Hun Hakanı çok iyi biliyordu ki, Roma İmparatorluğu sözünün altında gizli olan durum, ahlaki çöküntü, karışıklık ve kargaşadan başka bir şey değildi.
Öyle bir saray ki, içini kurtlar kemirmiş ve duvarları çatlamış olsa da, köşe taşları hâlâ yerli yerinde durmaktaydı. Bu köşe taşı baki kaldıkça, duvarlar istendiği kadar dövülsün, saray yerle bir edilemezdi.