Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Ortaçağ'da Bilge Kadının Katli

Cadılığın Tarihi

Lois Martin

Öne Çıkan Cadılığın Tarihi Gönderileri

Öne Çıkan Cadılığın Tarihi kitaplarını, öne çıkan Cadılığın Tarihi sözleri ve alıntılarını, öne çıkan Cadılığın Tarihi yazarlarını, öne çıkan Cadılığın Tarihi yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Klasik cadı prototipinin merkezinde cadıların doğa üstü yeteneklere ve güçlere sahip olabilmek için Şeytan'la bir sözleşme yaptıkları inancı yatar.
Sayfa 29 - KAL KE DONKitabı okudu
1828'de, Alman hukuk profesörü Karl Ernstjarcke, cadıların, ortaçağ Hıristiyanlığının aşağılayıcı bakışıyla sonuçta Şeytana tapıcı mezhebe dönüşmüş bir pagan kültünün üyeleri olduğunu ileri sürmüştür
Reklam
Kathar kadınları Doğu'nun büyük bilgi hazinele- rini ve 10 bin yıllık kültürünü yanlarında Avrupa'ya taşıdılar. İlk kadın yakılması eylemi engizisyon emriyle 1180 yılında Toulouse kentinde gerçekleşti. O yıllarda öldürülen kadın sayısı binlerle ifade ediliyor. Katolik Kilisesi'nin kadınlara yönelik bu acımasız tavrı tamamen korkularından ileri gelmekteydi.
Buğün Engizisyon ve diğer dini mahkemelerin bütün cadılık soruşturmalarının yüzde 50'sinin azından sorumlu olduğu tahmin edilmektedir. Laik mahkemeler cadı avının ardındaki itici güçtür ve dini mahkemelerin rolü giderek azalmıştır. Kilise, kendisinin yapacak gücü olmadığı için, heretiklerin adalet önüne çıkarılması ve idam edilmesi konularında laik mahkemelerin yardımından daima faydalanmıştır. Laik mahkemeler, büyücülük ile ilişkili geleneksel kararları benimseyip genişleterek zamanla "ruhani" cadılık suçu üzerinde kontrol sağlamıştır ve on altıncı yüzyılla birlikte bir çok Avrupa devleti cadılıkla ilişkili özel yasaları hukuk sistemine dahil etmiştir.
Sayfa 58 - KAL KE DONKitabı okudu
Şeytan'nın onlara, aynen Tanrı'nın masumlara yaptığı gibi işkenceye dayanma gücü verdiği, cadılarla ilgili yaygın inançlardan biriydi. Şeytan'nın cadılarına işkenceye dayanmaları için açıkça yardım ettiği iddiası onları itirafa zorlamak için hep daha fazla acı çektirmenin bir bahanesine dönüştü. Zanlıların, işkencecilerinin duymak istediği her şeyi itiraf etmelerinin sağlandığı kıtadaki cadılık duruşmalarında mahkumiyet oranı yüzde 95'ti. İşkenceye yalnızca vatana ihanet davalarında izin verilen İngiltere'de ise cadılık mahkumiyetlerinin oranı yüzde 50 idi. İtiraflar, cadılığın varlığına kanıt olarak yalnızca mahkemelerde değil, dışarıda da kabul görüyordu.
Sayfa 61 - KAL KE DONKitabı okudu
"İslam tarafından Orta Çağlarda ideolojik ve as­keri açıdan yöneltilen tehdidin Şeytan'ın siyah renkle ilişki­lendirilmesinde katkısı olabilir. Müslüman araştırmacı İdris Şah, Arapça'da siyah, zeki, bilgi ve anlayış kelimelerinin FHM kökünden türetildiğini ve Sufiler'in gözünde siyahın zekayla eşanlamlı olduğunu söyler. "Prens" anlamındaki sayed keli­mesi SWD kökünden türetilmiştir ve aynı zamanda siyah an­lamına gelir. Şah, aynı zamanda, Muhammed Peygamber'in bayrağının başlangıçta siyah olduğunu ve Mekke'deki kutsal mekan Kabe'nin