Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Bu Dünyanın Krallığı

Alejo Carpentier

En Eski Bu Dünyanın Krallığı Sözleri ve Alıntıları

En Eski Bu Dünyanın Krallığı sözleri ve alıntılarını, en eski Bu Dünyanın Krallığı kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
“ŞEYTAN Ey yüce mahkeme, İlksiz ve sonsuz esirgeyici! Nereye gönderiyorsun Colombus’u Kötülüklerimi yinelesin diye? Bilmiyor musun ki uzun süredir Hüküm süren benim buralarda? Lope de Vega”
“insanoğlu dünyayı iyileştirip güzelleştirmek istemesiyle, kendisini görevlere adamasıyla büyüktür. Tanrıların krallığında kazanılacak büyüklük yoktur. Çünkü orada her şey aşamalı bir düzendedir: Sınırsız bir varoluş, özveri, dinleme, zevk ve neşe vardır, işte bu nedenle, acı çekmekten ve çalışıp çabalamaktan bunalıp ezilmiş, felâketler ortasında bile sevebilen insanoğlu, yüceliğini ve yüksek değerini ancak bu dünyanın krallığında bulabilir.”
Reklam
Ova’da, her yerde aynı cenaze duası, korkunun büyük ezgisi duyuluyordu. Çünkü korku insanların yüzlerini inceltiyor, gırtlaklarını sıkıyordu. Yollarda gidip gelen gümüş haçın gölgesinde yeşil zehir, sarı zehir ya da suya renk vermeyen zehir, tıpkı gövdesine gölge bulmaya çalışan arsız bir sarmaşık gibi mutfakların pencerelerinden iniyor, kapalı kapıların çatlaklarından içeri sızıyordu. Miserere ve De Profundis makamlarını sürekli olarak ilahicilerin uğursuz nakaratı izliyordu.
İnşaat bir karınca yuvası gibiydi. Bu tuğlalar, her mevsim ve her yıl hiç ara vermeden kaleye taşınıyordu. Bir süre sonra ”Ti Noel", bu çalışmanın on iki yıldan fazla bir zamandır sürdüğünü, tüm Kuzey Ovası halkının bu işte çalışması için zor kullanılarak seferber edildiğini öğrendi. Buna karşı girişilen her türlü gösteri kanlı biçimde bastırılmıştı. Hiç duraklamadan bir aşağı bir yukarı yürüyen zenci, Sans-Souci’nin oda orkestralarının, üniformalardaki görkemin ve bahçelerde budanmış şimşirler arasında süslü püslü kaideleri üzerinde güneşte ısınan çıplak beyaz heykellerinin, Bay Lenormand de Mézy’nin konutunda sürdürdüğü kölelikten daha iğrenç bir kölelik sonucu ortaya çıktığını düşünmeye başladı. Hatta buradaki durum daha da beterdi. Çünkü kendisi gibi siyah, kıvırcık ve yassı burunlu, kendisi gibi damgalı bir zenciden dayak yemenin derin ezikliği içindeydi. Bu durum, bir evdeki çocukların anne ve babalarını, torunların büyükanne ve büyükbabalarını, gelinlerin kayınvalidelerini dövmelerine benziyordu. Eskiden, büyük çiftlik sahipleri kölelerini bir sakarlık yapmadıkça öldürmemeye özen gösterirlerdi. Çünkü ölenin yerine başkasını almak pahalıya mal olurdu. Oysa burada, bir zencinin ölümü devlet hâzinesi için bir değer taşımıyordu: Çocuk doğuracak zenci kadınlar oldukça - ki vardı ve her zaman da olacaktır- Bonnet de l’Évéque Dağının tepesine tuğla taşıyacak işçiler hiç eksik olmayacaktı.
Hep bu boş hayallerden korktum, ama bunları hayranlıkla seyrettim seyredeli korkum daha da arttı. Calderon
Mademki yaratıklar insan biçimindeyken bunca felakate neden oluyorlar, öyleyse bu biçimden bir süre sıyrılıp Ova’da olup bitenleri yaygara koparmadan sakin sakin izlemek daha iyi olacaktı. İnsanoğlu bu kararı alır almaz, gerekli güce kavuştuğu zaman kolayca hayvan biçimine girebilirdi: "Ti Noel” bunu kanıtlamak için bir ağaca tırmandı, kuş olmak istedi ve hemen kuş oldu. Bir meyveye gagasını batırıp bir dalın ucundan yerölçümcüleri seyretti. Ertesi gün aygır olmak istedi ve aygır oldu. Ama, bir ekmek bıçağıyla kendisini iğdiş etmek için kement atıp yakalamaya çalışan bir zenci melezden kaçıp kurtulmak zorunda kaldı.
Reklam
İnsan, hiç tanımadığı kişiler uğruna acı çeker, onlar için umutlanır ve çalışır. Sıra onlara gelince, onlar da mutsuz olan başka başka insanlar uğruna acı çekecekler, onlar için umutlanacaklar ve çalışacaklardır. Çünkü insan, her zaman kendisine pay olarak verilenin ötesinde bir mutluluk peşindedir. Ama insanoğlu dünyayı iyileştirip güzelleştirmek istemesiyle, kendisini görevlere adamasıyla büyüktür. Tanrıların krallığında kazanılacak büyüklük yoktur. Çünkü orada her şey aşamalı bir düzendedir: Sınırsız bir varoluş, özveri, dinleme, zevk ve neşe vardır, işte bu nedenle, acı çekmekten ve çalışıp çabalamaktan bunalıp ezilmiş, felâketler ortasında bile sevebilen insanoğlu, yüceliğini ve yüksek değerini ancak bu dünyanın krallığında bulabilir.
İnsan
..çünkü insan her daim kendi payına düşenden daha büyük bir mutluluğun özlemini çeker.
Sayfa 160 - H20 KitapKitabı okudu
155 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.