Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Ortaçağ'da Bilge Kadının Katli

Cadılığın Tarihi

Lois Martin

Öne Çıkan Cadılığın Tarihi Gönderileri

Öne Çıkan Cadılığın Tarihi kitaplarını, öne çıkan Cadılığın Tarihi sözleri ve alıntılarını, öne çıkan Cadılığın Tarihi yazarlarını, öne çıkan Cadılığın Tarihi yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Eski pagan dinlerin tanrıları yeni dinlerin Şeytan'ına dönüş­tükten sonra, Şeytan yeni bir görünüm kazandı: karakteristik boynuzları, kuyruğu ve ayrık toynakları doğrudan Kelt av tan­rısı Cernunnos ve Yunan kır tanrısı Pan'dan alındı. Şeytan için kullanılan İhtiyar Nick, İhtiyar Abaza, İhtiyar Tırmık veya İyi Dost gibi popüler adlar da doğrudan Şeytan'ın, Hıristiyanlığın başlangıcından çok sonra bile bütün Avrupa'da popüler folk­lorik inançlarda yer eden pagan atalarından alındı. Şeytan'ın Orta Çağ'da beliren ve cadılık duruşmalarında çokça kullanı­lan fiziksel tasvirlerinin İncil'deki Şeytan'la çok az benzerliği vardır ve niteliklerini büyük oranda Hıristiyan din adamları ta­rafından dışlanan eski Avrupalı pagan tanrılarına ve doğadaki ruhlara borçludur. Klasik Pan görüntüsünün yanı sıra Şeytan siyah bir adam, kocaman siyah bir köpek, bir kedi, kurbağa, keçi ve başka boynuzlu hayvanlar olarak da tasvir edilmiştir.
Sayfa 24 - Kalkedon Yayınları
İngiltere'de on altıncı yüzyılda cadılık inançlarına karşı yük­selen akılcı seslerden biri Reginald Scot'a aitti. Onun görüşle­ri pek çok İngiliz din adamı tarafından benimsendi. 1584'te, cadılık inancını teşhir ettiği İskoçya baskılı Cadılığın Keşfi ki­tabında masum kadınların sorgulanması sonucu beliren feci adaletsizliklere son verilmesi çağrısı yaptı ve Katolik Kilise­si'ni fakirlerden cadılar yaratırken zenginleri takdis etmekle suçladı. Cadılık inancına yol açan bildik halk hikayelerini ve hurafeleri ayrıntılarıyla betimledi ve kendilerinin cadı olduğu­na inananların akli dengesizliklerin neden olduğu illüzyonlar gördüğünü savunan Johan Weyer'i destekledi. Öte yandan gerçekten kötü niyetli olan ve insanlara zehirleyerek (doğa üs­tü yollarla değil) zarar verebilecek ünlü cadıları ve umutsuz ve saf kişilerden para koparan düzenbazları teşhir etti. Ancak Scot, Şeytan'ın gücünü ve cadıların büyü yeteneğini tamamıy­la reddetmedi.
Sayfa 72 - Kalkedon Yayınları
Reklam
İncil / Yeşeya 14'ten:
Gökten nasıl da düştün, Ey Lucifer, sabahın oğlu! Yere nasıl da çakıldın... İçinden, göklere çıkacağım, dedin, tahtımı Tanrının yıldızlarından yükseğe kuracağım... Bulutların üstüne çıkacağım; yücelerin yücesi gibi olacağım. Ancak cehennemine, çukur diplerine indirilmiş bulunuyorsun.
Sayfa 20 - KALKEDON YAYINCILIK
Neo-Platoncu düşünce sistemi...
Cadının Şeytan'la bir sözleşme imzaladığına ve genellikle kimi yabanıl ve kuytu yerlerde ya da mağaralarda gerçekleşen Sabbat (ya da Sabbath) adıyla bilinen gece ayinlerinde ona ibadet ettiğine inanılır. Kendisine yakın cadilarla birlikte genellikle bir süpürgeyle Sabbat'a uçar ve orada ibadet tapındıkları Şeytan'a sadakat yemini eder. İblislere dua eder, vaftiz edilmemiş çocukların etinden yapılmış dehşet verici yemekler hazırlar, ardından ışıkları söndürür ve en yakınında kim varsa utanmazca onunla ilişkiye girer.
