Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Bütün Kadınların Kafası Karışıktır

Ece Temelkuran

En Eski Bütün Kadınların Kafası Karışıktır Sözleri ve Alıntıları

En Eski Bütün Kadınların Kafası Karışıktır sözleri ve alıntılarını, en eski Bütün Kadınların Kafası Karışıktır kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
“Hiçbir şey beklemediğini söyleyenler, en çok bekleyenlerdir aslında.”
“Önceleri her şarkıda bir ad koyarsın yaşamaya. Gün geçtikçe, şarkı sözlerini bile duymaz insan. Biriyle karşılaşırsın, geyikleri anlatır sana, destanları. Aşık geyiklerin boynuzlarından kilitlenip öldüklerini duyarsın. İnsan olmak, o kadar da önemli gelmez artık. Mazurka yapmayı bilmez kimse bu yüzyılda. O yüzden, tek başına kalırsın. Ama yine de tek başına olduğuna inanamazsın bir türlü. Hep ararız yani, hep sanarız.”
Reklam
İnsan, yaşamayı becerebilenlerin karşısında donup kalıyor. Yani merak ediyorum, insanlar nasıl oluyor da yaşamaya ara vermek istemiyorlar. Bana gelince, ara vermek bir yana, yaşamak istediğimden bile o kadar emin değilim.
Oysa bilirsiniz, her öykü biraz yanlış adrese gider. Acıyı, yine acı çekme yeteneği olanlar duyar. Yani bu öykü de açık yaralara dokunacak. Bu yüzden işte, öykü de, yazmak da ''için'' değil, ''yüzünden''...
Şiirden pek anlamıyor.Süreya'yı seviyor, ama anlamıyor bence.O güzel, yumuşacık şiirlerin ne tür bir acı yüzünden yazıldığını anlamıyor.O sağlam çünkü.Yaralanmamış.
Sayfa 67
Reklam
Acaba ben de öldüm mü?Herhalde öldüm.Hiçbir şey hissetmiyorum çünkü.Ne acı, ne yorgunluk.Bir çeşit ölüm bu sanırım.Çok acıtarak başlıyor ama sonunda hiçbir şey kalmıyor.Tüy gibi oluyor insan uçuşkan ve ağırlıksız.Uçup gideceksin birazdan sanki.Canın müthiş şarkı söylemek ve sigara içmek istiyor.Her ikisi de tutkuyla geçiyor aklımdan.Sonsuz bir huzur.İçim bomboş artık.
Sayfa 101
Hep böyle olmaz mı? Erkekleri salonda bırakıp mutfağa gitmez miyiz? Vatanımıza, doğal ortamımıza dönmenin huzuru. Neden bir de mutfakta sorulur hal hatır? ''Nasılsın?'' daha kısık ve doğrudan bir sesle, gerçeği duymak ister gibi, salondaki yalanları değil. Kendi dilimizi konuşmanın sevinci bu. Hiçbir erkek bilemeyecek bunu; yüzümüz gerçek biçimini alır fayansların önünde. Nasılsın Alara? Bir dilimiz var bizim. Birbirimizin cümlelerini destekleyerek sürdürüyoruz konuşmayı. Ne tartışmak, ne dürüstlük... Yorgunuz çünkü.. sen benim sözlerimi alırsın kucağına, ben seninkilere başımı yaslarım. Onların yanına dönmeden önce yaralarımızı Merhemliyoruz aslında, anlasana. Aslında alara, salona dönüp bütün sözcükleri yeni baştan anlatmalıyız onlara, kendi sözcüklerimizin kendi dilini, o sözcüklerle kurduğumuz yarım ve karmaşık cümleleri söylemeliyiz onlara. Ama müthiş bir bitkinlik hep, dehşetli bir iç sıkıntısı... Alara, üzerimizde, onların dillerinde karşılığı olmayan suçlar işleniyor. Tam gerektiği anda dönüp bakmamaları, havluları düzgünce tutmakla anlatmak istediğimizi anlamamalırı gibi. Papatya konusundaki bu inatçılığımızın nedeni ne sence, Alara? Evde olduğumuzdan emin oldukları saatte gelmelerinin de bir anlamı olmalı. Biz yokuz Alara. Seninle ikimiz yani. Ne kadar ''ben'' diye başlasa da cümlelerin, aslında anlatmak istediğin ikimiz oluyor. Çünkü biz, birer serseri ekiz. Bir yapıya eklenerek yok olmaya çalışan ekleriz biz, Alara. Anladın mı, biz yaşamak değil iki kişi ölmek istiyoruz.
"Yamalar çoğaldıkça biz, artık annemle hiç bağırmıyoruz. Annemle ikimizin kocaman eteklerimiz, siyah saçlarımız ve eski filmlerimiz var. Yemeklerden sonra mutfakta ağlıyoruz biz."
"Bir şehrin açık hava çiçeklerinin başına gece bekçileri dikilmesi, şehirde hâlâ çiçek çalmayı düşünen insanlar olduğunu gösterir. Ne güzel!"
Reklam
Kuşların yangın merdivenlerine yerleşmesi iyiye işarettir diye düşünüyorum. Yakında yangın merdivenlerinde kuş yuvaları ve küçük yumurtalar buluruz sanırım. Ve şehrin o en kurtarılmış bölgelerinde, yüksekte ve diken üstünde, keyifle sigara içeriz. Çünkü denizsiz bir kentte, yangın merdivenlerinden, çok uzaklara bakarak, aslında kentin dışında bir yerde deniz olduğuna inanabilir insan... Ve izmariti dalgaya nişanlayabilir.
"Ellerimi cebime sokmalıyım bazen. Cepsiz şeylere dayanamam. İnsan ellerini nereye koyacağını şaşırıyor. Şaşırdıkça ellerimiz çoğalır. Dikkat edin bir kez, mutlaka çoğalır."
"İnsan bu kadar faturanın arasında nasıl şarkı söyleyebilir ki? Şarkı söylemeyince ne olduğunu bilirsiniz; yine çaylar dökülüyor."
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.