SELÇUKLU TARİHİ NEDEN ÖNEMLİ?
Selçuklu Tarihinin, hayatımızda Orta Asya Türk Tarihi ve Osmanlı Tarihinden çok dahà önemli bir konuma sahip olması gerekir. Ancak bu önem henüz kavranmış değil. Keza Selçuklu Tarihine, Türkiye Cumhuriyeti ile Orta Asya Türk Tarihini birbirine bağlayan bir köprü olarak bakmak lazım. Başka Türk boyları bugün ki topraklara gelse de varlığı kalıcı olmuyor. Selçuklularla gelen Türkler ise bugün ki topraklara kazık çakıp, yaşadığımız yerleri bizlere yurt olarak bırakıyor. Selçukluların etkisi bugün hala devam ediyor. Selçuklular, dominonun ilk taşı gibi. Onların başlattığını Osmanlı Devleti, Osmanlı'dan kalanı ise Türkiye Cumhuriyeti devam ettiriyor. Yani bin yıldır aynı millet aynı topraklarda yaşıyor.
Büyük Selçuklu İmparatorluğu Alp Arslan ve Zamanı, serinin ilk cildi olan Büyük Selçuklu İmparatorluğu Kuruluş'a göre daha kapsamlı bir kitap. İlk seride kullanılan kaynaklar Gazneliler ve bölgede bulunan bazı Arap seyyahların kitaplarıydı. İlk dönemlerde göçebeliğin hakim olmasın ve henüz devlet diye bir yapının olmaması nedeniyle kaynaklar daha azdı.Buna rağmen kaynakların Kısıtlı olmasına rağmen kaynakçası oldukça iyiydi
Bu seri de ise kaynaklar çok çok daha fazla. Bunda Selçuklu Devletinin kurulması ve önemli bir imparatorluk haline gelmesinin etkisi büyük. İran coğrafyasında kurulan hakimiyet doğal olarak Selçuklular için daha fazla kaynaktan daha fazla bilgi alınmasına imkan veriyor.
Bu seride Sultân Alp Arslan'ın sultanlık dönemiyle birlikte dönemin sosyal yapısı, insanların ve devletin günlük işleyişi, yapılan ticari faaliyetler ve aile yapısına kadar her şeyi bulmak mümkün. Türk tarihiyle ilgili bu kadar geniş bilginin bir arada olduğu kitap sayısı oldukça azdır diye düşünüyorum.
Kitap, Selçukluların güçlü ve zayıf yönlerini bir arada ele alıyor. Ordu, teşkilatıçılık ve anında organize olma Selçukluların genelde ise tüm Türklerin önemli bir özelliği olurken askerlik dışındaki devlet kademelerinde İranlılar olmak üzere başka Milliyetten insanlara görev vermeleri devletin zayıf tarafı olarak karşımıza çıkıyor.
Toplum hayatında Kadının ve erkeğin yapması gereken görevler var. İnek ve koyunların sağılmasını kadınlar yaparken, inek ve koyuna göre sağılmasını zor olan atlar erkekler tarafından sağılıyor. Bugün ki gibi olmasa da o zamanlarda kızdırılan bir demirin ütü olarak kullanılıyor olması ilginç bir şey. Kıyafetleri kadınlar dikerken onları giyime hazırlamak için yapılan ütüyü erkekler yapıyordu.
Bugün az da olsa varlığını koruyan başlık parası gibi adetlerin kökünün ta Orta Asya Türklerine dayandığını görüyoruz kitapta. Ancak bugün ki halinden çok farklı olarak yapıldığını söyleyebilirim. Keza damat gücü nispetinde gelinin annesi, babası ve kardeşlerine çeşili hediyeler sunuyor. 10 bin lira ver kızı al mantığında ziyade damat gücü geliri oranında anneye babaya kızını yetiştirmek hakkı olarak bir şeyler veriyor. Aradan geçen zaman içinde ise bu durum zorunlu bir duruma dönüşmüşe benziyor.
Devletin -din ilişkileri de kitapta geçen önemli bir konu. Daha önce Fatımiler Tarihi kitabını incelerken değindiğim noktalar burada da geçerli. Dini, gerçek manada yerine getirenler olduğu gibi bunu bir takım amaçlar için kullananların olduğumu görüyoruz. Amidülmülk Küdüri buna iyi bir örnek. Kendisi aklı ön planda tutan Mütezile mezhebine mensup olduğundan vezir olunca Hanefi ve Şafileri devletten ve önemli noktalardan uzaklaştırıyor. Bu durum ise toplumda kargaşaya sebep oluyor.