Sayfa 13 - KALKEDON YAYINCILIK
Romalılar, ilk Hıristiyanlar'ı sürekli olarak insan kurban et­mekle, yamyamlıkla ve ahlaksız cinsellikle suçlamaktaydı. Komünyon'da gerçek insan eti ve kurban edilmiş çocuk kanı kullanıldığı sanılıyordu. İkinci yüzyılda Romalılar'ın Lyon ve Viyana'da Hıristiyanlar'ı soruşturması esnasında, köleler Hı­ristiyan sahiplerinin, yetişkinlerin ve çocukların öldürülüp yendiği ensest ve yamyamlık ritüellerine katıldıklarını itiraf edene dek işkenceden geçirildiler. Erken dönem Hıristiyan pederlerinden bazıları aslında bu şeyleri yapanların Yahudiler ve Romalılar olduğunu iddia ederek asılsız suçlamalardan kurtulmaya çalıştı. MS 150 civarında Justin Martyr bu tür ey­lemlerden Hıristiyan heretikleri sorumlu tutan ilk Ortodoks Hıristiyan oldu. Ona göre, Marcion'cular gerçekten yamyam­lık ve ensest uygulamaları yapıyorlardı ve Hıristiyanlık üze­rindeki lekeden onlar sorumluydu. Justin Martyr, bu heretik­lerin ahlaksız cinselliklerini "ışıkları söndürerek" yaşadıkları­nı iddia eden ilk kişi de oldu. Bu iddia sonradan cadıların Sab­bat'ı için de dile getirilecekti.
Sayfa 43 - Kalkedon Yayınları
küpe...
İlk kadın yakılması eylemi engizisyon emriyle 1180 yılında Toulouse kentinde gerçekleşti.
Sayfa 9 - KALKEDON YAYINCILIK
Reklam
Orta Çağ'da yeşeren Şeytan kavramı, İncil'den ve mitoloji­den farklı figürlerin ve metinsel referansların bir senteziydi. Bunların arasında öne çıkanlar; Eski Ahit'te Eyüb'ü, Yeni Ahit'te İsa'yı yoldan çıkarmaya çalışan iblis, kovulmuş melek­lerin Lucifer adıyla bilinen ve seher yıldızıyla özdeşleştirilen asi önderi, Cennet Bahçesi'nde Havva'yı kandıran yılandı. Öte yandan Pers Zerdüşt dininin düalist ideolojisinin etkisi de var­dı. Ayrıca Şeytan'ın fiziksel görünümü pagan Avrupa'nın eski tanrılarını andırıyordu.
Sayfa 18 - Kalkedon Yayınları
Kıç öpmek
Azizler Günü Arifesi sona ermek üzereyken, iki yüz kadar cadıyla birlikte geceye katıldı: her biri bir kalburun ya da kevgirin içinde hep beraber denize doğru havalandılar... Lothian'daki Kuzey Berwick Kilisesi yolunda testiler dolusu şarap içip sarhoş oldular... indikten sonra ellerini yere koydular ve sırt sırta dans ettiler... sonra bir adam görüntüsündeki Şeytan, Kuzey Berwick Kilisesi'nde onlara katıldı, geç kaldıklarını görünce de hepsini cezalandırdı, ona bağlılıklarını göstermek için kıçından öpmek zorunda kaldılar, Şeytan kıçını çıplak halde kürsüye yerleştirmişti, herkes sırayla görevini yerine getirdi, uygunsuz isteklerini yerine getirdikten sonra da İskoçya Kralı'na kötü sözler etti, en sonunda hepsinden kendisine iyi ve doğru hizmet edecekleri sözünü aldı...
Cadılığın Tarihi
Cadılığın Tarihi
Şeytan'la ilişkili kalıcı söylencelerden biri şudur: O, bir za­manlar cennetteki meleklerin en üstünü idi, ancak Tanrı'ya karşı geldi ve cennetten kovularak yeryüzüne sürüldü. Hika­yenin değişik versiyonlarında meleğin düşüşü onun kibrine ve Tanrı'nın yarattığı Adem'e secde etmemesine bağlanır. Hika­yenin bu versiyonu, meleğin İblis adını aldığı Kuran'da geçer. Düşüşünün ardından, İblis kendini insanoğlunun düşmanı ilan eder ve Cennet Bahçesi'nde yasak meyveyi yemelerini sağladığı Adem ile Havva'dan başlayarak insanoğlunu günaha sevk etmeye adanır. Yezidi inancında, bu meleğe Melek Tavus (Tanrı'nın Meleği anlamında) denir ve yaratılanların ilki ola­rak görülür. Yezidi inancına göre, Melek Tavus itaatsizliği için 7000 yıl boyunca gözyaşı dökmüş ve Tanrı onu affetmiştir. Melek Tavus Yezidi inancının baş tanrısıdır ve inançlılara gö­re Tanrı yeryüzünü yönetmesi için ona vermiştir, yani o: Bu Dünya'nın Efendisidir.
