Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Bizanslı Gözüyle Türkler

Georges Pachymeres

En Yeni Bizanslı Gözüyle Türkler Sözleri ve Alıntıları

En Yeni Bizanslı Gözüyle Türkler sözleri ve alıntılarını, en yeni Bizanslı Gözüyle Türkler kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Artık her şey daha dayanılmaz bir hal almıştı ve biz bu durumu Tanrının acıların başlangıcındaki sözüyle anlatabiliriz; eğer uluslar söz verdikleri gibi bir yolunu bulup barış içinde yaşamayı başaramazlarsa, dünyanın sonunun geleceğini bilmeliyiz. Ancak bu söz kötülük yapanlar, duygusuzluk, zalimlik ve bunlar diğer kötü özelliklerini ortaya koyanlar için geçerli olmalıdır...
Sayfa 100
(..) gerçekten de felaketten korkmak hiçbir işe yaramıyordu, korkmak kurtulmak için yeterli değildi.
Sayfa 86
Reklam
"Seni ordunu ve hatta kendi hayatını önemsemekten alıkoyan şey ne?"
Sayfa 65
Amor Fati
"Karşı koymaya çalıştığımız kader doğal olarak galip gelmişti."
Sayfa 54
Şehirlerde yaşayan halkın tamamı, tabi ölenlerin dışındakiler, savaşın kuralları nedeniyle dağılmıştı. İşte tedbirsizliğimiz, kötü davranışlarımız, dürtülerimiz ya da bencil heveslerimiz sonucunda, Hıristiyanlar olarak Memlûklardan çektiklerimiz bunlardı.
Sayfa 47
Reklam
Doğu-Batı, Kuzey-Güney, falan-filan.. Ah şu lanet olası kıyaslamalarınız
Yeryüzünün iki noktası, kuzey ve güney karşı karşıyaydı. İkisi arasında hem güç hem de karakter bakımından farklılıklar bulunmaktaydı. Bu farklılıklar sadece insanlar arasında değildi, daha birçok alanda da farklılık vardı. Mesela kuzeyde hayvanlar beyaz, güneyde ise siyah renktedir; kuzeydekiler beceriksiz, güneydeki insanlar ise yeteneklerle doludur. Kuzeydekiler mantık bilimlerinden, doğadan, bilgelikten, yaşam düzeninden, sanat çalışmalarından, ne de insanların kendini gösterebilecekleri faaliyetlerden anlamazlar. Ancak çok ataktırlar, dövüşte hızlıdırlar, cesaretlidirler, kendilerinden geçecek kadar sarhoş olur, Mars tanrısı şerefine yerlere şarap dökerler. Güneyde ise durum tam tersidir; insanlar çok yeteneklidir, zekidir, siyasette ve sanatta mükemmeldir, bilgilidir. Ancak girişimlerde yavaştır, dövüşte korkaktır, çoğu işsiz gezer ve bir şeyle çok uğraşmaktansa az ilgilenmeyi tercih ederler. Bir doğa bilimleri uzmanı bu durumu güneşe bağlamıştı. Güneş ışınlarını bir noktaya çok az yayıyor ve çok az ortaya çıkıyor, beyinleri insanların zeki olmalarını sağlayacak kadar ısıtmıyor. Ancak az gözükmesi sayesinde deriler sertleşiyor, kol ve bacaklar güçleniyor. Diğer noktada, yani güneyde ise güneş çok daha fazla bulunduğundan insanların zekaları için gereken ısı sağlanıyor. Ancak onları erkek yapacak kol ve bacakları güçsüz kalıyor. Ve bu nedenlerle de doğa bilimi ruhların bedenlerle birlikte değiştiğine işaret ediyor.
Sayfa 45
Bizans İmparatoru, Türklerin yurdunu kolayca işgal eden, ancak yine de Sultan olarak anılmayan, Tatar Hanı Hülâgu ile barış anlaşması yaptı. Birbirinden başarılı günler geçiren Tatarlar, Türk ülkesini egemenliği altına almıştı. Ancak göçebe olarak adlandırılan ve yerleşik yaşama karşı olanlar, boyunduruk altına girmeyi reddedip özgürlüklerini korumak için kalelerimizi işgal ediyorlardı. Tatarların karşı konulamaz hamlelerinden çekinen İmparator, eğer Tatarlar saldırırsa onlarla arada sınır olması için Türklerin kalelerini elde etmenin yollarını arıyordu. Ayrıca yine endişeleri nedeniyle evlilik bağı kurarak uzlaşma yoluna gitmek istiyordu. Tüm bunların bir başka nedeni de, eğer savaş olursa bu savaşın Tatarların adlarının anımsattığı kadar korku ve dehşet dolu olacak olmasıydı.
Sayfa 41
Moğollar diye de adlandırılan Tatarlar, Türklerin üzerine saldırmışlardı.* Halifeye altın parçaları yedirerek onu öldürdüler. Bunu yapmalarının nedeni, onu öldürmekten çok dalga geçmekti: Altın harcayarak düşmanı yenen Halife ki, altını kendisinden daha çok severdi, sonunda altın yiyen bir obura dönüştürülmüştü. Halifenin boğularak ölmesiyle beraber Türklerin durumları da Sultan II. İzzettin Keykavus'u bile korkutacak kadar zayıflamaya başlamıştı. *Moğollar Bağdad'ı ele geçirdikten sonra Halife'den saklı bulundurduğu hazinesinin yerine söylemesini istemişlerdir. Ancak Halifenin bu isteği yerine getirmekte gecikmesi, ayrıca daha önce Moğolların kendisinden istediği para ve malları göndermemesi, 20 Şubat 1258'de öldürülmesine neden olmuştur. Bkz. Yuvalı, a.g.e., s. 77-78.
Sayfa 39
38 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.