Bunu Bana Öğretmediniz
Hüseyin AkınBunu Bana Öğretmediniz Gönderileri
Bunu Bana Öğretmediniz kitaplarını, Bunu Bana Öğretmediniz sözleri ve alıntılarını, Bunu Bana Öğretmediniz yazarlarını, Bunu Bana Öğretmediniz yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Mekân dünyada çeldiricidir.Kisiye bulunduğu yerde ölümsüz olduğu ya da oraya ait, ora için var olduğu telkinini yapar.
Sayfa 171 - Şule yayınlarıKitabı okudu
Sevginin de açığa çıkmak gibi bir ihtiyacı vardır.
Çevre deyince sadece reel dünya akla gelmesin, dijital sanal dünya da bunun içinde bir başka çevredir. Çocuklar ve gençler dijital dünyanın salvolarına maruz kalırken ebeveyn ve orta yaş üzeri kuşak televizyon kanallarının kuşatması altındadır. Zamanın büyük kısmıni evlerinde geçiren kadınlar, emekliler ve de ihtiyarlar, çarpık aile ilişkilerinin fütursuzca işlendiği gündüz kuşağı programlarının bağımlısı durumundadırlar. Televizyon programlarının her birini evimizin özel ders veren hocası kabul edersek neyin dersini aldığımızı anlamakta hiç zorluk çekmeyeceğiz.
Bir babanın evladına yapacağı en büyük katkı onunla geçireceği zamandır.
Annesiz çocukların dilini anlayabilecek hassasiyet ve incelikte eğitimcilere ihtiyacımız var. Hiçbir başarı, hiçbir taltif ve ödül, bir çocuğun içindeki bu yoksunluğu ne ortadan kaldırabilir ne de unutturabilir.
Yetim ve öksüz dilinin yanı sıra yoksul, mazlum, mağdur ve masum dilini de iyi bilmek gerekiyor. Yabancı dillerin her türlüsü okullarımızda okutulup öğretilirken insana insanlık hâllerinin dili neden dikkate alınmaz?
Babamın öğretmen olduğunu onun vefatından sonra anladım. Öğrettiklerinden sınav yapmıyor gibi görünse de bütün evlatlarını en büyük sınavlara hazırlıyordu. Meğer hayatımın her safhasında ondan ne çok tahtaya kalkmışım...
***
Ümmilik ve bilgelikle yoğrulmuş bir dünya ile onlarınki. Neredeyse her dönem eve zayıflarla dolu karne getirdiğim halde benden umudunu yitirmeyip kızıp öfkelenmeden "Oğlum, bu karne senin bugününü gösteriyor, yarınını değil. Yarının neler getirip götüreceğini bilemezsin, deveyi gütmek var diyardan gitmek yok diye karşılık vermesi değme pedagog ve eğitim kuramcısının bile ulaşamadığı bir seviyedir.
Gençlerin büyüklere hallerini arz ederken veya onların huzurunda kendilerini savunurken sıklıkla yalana başvurmalarının sebebi, doğru söyleme imkanlarının ellerinden alınmış olmasındandır.
Annemin hayatında Allah'tan en çok istediği şey, annesinin yüzünü rüyasında bir kerecik görmekti.
Bunu sık sık yanımızda iken dile getirirdi. Yıllar yılı bu duanın gerçekleşmesini beklese de ancak 1984 yılında hacca gittiğinde duası bir hac hediyesi gibi tahakkuk etmiş ve annem, sevgili anneciğini kısa bir karşılaşma anı şeklinde bile olsa rüyasında görebilmişti.
Hacdan dönüşte eve geldiğinde ilk anlattığı şeylerden biri bu oldu. Annesinin kendisine hâl hatır sorduğunu, eşiyle geçinip geçinemediğini öğrenmek istediğini ve hafifçe kucaklarken kollarından kayıp gittiğini anlatmıştı. Ortanca kız kardeşimi gösterip “Yüzü tıpkı sendin!" demişti annem. Bu rüyadan dolayı müthiş bir huzur ve rahatlama vardı yüzünde.
Hesaba gelmeyen her şeyi annemden öğrendim. Hesap gününü de yine o öğretti.
Ne yapıp edip Sezai Karakoç ve İsmet Özel'le sohbet etsek, onlar konuşsa biz sussak.
Sayfa 215Kitabı okudu
Dünyaya demedik laf bırakmamıştır insanoğlu. Kavanoz dipli diyen leri mi istersiniz, kahpe diyenleri mi? Yalancı ithamını yakıştıranları mı? Buna rağmen mihverinden şaşmamış, dönüşüne aynı heyecanla devam etmiştir.
Sayfa 208Kitabı okudu
"Allah diyen herkese inanır annem. Neden hemen kanıyorsun, diye söylediğimizde cevabı hazırdır: 'Allah lafzı hatrına! Allah diyerek kapıya gelen geri çevrilmez,' sözünü ben ondan öğrenmiştim."
Sayfa 27Kitabı okudu