Böceklerin Gezegeni - Yeryüzünün Gizli Sahipleri

Scott Richard Shaw

Böceklerin Gezegeni - Yeryüzünün Gizli Sahipleri Gönderileri

Böceklerin Gezegeni - Yeryüzünün Gizli Sahipleri kitaplarını, Böceklerin Gezegeni - Yeryüzünün Gizli Sahipleri sözleri ve alıntılarını, Böceklerin Gezegeni - Yeryüzünün Gizli Sahipleri yazarlarını, Böceklerin Gezegeni - Yeryüzünün Gizli Sahipleri yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Ayrıca, termitler daha fazla cinsiyet eşitliğine sahiptir (hem erkek hem de dişi işçiler vardır); bal arıları, karıncalar ve yaban arıları ise dişi egemen (Amazon) toplumlardır. Bunun birçok olası nedeni vardır ama göz önünde bulundurulması gereken önemli bir nokta, dişi yaban arılarındaki savunma iğnesinin dişi termitlerde bulunmamasıdır. Dişi yaban arısı ayrıca bir sperm depolama organına (spermatheca) ve her yumurtayı yumurtlarken seçerek dölleme -ya da döllememe- yeteneğine sahiptir. Daha önce tartışıldığı gibi, hymenopterada bir bireyin cinsiyeti bir yumurtanın döllenip döllenmemesine göre belirlendiğinden, bal arısı, karınca ve eşek arısı kraliçeleri çoğunlukla dişi yavrular üretmeyi seçerler. Muhtemelen bunun nedeni, dişi yaban arılarının yiyecek avlamak veya koloni yuvasını iğneleriyle savunmak için çok daha yararlı olmasıdır.
Sayfa 236Kitabı okudu
Karıncalarsa kanatsız, sosyal yaban arılarıdır. Bal arılarının ve kâğıt yaban arılarının aksine, atalarının tek tek hücrelerde yiyecek stoklama davranışını terk edip daha başarılı olmuşlardır ve yavrularını daha büyük ortak odalarda yetiştirirler. Bu bakımdan birçok karıncanın yuvası, daha ziyade termit yuvasına benzer. Karıncalar ayrıca çeşitli bitki yaşam alanlarını işgal etmek için topraktan dışarı da çıkmışlardır; birçoğu içi boş gövdelerde, yemişlerin veya büyük tohumların içinde, hatta yaprakları ipekle birbirine bağlayarak açık dallarda yuva yapar. Güney Amerika'nın kötü şöhretli asker karıncaları gibi bazı karıncalar, doğal barınak yuvalarını tamamen terk etmiş, gerektiğinde kendi işçilerinin iç içe geçmiş vücutlarından bile geçici kamplar veya açık ordugâhlar oluşturmuşlardır. Karıncalar, diyetlerini tüm sosyal böcek gruplarından daha fazla çeşitlendirmişlerdir. Eşkanatlılardan, bitki materyallerinden, tohumlardan, mantarlardan beslendikleri gibi, yaprak bitleri, dikenböcekleri, unlu bitleri ve tırtıllar dâhil bir dizi böcekten elde ettikleri şekerli özsuyuyla da beslenirler.
Sayfa 234Kitabı okudu
Reklam
Kâğıt yaban arısı, ıslanıp yumuşamış odun hamurunu kendi tükürüğüyle karıştırarak sert kâğıt üretme becerisi geliştirdi: Kâğıt yaban arıları kendi larvaları için topladıkları ve genellikle diğer böcekleden müteşekkil felçli ve çiğnenmiş besin maddelerini, yonttukları bu ‘kâğıttan' peteklerde depolarlar. Zamanla bu yaban arıları karmaşık, çok hücreli ve çok katmanlı kapalı barınaklar yapmakta uzman mimarlar haline geldiler. Yuva kâğıdı yapma ve onu hemen hemen her şeye tutturabilme yetenekleri, onların toprak barınaklarından ve içi oyuk kütüklerden, yapraklar, dallar ve kaya yüzeyleri gibi daha açıkta bulunan çeşitli yuvalama yerlerine geçmelerine izin verdi. Birçok kâğıt yaban arısı, çeşitli türlerdeki tırtılları toplayıp onlarla beslendiğinden, yuvalarını doğrudan yapraklı bitkilerin üzerine kurabilme yetenekleri sayesinde besin kaynaklarına yakın yaşar.
Sayfa 234Kitabı okudu
Bal arıları en basit ifadesiyle etçillerden otçullara evrilmiş, çok tüylü sosyal yaban arılarıdır. Ilkel bal arıları, yuva yapan birçok soliter yaban arısı gibi, yerdeki tünellere yumurta bırakırlar, petek yapma yöntemleri de benzerdir. Tek farkları peteği felçli av yerine polenle doldurmalarıdır. Bal arısı toplulukları çeşitlendikçe bazısı ağaçlarda yuva yapma alışkanlığı geliştirdi, özellikle de özlü veya içi boş ağaç dalı gövdelerini işgal etmeye başladı. Sonunda bunlardan bazısı, balmumu bezlerinden salgıladığı balmumu parçalarından petekler ve kovanlar oluşturdu. Böylece ağaçlarda veya uçurumlarda daha büyük boşlukları işgal edebildiler.
Sayfa 233Kitabı okudu
Dişi yaban arıları Erken Kretase döneminde açıkta kalan böcekleri aramada daha iyi hale geldikçe, iğnelerini üstün bir av aracı haline getirdiler ve yuva yapan birçok yeni tür evrimleşti. Avlanma becerileri çeşitlendikçe, yaban arısı yuva yapma konusunda da daha yaratıcı hale geldi. Odunun içine tünel açmaya, bitki gövdelerinin özlü merkezlerini oymaya ve dikey kayalarda ya da uçurum yamaçlarında kilden ya da çamurdan yuvalar oluşturmaya başladı. Bazı modern yaban arıları yuvalarını daha fazla gizlemek için yuvayı kapatır, üzerinden uçar ve girişin tüm izlerini silmek için kum serper. Başka bir anne yaban arısı çenesiyle küçük bir taş alıp yuvanın girişinin üzerindeki toprağı sıkıştırır. Dolayısıyla muhtemelen daha herhangi bir primat veya insan bir kayayı yerden kaldırmadan on milyonlarca yıl önce yaban arıları ilk taş aletleri kullanıyorlardı.
Sayfa 232Kitabı okudu
Yuva yapan soliter yaban arısı çoğu zaman zeminde bir delik veya tünel kazar veya içi boş bir bitki sapı bulur. Sonra avlanmaya gider. Tırtıl gibi uygun bir yiyecek bulur, onu sokar ve tıpkı asalak yaban arısı atalarının milyonlarca yıldır yaptığı gibi, felç edici zehrini kurbanına zerk eder. Sonra felçli böceği çenesi veya bacaklarıyla kavrar. Ya onunla uçup gider ya da onu yerde sürükler. Her halükârda azmi ve çalışkanlığıyla o böceği yuvasına geri alır, deliğe tıkar ve üzerine tek bir yumurta bırakır. Ardından yuva girişini ustaca kapatır ve bu işlemi başka bir yerde tekrarlar.
Sayfa 232Kitabı okudu
Reklam
88 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.