Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Biricik ve Mülkiyeti

Max Stirner

Biricik ve Mülkiyeti Gönderileri

Biricik ve Mülkiyeti kitaplarını, Biricik ve Mülkiyeti sözleri ve alıntılarını, Biricik ve Mülkiyeti yazarlarını, Biricik ve Mülkiyeti yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bizler: Ben ve Sen ve Siz hepimiz bir diğeri için faaliyette bulunuyoruz ya da “çalışıyoruz”, demek ki biz , her birimizin birer işçi olması bakımından eşitiz… Bizim için önemli olan birbirimiz için ne olduğumuzdur… Örneğin biri benim giysilerimi diker(terzi) , Ben de onun eğlence gereksinimini karşılarım (komediyazarı veya ip cambazıyım), bir başkası benim beslenme gereksinimimi karşılar (çiftçi) , Ben de onun bilgi edinmesini sağlarım (bilginim) vb. DEMEK Kİ İŞÇİLİK BİZİM ONURUMUZ ve BİZİM —EŞİTLİĞİMİZDİR.
Sayfa 107 - Norgunk, 1.Baskı Mart 2017, çev: İbrahim Türkdoğan
"Delilerle aynı eve kapatılmış olmanın ne kadar ürpertici olduğunu anlamak için, zamanımızın günlük gazetelerini okumak ve dar kafalıların söylediklerine kulak kabartmak yeterlidir"
Sayfa 43 - Norgunk YayınlarıKitabı okudu
Reklam
334 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
H. İbrahim Türkdoğan: Max Stirner ve Eserleri
Varlık Ergen
Varlık Ergen
varlikergen.com bilimkurgukulubu.com adresinde yayımlandı: Geçtiğimiz günlerde yayımladığı kitaplarla ve öne sürdüğü manifestosu ile dikkatleri üzerine çekmiş bir yayınevi ile tanıştım: Başıbozuk Yayınevi. “… İşte bütün bu düzenlenmiş gönüllü aygıtlarda konumlanmış kural koyuculara karşı, onların yazar, yapıt, tür belirlemelerine karşı,
Biricik ve Mülkiyeti
Biricik ve MülkiyetiMax Stirner · Norgunk Yayınları · 2017372 okunma
Suçlar sabit fikirlerden doğar. Evliliğin kutsallığı bir sabit fikirdir. Bu kutsallıktan bağlılık duymamanın suç olduğu fikri gelişir ve bu nedenle de evlilik yasası bu tür suçlara kısa ya da uzun süreli bir ceza getirir. Ancak bu ceza "özgürlüğü kutsal" olarak ilan edenler tarafından özgürlüğe karşı bir suç olarak görülmelidir ve kamuoyuda sadece bu anlamda evlilik yasasını kınamıştır. Toplum, her bireyin kendi hakkını elde etmesini istiyor ama sadece toplumca tanınan hakkı, toplumun kendi hakkını istiyor, gerçekten bireyin kendi hakkını istemiyor. Ancak Ben, kendi erk yetkinliğime dayanarak Kendime hak veririm ya da alırım ve her türden üstün erke karşı asla tövbe etmeyen bir suçluyum. Kendi hakkımın maliki ve yaratıcısı Ben, Kendimden başka hiçbir hak kaynağı tanımam, ne Tanrı'yı, ne devleti, ne doğayı, ne de şu "ebedi insan haklarıyla" birlikte insanın kendisini, ne insansal ne de tanrısal hakkı. Hak - "kendinde ve kendisi için". Demekki Bana ilişkin olmaksızın! "Mutlak hak!" Demekki Benden kopuk! Kendinde ve kendisi için varolan! Bir mutlak! Ebedi hak! Hakikat gibi!
ne zamandır alıntı paylaşmıyorum :)
Ayrıcalıkların birçoğu zamanla ortadan kaldırıldı, ama bu sadece kamunun ve devletin yararı içindi, Benim güçlenmem için yapılmadı. Örneğin tebaaların miras olarak başkasına geçmesinin kaldırılması sadece bir tek efendinin mirasçı olmasını sağlamış, halkın efendisini, monarşik erki güçlendirmiştir; Böylece tek efendiye kalan tebaa mirası
"Siyasi özgürlük"ten ne anlamalıyız? Bireyin devletten ve yasalarından bağımsız olması mı? Hayır, tam tersine: Bireyin devlete ve devlet yasalarına bağlılığını. O halde neden "özgürlük"? Çünkü birey, artık bir aracı vasıtasıyla devletle arasına mesafe koymamaktadır, bizzat devletle doğrudan ilişki içindedir; birey devlet
Sayfa 96 - NorgunkKitabı okudu
Reklam
"Neymiş benim üstlenmem gereken o bir sürü mesele? Öncelikle iyi meseleleri benimsemeliymişim, sonra Tanrı meselesini, insanlık, hakikat, özgürlük, insaniyet, adalet meselelerini; dahası halkımın, hükümdarımın, vatanımın meselelerini, ayrıca tin meselesini ve daha binlerce başka meseleyi... Bir tek Benim kendi meselem hiçbir zaman benim meselem olmamalıymış! "Tüh o egoiste! Yazıklar olsun, yalnızca kendini düşünene! ... Tanrısal şeyler Tanrı'nın meselesidir; insani şeyler ise insanın... Benim meselem ne tanrısaldır ne insani; hakikat, iyilik, adalet, özgürlük vs. de değildir, sadece ve sadece Benim olandır ve genel olmayıp tıpkı benim biricik olduğum gibi o da biriciktir. Benim için benden daha önemlisi yoktur!"
