Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Büyük Oğul Efsanesi

Öner Yağcı

Büyük Oğul Efsanesi Gönderileri

Büyük Oğul Efsanesi kitaplarını, Büyük Oğul Efsanesi sözleri ve alıntılarını, Büyük Oğul Efsanesi yazarlarını, Büyük Oğul Efsanesi yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
544 syf.
7/10 puan verdi
·
8 günde okudu
Büyük Oğul Efsanesi ile birlikte Tonguç'un ağzından Köy Enstitülerinin hüzünlü hikayesini okuyoruz. Köy Enstitülerini merak eden herkese önerebileceğim güzel bir kitaptı. Olumsuz diyebileceğim tek eleştirim gereğinden fazla uzun olduğunu düşünüyorum. Otobiyografik bir anlatımı olduğundan dolayı fazla detaylara girilmiş. Daha bilimsel ve tarafsız okumalar yapmak isteyenler için piyasada farklı kitaplar da bulunmaktadır.
Büyük Oğul Efsanesi
Büyük Oğul EfsanesiÖner Yağcı · Bilgi Yayınevi · 201831 okunma
Bir gün bir eğitim bakanı meclis karşısında zorunlu ilköğretim çağındaki çocukların tümünü okutmakta olduğunu ve her köyde okul ve öğretmen bulunduğunu söylemek mutluluğuna kavuşursa, o zaman Cumhuriyet ilköğretimi çizilen amaca ulaşmış olacaktır. Mustafa Necati
Sayfa 100Kitabı okudu
Reklam
Gazi Eğitim Enstitüsünün kurulması öncesinde para yok diyen maliye bakanına, ''Ben eğitim bakanıyım, görevim okul açmaktır; yapamazsam ayrılırım, yapabilen gelir. Siz maliye bakanısınız, göreviniz para bulmaktır; bulamazsanız siz ayrılırsınız, bulabilen gelir.'' dediği (Mustafa Necati) anlatıldı.
Onun (Tonguç'un) köy enstitüleri sistemiyle varmak istediği amaç, Dağlarca'nın Kızılırmak Kıyıları'nda yer alan, '' Öyle dalmış ki yüzyıllar süren uykusuna/ Uyandırmazsan/ Uyanacak değil'' dizelerindeki gibi uyuyan, uyutulan köylülüğü uyandırmak, canlandırmak, ''sınıf bilinci''ni edinmiş köylüler yetiştirmekti. Devrim için eğitimdi onun sistemi, üretim için eğitimdi. Bilinçlenen emekçi kitleler kendi görevlerinin bilincine elbet varacaklardı.
''Atatürk sevgisinin yüreklerinizdeki yerini hep büyütün çocuklar. O size her gereksinmeniz olduğunda çıkış yolunu gösterecektir. Tek başınıza da kalabilirsiniz ama onurunuz ve kendine güveninizle her zorluğun üstesinden gelebileceğinize inanmalısınız. Dayanışmacı, sorgulayıcı, üretken olmayı başarmak zorundasınız. Öğretmenler, bir balmumu gibi şekilsiz olan çocukları istedikleri gibi yoğurup şekil verebilecek yetenekte olmalıdır, bunun için okumalı, okumalı hep okumalısınız.''
Köy Enstitüleri
«Yapı işlerinin eğitime katkısını yüksek mimar Mualla Eyüboğlu şöyle değerlendirmişti: "Ben proje mimarı olarak görev almıştım. Yani yapılmış projeleri uyguluyorduk. Yapı alanında usta ve işçi yerine öğrencilerin bulunması, kuşkusuz yapı işinin yürümesini ve hoca olarak benim işimi güçleştiriyordu. Öğrenciler hem işçi olarak çalışır hem de çalışırken matematik ve geometri bilgilerini öğrenirlerdi. Yani hemen söyleyeyim ki, bu eğitim hem öğrencilerin hem de hocaların gelişmesi bakımından çok yerindeydi. Örneğin, biz okulda Pisagor teoreminin niye