“Dev adam hastanenin lüks, ama renksiz ve ruhsuz hasta odasında her sabah yenilenen güleryüzü ve rengarenk ceketleri, fularları, mendilleri, kemerleri, çoraplarıyla bir Miro sergisi gibi gerçeküstüydü. Naif bir ruhu dev bir beden korumasına almış adeta. Bütün bu serüven boyunca karşılaştığım ikinci şefkatli kişi.”