Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Bize Göre (Açıklamalı Orijinal Metin)

Ahmet Haşim

Bize Göre (Açıklamalı Orijinal Metin) Gönderileri

Bize Göre (Açıklamalı Orijinal Metin) kitaplarını, Bize Göre (Açıklamalı Orijinal Metin) sözleri ve alıntılarını, Bize Göre (Açıklamalı Orijinal Metin) yazarlarını, Bize Göre (Açıklamalı Orijinal Metin) yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Sıhhatin fahiş derecede pahalı olduğu bir asırda, ucuz bir neşeyi tesellisizlere neden fazla görmeli?
Mevcûdâtın sükûtuna aldanmamalı! Mustaripler yalnız, “Mustaribim!” diye bağırabilenler değildir.
Sayfa 118Kitabı okudu
Reklam
Sevmeyi bilmeyen ölmeyi bilemez; harp sevginin mütemmimidir.
Sayfa 130Kitabı okudu
240 syf.
·
Puan vermedi
·
4 günde okudu
Göl Saatleri ve Piyale şiirleriyle tanınan Ahmet Haşim'in denemelerinden ve seyahat yazılarından oluşan Bize Göre, Gurebahane-i Laklakan ve Frankfurt Seyahatnamesi isimli üç kitabı bir arada basılmış bu edisyonda. Sadeleştirilmemiş metin olduğunu sonradan fark ettim ve ilk başlarda çok zorlandım, hatta bırakmayı düşündüm. Fakat okudukça hem
Bize Göre (Açıklamalı Orijinal Metin)
Bize Göre (Açıklamalı Orijinal Metin)Ahmet Haşim · Can Yayınları · 20203,607 okunma
O kül rengi sabahlar başımı yastıktan kaldırınca alnım bulutlara çarpacak ve beynim dağılacak diye korkardım. Gözümü açar açmaz bana bütün sevdiklerimin ölüm haberini vermişlermiş gibi bir demir pençenin sıktığı yüreğimde birtakım gözyaşları sellerinin akacak yol bulmak üzere vücudumun duvarlarına başvurduğunu, bir bağırma, dövünme, yırtma ve kırma ihtiyacının asap tellerimi tiril tiril titrettiğini duyardım.
Sayfa 209Kitabı okudu
Reklam
Frankfurt'a gelene herkesin sorduğu şunlardır: "Eski şehri gezdin mi?" "Rothschild'in' evine gittin mi?" "Goethe'nin evini gezdin mi?"
Sayfa 196Kitabı okudu
Gecenin karanlıkları içinde seyyah nedir? İnine girmemiş, yolunu şaşırmış ve her an bir düşmanın pençesine şikâr olmak tehlikesine maruz kalmış titrek ve zavallı bir hayvandır. Vagonların çelik şangırtısı veya geminin uskur gürültüsü içinde, esrarengiz bir talih işaretine doğru giden bir yolcu için sahilin her kımıldayan ışığı, yerlerini ve âdetlerini değiştirmeye lüzum görmemiş makul insanların mesut bir toplanma noktasıdır. Yolcu o ışıklara baktıkça kendisini siyah rüzgârlar eline düşüren deliliğini düşünür ve uzaklarda bıraktığı ılık bir odayla dost bir lambayı, içi sızlayarak hatırlar.
Sayfa 187Kitabı okudu
Gece korku vaktidir. Göz artık vazifesini yapamadığı için yanlış şeyler görmeye başlar. Her gölge oyunu, her ot titreyişi, her yaprak kımıldayışı bir düşman yaklaşması hissini verir. Sinirlerin diken diken olduğu bu karanlık saatlerde hayvanların birçoğu için toplanmaktan, tünemekten veya ine çekilip uzanmaktan ve yatmaktan başka yapacak bir iş yoktur. Elektriğin keşfine rağmen medeni şiir vahşi şiir gibi hâlâ gece başlangıcının getirdiği hüzünden ve karanlığın uyandırdığı faciadan bahseder.
Sayfa 187Kitabı okudu
Reklam
İnsan zekası, tabiatın içinde değil, tabiatın yanında, ayrı bir kuvvettir. Tabiatı beğenmediği için değil midir ki, insan zekâsı, şiiri, mimariyi, musikiyi, raksı ve onların yanında büyük, küçük şu bu bir sürü hayat sanatlarını yaratmıştır. Hayatımıza tat veren derin zevklerin hakiki yaratıcısı olan insan zekâsının halis bir mahsulü olduğu için kitap, tabiattan büsbütün ayrı, ondan daha lezzetli ve ondan daha dinlendiricidir.
Sayfa 186Kitabı okudu
Gerçi hayat kitaba sığmayacak kadar geniştir, fakat tekerrürle doludur. Kitap, tabiatta en büyük olan şeyin, yani insanın en güzel balını taşımak itibarıyla tabiatın genişliğini haiz olmaya muhtaç olmaksızın ona üstündür.
Sayfa 186Kitabı okudu
Ölüm, canları gece alır, acılar gece çözülür, kaza ve kader, gece işini görmeye koyulur.
Sayfa 184Kitabı okudu
Gece her çeşit kuruntuların kafatasımızın kovuklarından çıkıp hakikat çehreleri takınarak, sürü sürü ortaya dağıldıkları, yeri göğü tuttukları saattir. Uyku, geceye bir panzehir gibi mürettep olmasa, insan, karanlıklar içinde duyacağı ve göreceği şeylerle kolayca aklını oynatabilir. Uykusu kaçmış bir adam, oturduğu odanın penceresinden kendi bahçesine bile bakamaz; çitlerin genişlediğini, demirlerin, taşların, ağaçların, çiçeklerin en akla gelmez şekillere istihale ederek bir şeyler fısıldaşmakta olduklarını, tüyleri ürpererek görür.
Sayfa 183Kitabı okudu
İnsan, hayatının tatsızlığından ve etrafında görüp bıktığı şeylerin o yorucu aleladeliğinden bir müddet kurtulabilmek ümidiyle seyahate çıkar. Bu itibarla seyahat "harikuladelikler avı" demektir.
Sayfa 181Kitabı okudu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.