Bozkırın Sırrı : Türk Peygamber kitaplarını, Bozkırın Sırrı : Türk Peygamber sözleri ve alıntılarını, Bozkırın Sırrı : Türk Peygamber yazarlarını, Bozkırın Sırrı : Türk Peygamber yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Evet kitap bir kurgudan ibaret. Kurguda olsa güzel işlenmiş bir kitap olmuş. Kurgu olması buna benzer olaylar yaşamadığı anlamına elbette gelmez. Allah demiyor mu her kavme uyarıcı gönderim diye. İsimler ve olaylar değişsede uyarıcıların yani yalavaçların yani peygamberlerin her kavme geldiği gerçeğini değiştirmez. Okumanızı tavsiye edebileceğim bir kitap olmuş.
Evet, ilk incelememi defalarca (Ön-Türkçe, kelime dağarcığımın eksikliği de etki etti) okuduğum ve etkilendiğim bir kitap ile başlamak en iyisi. Açıkçası kısıtlı zaman sebebiyle, sıkı bir okuyucu sayılmam. Bakalım belki, diğer okurların değerlendirme ve önerileri ile bana hitap eden kitapları bulmakta zorlanmam ve daha fazla zaman ayırabilirim. Kim bilir? Giriş bölümünü bitirdiğimize göre, spoiler vermeden ( incelemede spoiler vermeden nasıl olacak? Neyse öğreneceğim.) kitap ile ilgili duygu ve düşüncelerime geçebilirim.
Öncelikle atalarımızın orta asya’daki yaşantıları hep ilgimi çekmiştir. Yaşam şekilleri, göçer hayatın kanımızdaki çekiciliği, inançları, ritüelleri ve tabi ki( ki ayrımıydı? ) töreleri. Kitapta bunlarla ilgili yeterince (yetmediği yerde internete başvurdum) bilgi veriyor. Törelere bağlılığımız gerçekten hayranlık verici. Ayrıca kitabın konusunun, inancımla örtüşerek anlatımlarda Kuran’dan doğru yerde alıntılar yapılması (umarım spoiler değildir?) ayrı bir çekicilik katmış.
Kitabı bitirdiğinizde, her ne kadar kurgu olduğunu bilseniz de ihtimal dâhilinde “gerçekten olabilir” fikri kafanızın bir yerinde yer ediyor, ve kitabı bitirdim sevinci yerine buruk bir “bitti mi” duygusu ile sonlanıyor. Ben beğendim, umarım incelememin sizlere de faydası olur.
“Akıl, şehrin bekçilerine benzer. Aşk ise her dem parıldayan güneşe. Şimdi sen söyle bana! Güneş şehre uğradığında ve her yan ışıl ışıl aydınlandığında gece bekçilerine ihtiyaç kalır mı?”