Demek ki biz, yalandan uzak bir dünya düşünüyoruz önce, sonra buna gerçekmiş gibi bakıyoruz, yaşantımızı buna göre ölçüp biçiyoruz, uydurma dünya ile bağdaşma kuramayınca ortaya hiç yoktan bir karmaşıklık çıkarıyoruz. Hiç yoktan...
Sonra da oturup bunun hikâyesini yazmaya kalkıyoruz. Nedir son hikâyenin adı: Birbirimizi Anlıyamayız. Amma da anlayamayız...