Hiyerarşi
Kimdir "fedakar"? Herhalde Bir tek-şey, Bir amaç, Bir irade, Bir ihtiras için diğer her şeyi feda edendir. Annesini ve babasını terk edip amacına ulaşmak adına tüm tehlike ve yoksunlukları aşan âşık da fedakar değil midir? Ya da tek tutkusu uğruna bütün hırslarından, arzularından, tatminlerinden vazgeçen ikbalperest, ya da servet biriktirmek için her şeyi kendinden esirgeyen cimri, ya da eğlence düşkünü vb.? Ona sadece tek bir ihtiras hükmeder ve o, bu tek ihtiras uğruna diğer tüm ihtirasları feda eder. Bu fedakar insanlar egoist değiller mi, kendi çıkarlarını düşünmüyorlar mı? Onlara hükmeden Tek tutkuları olduğu için, sadece bu tutkuyu tatmin etmeye çalışırlar ve bu uğurda çok çaba harcarlar: büyülenmişçesine bunun içinde erirler. Onların her bir davranışı, yaptıkları her şey egoistçedir ama tek taraflı, ufku dar ve dar kafalı bir egoizmdir, müptelalıktır.
Sayfa 70 - Norgunk
Hiçbir din bugüne kadar bu ya da öte dünyayla ilgili vaatler vermekten vazgeçmemiştir; çünkü insan ödül müptelasıdır ve karşılıksız bir şey yapmaz. Peki ya hiçbir ödül beklemeden, iyilik adına iyilik yapmak'a ne demeli? Sanki bahşedilen tatmin de bir ödül değilmiş gibi? Demek ki dinin temeli de bizim egoizmimizdir ve din bunu sömürmektedir; ihtiras örneğini düşünürsek, tek bir ihtirasımızın tatmini için diğer ihtiraslar boğulup gitmektedir. Bu, aldatıcı bir egoizm görüntüsüne sahiptir: Kendimi tatmin etmediğim, sadece bir ihtirasımı, örneğin mutlu olma arzumu tatmin ettiğim bir egoizm. Din bana en yüksek ödül sözünü veriyor; bunu elde etmek için diğer isteklerimi dikkate almıyorum artık ve onları doyurmuyorum. Sizin tüm faaliyet ve uğraşlarınız kendinize itiraf etmediğiniz gizli saklı, kapalı egoizmdir. Ancak bu, kendinize itiraf etmek istemediğiniz, kendinizden saklı tuttuğunuz yani açık seçik olmayan ve bu nedenle de bilinçdışında bastırılan bir egoizm olduğu için, egoizm değildir; bizzat köleliktir, hizmetçiliktir, kendini inkar etmektir. Siz hem egoistsiniz hem egoist değilsiniz, çünkü egoizmi inkar ediyorsunuz. En fazla egoist göründüğünüz yerde de egoist sözcüğüne nefret ve aşağılama kılıfını geçirdiniz.
Sayfa 150 - Norgunk
Binlerce yıllık kültür ne olduğunuzu karanlıklara gömmüş ve sizi birer egoist olmadığınıza, bizzat birer idealist olmak için yaratıldığınıza inandırmıştır. Silkinin ve atın bunları üzerinizden! Size sizi unutturan özgürlüğü kendinizi inkar ederek aramayın, bizzat kendinizi arayın, birer egoist olun, her biriniz her şeye muktedir bir ben olun. Daha açıkçası: Kendinizi yeniden tanıyın, görün gerçekten ne olduğunuzu ve ikiyüzlü uğraşlarınızı bir kenara bırakın, bırakın olduğunuzdan farklı biri olduğunuzu sanmakla içine düştüğünüz şu budala düşkünlüğünüzü. Size ikiyüzlü diyorum, çünkü hepiniz binlerce yıl boyunca hep birer egoist olarak kaldınız, ama uyuklayan, kendini aldatan, kaçık egoistler olarak. Siz kendinizin işkencecisi ve eziyetçisisiniz.