öğretildiğini kavrayamazdık. Oysa köy enstitüsünde bunu öğrenciye çatı makası bağlarken öğretiyorduk. Bu son derece ilginç bir olaydı. Öğrenci öğrendiğinin işe yaradığını somut olarak görüyor ve iş yaparken öğrendiği bu bilgiyi bir daha hiç unutmuyordu. Çünkü çatı makasını bağlayabilmek, çatıyı sağlam bir şekilde yapabilmek için Pisagor teoremini öğrenmek gerektiğini iş üzerinde kavrıyordu. Öğrendiği bilginin ne işe yaradığını somut olarak kavramak, öğrencide iş yapmak için bilgi, daha çok bilgi edinmek gerektiği bilincini geliştiriyordu."» Günümüzde asgari ücret alan bir emekçinin yıllık tüm kazancını verecek bile olsa, böyle bir eğitimi çocuğuna aldırabileceği eğitim kurumu var mı? Yaklaşık 80 yıl önce böyle bir eğitimi halka ücretsiz sunan başta İsmail Hakkı Tonguç olmak üzere, tüm katkısı bulunanların hatırası önünde saygıyla eğiliyorum.
Reklam
Köy Enstitüleri der, susarım.
Arıkan, önerilerini almak için tarım uzmanlarıyla bir toplantı yaptı. Bir uzman bazı öneriler ortaya atınca, "Bunları konuşmakla burada çözemeyiz, birkaç köye gidelim, yerinde tartışalım" dedi. Ertesi gün köylere açıldık. Bir köyde, köylüler pulluk önerisine karşı çıktı: "Bey, pulluk at ister. Köyde iki kişide at var. Karasaban
Köy Enstitüleri
Yıl sonuna doğru "İlköğretim ve Eğitim Meselesi" başlıklı, ileriye dönük tasarılarımın ana ilkelerini belirttiğim otuz beş sayfalık raporumu bakana verdim. Nüfusun %80'inin köylerde yaşadığı ülkede ilköğretim çağındaki iki milyona yakın çocuk ilkokula gidemiyordu. Otuz iki binden fazla köyde nüfus dört yüzden azdı ve bu köyler için bölge okulları çözüm olabilirdi. %90'ı köylerde çalışacağı için adaylar köyden alınmalıydı. Yıllar sonra Fay Kirby, dünyada eğitim konusunda verilmiş raporlar arasında bu rapor değerinde bir rapora rastlamadığını, nüfusları dört yüzden az köyler gibi basit; ama en gerçekçi olanların bile gözden kaçırdığı bir noktaya ağırlık verip bu basit demografik olaydan hareketle eğitim sisteminde manivelanın konacağı yeri saptamanın eğitmen deneyine yol açtığını yazdı.
1923 başlarında İzmir'de toplanan İktisat Kongresinde tarımcı grubun kabul ettiği, "Köy okulları beş-on dönüm arazi içinde yapılacak ve bahçelerinde fenni ahır, kümes, arı kovanı bulunacak ve meyvelik ve sebze ekimiyle köylüye örnek olunacaktır. Ayrıca, uygulamalı örnek eğitim çiftlikleri kurulacaktır. Köy çocuklarının tarım meslek okullarında yetiştirilmeleri ve daha yetenekli olanlarının daha üst düzeyde okutulmaları sağlanacaktır" ilkeleri beni coşturmuştu. "İşte bu!" dedim okuyunca.
544 syf.
·
Puan vermedi
·
9 günde okudu
Türk Eğitim Sisteminin 1910 -1960 yılları arasında geçtiği aşamaları, tarihin tanıklığında, zamanın şartlarında tanıma imkanı buluyorsunuz. Başta eğitimciler olmak üzere, yakın tarihimizi merak eden herkesin okuması gereken bir kitap.
Büyük Oğul Efsanesi
Büyük Oğul EfsanesiÖner Yağcı · Bilgi Yayınevi · 201831 okunma
43 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.