siyahla örtüldüğünü ortaya koyar. Ortaçağ Avrupası'nda, İslam gerçek bir düşmandı. Araplar'ın sekizinci yüzyıldan on beşinci yüzyıla dek İspanya'yı işgali Avrupa'nın İslam kültürüyle doğrudan temasa geçmesini sağlamış ve İs­lam, sıkı biçimde Şeytan Krallığı olarak anılmıştır. Şeytan'ın siyah adam olarak ilk kez teşhis edildiği on birinci yüzyıl yal­nızca güney İspanya'da Kuzey Afrikalılar'a yönelik kesintisiz askeri seferleri değil, Kutsal Topraklar'ı Müslüman "kafir­ler"in elinden kurtarmak için 1095'te yapılan ilk Haçlı Sefe­ri'ni de gördü.
Sayfa 25 - Şeytan'ın illüzyon yaratma gücüyle, insanlar, yalnızca hayal ettikleri halde, kendilerinin doğa üstü deneyimler yaşadıklarına inanırlar.
Reklam
Kadın; doğal iyileştirici, büyüleyici ve kuşaklar boyu anadan kıza aktarılan gizli sırların taşıyıcısıydı.
"Rutin biçimde uygulanan işkenceler arasında parmakları ezmek için kullanılan başparmak sıkacağı, iplerin baş etrafından bağlanıp bir yandan öbür yana hızla çekildiği burma, ellerin arkadan bağlanıp bir kasnağa iliştirilerek bütün bedenin yerden kaldırılmasını sağlayan kayış vardır. Bu pozisyondayken beden genellikle hızla çekilir veya ayaklara ağırlık konurdu. Bu nedenle kollar yerlerinden çıkabilirdi. En dehşetli aygıtlardan biri de çizme adıyla biliniyordu. Bu aygıt bir çift demir bacak gergisinden oluşuyordu ve bu gergiler çekiç darbeleriyle gerilerek incikleri ve baldırları eziyor, çoğunlukla da bunları lapa gibi eziyordu."
Kalkedon - Şeytan'ın onlara, aynen Tanrı'nın masumlara yaptığı gibi işkenceye dayanma gücü verdiği, cadılarla ilgili yaygın inançlardan biriydi.
Cadıların yüzdürül­mesi, mahkemenin suyla gerçekleştirilmesinin feodal adıydı. Zanlı suya atılıyor ve dibe batıp (masum) batmadığına (suçlu) bakılıyordu. İnanç, büyük oranda, Tanrı'nın bir elementi olan suyun bir cadıyı doğal olarak reddedeceği üzerine kuruluydu.
Sayfa 76 - Kalkedon Yayınları
İslam tarafından Orta Çağlarda ideolojik ve as­keri açıdan yöneltilen tehdidin Şeytan'ın siyah renkle ilişki­lendirilmesinde katkısı olabilir. Müslüman araştırmacı İdris Şah, Arapça'da siyah, zeki, bilgi ve anlayış kelimelerinin FHM kökünden türetildiğini ve Sufiler'in gözünde siyahın zekayla eşanlamlı olduğunu söyler. "Prens" anlamındaki sayed keli­mesi SWD kökünden türetilmiştir ve aynı zamanda siyah an­lamına gelir. Şah, aynı zamanda, Muhammed Peygamber'in bayrağının başlangıçta siyah olduğunu ve Mekke'deki kutsal mekan Kabe'nin siyahla örtüldüğünü ortaya koyar. Ortaçağ Avrupası'nda, İslam gerçek bir düşmandı. Araplar'ın sekizinci yüzyıldan on beşinci yüzyıla dek İspanya'yı işgali Avrupa'nın İslam kültürüyle doğrudan temasa geçmesini sağlamış ve İs­lam, sıkı biçimde Şeytan Krallığı olarak anılmıştır. Şeytan'ın siyah adam olarak ilk kez teşhis edildiği on birinci yüzyıl yal­nızca güney İspanya'da Kuzey Afrikalılar'a yönelik kesintisiz askeri seferleri değil, Kutsal Topraklar'ı Müslüman "kafir­ler"in elinden kurtarmak için 1095'te yapılan ilk Haçlı Sefe­ri'ni de gördü.
Sayfa 25 - Kalkedon Yayınları
134 öğeden 81 ile 90 arasındakiler gösteriliyor.