Sayfa 150 - Norgunk
Reklam
Özgürlük sadece şunu öğretir: bağlarınızı koparan, sizi rahatsız eden her şeyi başınızdan savın; özgürlük size kim olduğunuzu öğretmez. Kurtul, kurtul! diye seslenen bir çağrıdır onun parolası ve sizler, onun çağrısına hevesle boyun eğerek, kendinizden bile kurtulursunuz, kendinizi inkar edersiniz. Oysa kendi-olma, sizi kendinize geri dönmeye davet eder ve der ki: Kendine gel! Özgürlüğün himayesi altında birçok şeyden kurtulacaksınız, ancak yeni şeyler size acı verecektir: Kötü olandan kurtuldunuz, ama kötülük kaldı. Kendi-olan olarak gerçekten herşeyden kurtulacaksınız ve üzerinize yapışanlar olursa da bu sizin tercihiniz ve seçiminizdir, sizin keyfinizdir. Kendi-olan özgür doğar, doğuştan özgürdür; özgür ise, sadece özgürlük müptelasıdır, hayalcidir, hayalperesttir. Kendi-olan kökende özgürdür, çünkü kendinden başka hiçbir şey tanımaz. Kendini kurtarma gereksinimi yoktur, çünkü daha başında kendinden başka her şeyi yadsır, kendinden başka hiçbir şeye değer vermez, hiçbir şeyi üstün görmez, kısacası kendinden çıkar ve kendine döner. Çocukça saygının egemenliği altındaki kendi-olan, bu egemenlikten kurtulmak için ta o zamandan arayışa koyulur. Kendi-olma, küçük egoistte faaliyete geçer ve ona arzuladığı özgürlüğü verir.
Sayfa 149 - Norgunk
Madem ki özgürlük ben için elde edilmeye çalışılıyor, peki neden ben'in kendisini başlangıç, orta ve son olarak belirlemiyoruz? Ben, özgürlükten daha değerli değil miyim? Kendimi özgürleştiren ben değil miyim, bunda birinci değil miyim? Özgürlüğümü yitirmiş olsam da, binlerce kelepçeye vurulmuş olsam da, benim ve ben, özgürlük gibi sadece gelecekte veya umutta varolmuyorum; bizzat tümüyle değersiz bir köle olarak da benim şu anda da. Düşünün, sonra karar verin: bayrağınıza özgürlük rüyasını mı yazacaksınız yoksa egoizmi ve kendi-olmayı mı. Özgürlük, siz olmayan her şeye karşı sizde kin uyandırır, egoizm ise kendinizden hoşnut olmaya, kendinizden haz duymaya davet eder. Özgürlük bir özlemdir ve özlem kalacaktır, romantik bir yakınmadır, öte dünyaya ve geleceğe dair bir ümittir; kendi-olma bir gerçekliktir ve kaldırılmasını istediğiniz engelleri kendiliğinden ortadan kaldıracaktır. Sizi rahatsız etmeyenlerden zaten kopmak istemezsiniz ve eğer sizi rahatsız etmeye başlarsa, bileceksiniz ki kendinize itaat edeceksiniz, insanlara değil!
Sayfa 148 - Norgunk
Özgürlüğü hepiniz istiyorsunuz, hepiniz özgürlük istiyorsunuz. Peki, neden az ya da çok özgürlük için pazarlık ediyorsunuz ki? Özgürlük sadece tam özgürlük olabilir; bir parça özgürlük özgürlük değildir. Tam özgürlüğün, her şeyden sıyrılıp özgür olmanın mümkün olması sizi ümitsizliğe itiyor evet hatta sırf bunu dinlemenin bile bir delilik olduğunu düşünüyorsunuz. Madem öyle, bu hayaletin peşinde koşmaktan vazgeçin ve emeğinizi daha iyi bir şeye harcayın ulaşılamayacak bir şeye harcamaktansa. Evet ama özgürlükten daha iyi bir şey yok ki! Peki, özgürlüğe burada sizin o özgürlük kırıntılarınızdan bahsetmiyorum tam özgürlüğe sahip olursanız elinize ne geçecek? O zaman, sizi rahatsız eden her şeyden ama her şeyden kurtulmuş olacaksınız, canınızı sıkan, hoşunuza gitmeyen bir şey kalmayacak artık. Bunlarsız olmayı kim için istiyorsunuz? Herhalde kendiniz için, yolunuzda engel oluşturduğu için! Peki şayet herhangi bir şey sizi rahatsız etmezse, tam tersine, hoşunuza giderse, örneğin sevgilinizin yumuşak ama karşı konulmaz hükmeden bakışı o zaman bundan mahrum olmak ve bundan uzaklaşıp özgürleşmek istemezsiniz. Neden? Yine kendiniz için! Demek ki her konuda kendinizin ölçütü ve yargıcısınız. Şayet şu güzel aşk, şu esaret size iyi geliyorsa, özgürlüğü seve seve kapı dışarı edersiniz. Yeri geldiğinde de özgürlüğünüzü geri alırsınız, işinize gelmeye başlamışsa tabii.
Sayfa 146 - Norgunk
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.