Bir Yalnız Ağaç
Ahmet EfeEn Eski Bir Yalnız Ağaç Sözleri ve Alıntıları
En Eski Bir Yalnız Ağaç sözleri ve alıntılarını, en eski Bir Yalnız Ağaç kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Âteşlerin içinde yandığım bilmez misin?
Şu kanlı gözyaşımı elinle silmez misin?
Yüzüme bir kez olsun bakıp da gülmez misin?
Son soluğun içinde çağırsam gelmez misin?
Gelip de sarmaz mısın yâremi Lokman gibi?
Var mıdır bencileyin uğruna kurban gibi?..
Büyük zillet içinde düşmezdi gayyalara,
Rabbinin her kavlini emr u fermân bileydi...
A bülbül sen de ağla âşığın feryâdına,
Getirmez bir gün olsun yâri onu yâdına...
Şirin gibi sefâlar içre gezip dolaşır,
Bir kez olsun dönüp de bakmaz ki, Ferhâdına!..
A bülbül nâmuradı kim bermurâd eyler ki?
Eyvâh ki, kimse gelip yetişmez imdâdına...
Sen de Ahmet gibi hep ağlayıp söyler misin,
Kışa döndü baharım, vah bana eyvah bana!..
Yüce dağdan kar istersin, a can dağda kar mı kaldı?
Bir vefalı yâr istersin, Leyli gibi yâr mı kaldı?
Süremezsin burda sefâ, çekeceksin sâde cefâ
Kim gösterir ahde vefâ, hem nâmus u âr mı kaldı?
Kâr eylemez dosta sözün, kan yaş döker iki gözün
Geçip gitti yazın, güzün, bostanında nar mı kaldı?
Kurtulur da cân u tenden, ayrılırsın bu gülşenden
Ahmed’im dünyada senden bir âh ile zâr mı kaldı?..
Bir tek işaretiyle iki şak oldu kamer
Apaçık mûcizeyle gösterir burhânı, Gül…
Bazı kez firkatiyle nâr edip yandırsa da
Bir nazarla şâd eder bülbül-i nâlânı, Gül…
A dost senin kelâmını bir kez olsun duyam diye
Padişahlar sohbetini bir kenara atmadım mı?
Kuş tüyünden yastıklara koyar iken başımı ben
Zincirine bağlanıp da eşiğinde yatmadım mı?
Çağıl çağıl ırmakları, pınarları terk edip de
Uzattığın ağuları şerbet diye tatmadım mı?
“Şu Ahmed’i kölem diye pazarımda satam!” dedin,
Her emrine boyun büküp, sözlerini tutmadım mı?
Nefsimin çemberinden çıkamadım ne çâre,
Bir fasit dairede durmadan boşa döndüm!
Çırpındıkça batmışım, günahın batağında
Nice yollar kat ettim, her vakit başa döndüm!
Bir kırık testi gibi sızdırmışım suyumu,
Tadı tuzu kalmamış yavan bir aşa döndüm...
Görmedim hiç gün yüzü, tatmadım hiç bir safâ
Baharı hiç görmemiş bir karlı kışa döndüm!..
Yakıp durdum bir ömür hicran ile özümü,
Kanatları kırılmış bir öksüz kuşa döndüm...
Gördüm de yâd ellerin çalgı çengi içinde
Oynayıp güldüğünü, çatılmış kaşa döndüm!
Yârini kaybeyleyip ağlayan âşıkların
Gözlerinden süzülen kıpkızıl yaşa döndüm!..
Otlar dahi yetişmez bir kabristan içinde,
Hiç yazısı olmayan bir yalnız taşa döndüm!..
Cahillerin konuşup, âlimlerin sustuğu,
Ayağın baş olduğu devrâna yuh desinler!..
Derdime az diyorsun,
Kışıma yaz diyorsun,
Bir mezar kaz diyorsun,
Küreğim, kazmam mı var?!