Doğrusu zaten hayatı seven, akıllı,
iyi yürekli ölüler,
ne kırk bir günlük yas ister,
ne "Benden sonra Tufan!" der.
Faydalı bir şeyler, bir söz,
bir ağaç, bir gülümseme
bırakarak çekip gider
ve dirilerle bölüşmez
kabrinin karanlığını
ve kendi başına taşır
ağırlığını taşının
Durup dururken içimde bir şeyler kopup tıkıyor boğazımı, durup dururken sıçrayıp kalkıyorum yarıda bırakıp yazımı ve her seferinde sen çıkıyorsun suyun yüzüne..
Seviyorum seni ekmeği tuza banıp yer gibi
geceleyin ateşler içinde uyanarak
ağzımı dayayıp musluğa su içer gibi,
ağır posta paketini, neyin nesi belirsiz,
telâşlı, sevinçli, kuşkulu açar gibi,
seviyorum seni denizi uçakla ilk defa geçer gibi.
Istanbul'da yumuşacık kararırken ortalık
içimde kımıldanan bir şeyler gibi,
seviyorum seni "Yaşıyoruz çok şükür!" der gibi.