Apaçık bir gerçekten bahseder gibi , “Ama “dedi, “Parayı borç olarak almışlar ! İnsan tabi borcunu ödemek zorundadır.”O noktada ,konuşmanın başlangıçta umduğumdan farklı bir yöne gitmekte olduğunu anladım. Nereden başlasaydım ?
Bu kredilerin aslında seçilmiş olmayan diktatörler tarafından alınmış olduğunu ,büyük bir kısmının direkt olarak İsviçre bankalarındaki hesaplarına yatırıldığını anlatarak ve kredi verenlere geri ödemenin,diktatör,hatta onun yardakçıları tarafından değil ,aksine ,kelimenin tam anlamıyla aç çocukların ağzından lokmaları alınarak yapılmasında ısrar etmenin neresinde adalet olduğunu düşünmesini isteyerek başlayabilirdim.
Bankaya yüz bin dolar borçlanırsanız, banka
sizin sahibiniz olur. Bankaya yüz milyon dolar
borçlanırsanız, siz bankanın sahibi olursunuz.
- Amerikan Atasözü
Peki, nasıl oluyor da bütün paralar sürekli olarak ABD'nin hazinesine akıyor? Bunlar kredi mi? Yoksa haraç mı? Eskiden, kendi topraklarının dışında yüzlerce askeri üs bulunduran askeri güçlere, açıkça "imparatorluk" denirdi ve imparatorluklar düzenli olarak kendilerine tabi haklardan
vergi talep ederdi. ABD hükümeti elbette, kendisinin bir imparatorluk olmadığını iddia ediyor - gelgelelim bu ödemelerin "haraç" değil "kredi" olduğunda ısrar etmesinin tek sebebinin, olup bitenin gerçek yüzünün tam olarak inkar edilmesi olduğu kolayca ileri sürülebilir.