Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Bizim Gizli Bahçemizden

Nermin Bezmen

Bizim Gizli Bahçemizden Gönderileri

Bizim Gizli Bahçemizden kitaplarını, Bizim Gizli Bahçemizden sözleri ve alıntılarını, Bizim Gizli Bahçemizden yazarlarını, Bizim Gizli Bahçemizden yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
396 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Gördün mü, nasıl ugurlandıgını sevgilim? Günler, günler geçti, hâlâ daha uğurlanmaktasın. Aslında, sanki son yolculuğuna çıkmamış da yeni doğmuşsun; eş dost sana “Hoş geldin” demekte. Ne çok sevilmişsin, seni özleyecek ne çok insan varmış meğer. Sana güzel şeyler söylemek isteyip de söyleyememiş ne çok dostun varmış? Ne çok arkadaş seni görmek istermiş de bir türlü firsat yaratamamış. Sen şimdi hepsini bir arada görüyor, duyuyorsun. Şaşırdın mı? Bu kadarını ben de beklemiyordum doğrusu. Neydi canım benim, o Teşvikiye Camii’nin kalabalığı? Her gelenin, gerçek, içten bir üzüntüyle, gözleri yaşlıydı. Kabristanda bile camideki kalabalık kadar dost vardı, neredeyse. Hava neydi öyle, birtanem? Günlük, güneşlik, âdeta bir bahar günüydü kış ortasında. Hani kimse diyemez, “Pamir’in cenazesinde dondum, sistit oldum” falan diye. Cami doldu, taştı; kalabalık Citys’in ucuna kadar kuyruk oldu. O güzelim güneşin ardından, Zincirlikuyu’daki kabrin tam kapanırken, gördün değil mi nasıl karardı hava? Arabalara bineceğimiz sırada, nasıl da yağmur bastırdı birtanem. Akşam duada, evde ayakta duracak yer bile kalmadı. Ardından seninle hep sevdiğimiz gibi, ikramla uğurladık seni Yaradanına; kadehleri şerefine kaldırıp hikâyelerini, anılarım anlatarak. Ne güzel gidişti o birtanem. Şimdi herkes seninki gibi bir ölüm sipariş ediyor Allah’tan.
Bizim Gizli Bahçemizden
Bizim Gizli BahçemizdenNermin Bezmen · Doğan Kitap · 2015389 okunma
Seni o kadar istiyor ve seviyordum ki, seni anlamaktan başka bir yol zaten hiç düşünmemiştim. Sense benimle o gü­ne dek tatmadığın bir başka aşk, bir başka heyecan yaşadığı­nı söylüyor, benimle beraber bilmediğin taraflarını keşfedi­yordun.
Reklam
İlk kez otuz dokuz yaşında keşfettiğin babalık duygusunun so­nuna kadar hakkını verdin; sevgini vererek ve sevilerek. Şimdi, ardından,artık iki yetişkin olan bebelerimizle seni anarken, her birimize ayrı ayrı verdiğin sevginin ve ilginin enerjisiyle ısınıyor içimiz, biraz perdeleniyor kaybımız.
Bebelerimiz senin için hayatındaki en büyük armağan ol­muştu, üstelik pek hazırlıklı olmadığın halde. Tek bir gün bi­le, ne seslerinden şikayet ettin, ne de uykunda bile tepene çıkmalarından. Sana ne zaman yaklaşsalar kucağını açardın; dudaklarına bir tebessüm yayılır, keyiften mest olurdun.
Sonsuzluk mekanında özel ilgiye, şımartılmaya ihtiyacın olmayacağı için memnunum canım benim. Zira sana benden daha iyi bakacak kimseyi tanımıyorum. Bir tek anneciğinle, Şermin Anneciğimle buluştuysan eğer, yine aynı şefkatle sa­rılacaksın.
Biliyor musun birtanem, beni özleyecek olman beni endi­şelendiriyor. Sen hasret çekemezsin, bilirim; beceremezsin. Ben senin yokluğunda böylesine kanıyorsam, sen tek başına ne hallerdesin kim bilir?
Reklam
Nasıl görünüyor acaba, oralardan buraları? Beni "Bir za­manlar..." diye mi hatırlıyorsun acaba? Yoksa, ilkinden son gecemize, hep yeni bir günün tazeliğiyle mi?..
Smokin gömleğini kesip çıkarmışlar. Saklıyorum hiç kesil­memiş gibi. Yüzüğün parmağımda, benimkinin yanında. Ben zaten yaşarken de seni hep yüreğimde, beynimde ve ruhum­ da taşıdım. Şimdi parmağıma da geçtin canım.
O sırada, henüz kaçamaktı aşkımız. Gecenin bir saatinde ayrı ayrı evlerimize dönmek vardı. O vakit yaklaştıkça, birbi­rimize daha da sıkı sarılır, hiç ayrılmak istemezdik. En büyük hayalimiz, hiç ayrılmadan sabaha dek birbirimizin kollarında uyuyabileceğimiz, uyanabileceğimiz günlerin gelmesiydi.
O kadar güzeldin ki; çirkin insanları çabucak fark eder ol­muştum seninle kıyaslayarak. Biz öyle aşıktık ki birtanem, bu aşktan yoksun olma düşüncesi bile acıtırdı yüreğimi, da­ ha eksikliğini çekmediğim halde. Şimdi ise her şey, her renk, her ses, seninleliği anlatıyor, ardından.
Reklam
Ve o derin uykunu sonsuzluğa çevirdiğin anda, sensizliği öğrenmenin yolunu açmış oldun bana, ölene dek sevmek ne demek göste­ rerek; otuz dört buçuk sene sonra hala bana sırılsıklam aşık, aşkla gidip beni de aşkla ve aşık bırakırken.
Seninle aşkı, aşık yaşamayı ve beraber yaşlanmayı tanı­dım... İnsanları ve dünyayı tanıdım, anneliği tattım. Kocam­la, hem eş, hem sevgili, hem dost, hem sırdaş, hem arkadaş olabilmenin verdiği gücü, güveni tecrübe ettim.
Zihninin, yüreğinin, ru­hunun tek bir nişi kalmamıştı, bana kapalı. Senin hayatın o kadar bana ait olmuştu, ne kadar da emindin özelinin tümü­nü benimsediğimden.
Seviştiğimiz o ilk günden itibaren her şeyini anlatmıştın ba­na. Daha evvel yaşadıklarını, hissettiklerini, hayallerini... Sana ait her şey benim olmuştu. İçin dışın bir, gün kadar ay­ dınlık kendini hediye etmiştin bana.
Gözyaşları yüreğimin, uyandırırdı seni derin uykundan. "Beyin kanaması" dediğin­ de doktor, nereden bilebilirdi benim yüreğimin de kanamaya başladığını.
95 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.