu düşünebilir miyiz?
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.