Sayfa 19 - Kalkedon Yayınları
Hopkins, ayrıca şüpheli cadıları halkın gözü önünde yüzdürmekle de ünlüydü. Cadıların yüzdürül­mesi, mahkemenin suyla gerçekleştirilmesinin feodal adıydı. Zanlı suya atılıyor ve dibe batıp (masum) batmadığına (suçlu) bakılıyordu. İnanç, büyük oranda, Tanrı'nın bir elementi olan suyun bir cadıyı doğal olarak reddedeceği üzerine kuruluydu. Yüzdürmek, Hopkins'in de cadı avı kariyerinde sürekli referans gösterdiği Kral 1. James kitabı Daemonologie'nin de en gözde yöntemiydi. Zanlı, kollarını dizlerinin üzerinde çapraz hale getiriyor ve el parmakları ayak parmaklarına bağlanıyor, ardından bir ipe bağlı halde suya atılıyordu. Batıp batmayacağı ise büyük oranda ipin diğer ucundaki kişiye bağlı oluyordu.
Matthew Hopkins
Reklam
Cadılık inancı antik dönemlere kadar dayandırılabilir ve Cadı Avı olarak bilinen yaygın cadı idamları ciddi biçimde on altı ve on yedinci yüzyıllara dek görülmüştür.
Sayfa 14 - KAL KE DONKitabı okudu
Orta Çağlarda Şeytan Pers düalizminin etkileri, bir çoğu aşırı sofu bir hayat süren ve Şeytan'nın bu dünyadaki güçlerini abartan Bogomiller ve Katharlar gibi ortaçağ heretiklerinin fikirlerinde fazlasıyla görülmektedir. Bogomiller, Şeytan'nın İsa'nın ağabeyi olduğunu iddia ederler. Bir çok heretiğe göre dünya Şeytan'a aittir ve Şeytan onu bir prens ya da tanrı gibi yönetir. Heretikler, dünyevi bedenlerini hor görürler ve İsa'nın Krallığı'nın öbür dünyada ruhani özgürlüğe kavuşacağını vurgularlar. Kendilerinden önceki Musevilik gibi, resmi Kilise doktrini de, Şeytan'ı, Persli Ahriman kadar bağımsız görmez. Sonuçta kötülüğün yaratıcısı olarak Tanrı'nın bir çok karanlık niteliğini taşımaktadır ancak yine de yalnızca tek gerçek Tanrı'nın insiyatifiyle hareket eder. Bu teolojik ayrıştırma, kitleler ve Şeytan'nın Krallığı hakkındaki popüler korkular üzerinde çok fazla etkili olmamıştır. Şeytan'nın kötülük yapma yeteneği daha çok onu Tanrı'yla eşdeğer bir konuma oturtan heretik düalist düşünce sayesinde güçlenmiştir.
Sayfa 23 - KAL KE DONKitabı okudu
İskoçya'da öldürülmüş cadıların sayısı kendisinden dört kat büyük İngiltere'dekinin üç mislidir.
Sayfa 77 - KAL KE DONKitabı okudu
İşkencenin yasaklanması talebine ön ayak olanlardan biri, daha önce cadılık duruşmalarının ateşli bir savunucusu olan Cizvit papazı Friedrich vonSpee idi. Brunswick Dükü işkencenin barbarlığı karşısında öyle dehşete düşmüştü ki, topraklarında işkence kullanımını yasakladı. Spee için kasıtlı bir tuzak kurdu. Şüpheli bir cadının Spee'nin de hazır bulunduğu işkencesinde kadının Sabbat'a katıldığını ve Spee ile başka bir rahibi de orada gördüğünü itiraf etmesini sağladı. Kadının itirafına göre, Spee ve yanındaki Cizvit kendilerini hayvana dönüştürmüş ve cadılarla cinsel ilişkiye girmişlerdir. Bu ilişkinin sonucunda cadılar kurbağa başlı, örümcek ayaklı ucube yaratıklar doğurmuşlardı. Spee duyduklarından öyle korkmuştu ki, işkence kullanımına karşı kampanyaların ateşli bir savunucusuna dönüştü ve 1631'de işkencenin güvenilmezliğini ortaya koyan ve sorgucuları onun kullanımına karşı uyaran meşhur Cautio Criminalis'i yazdı. Yasal ve ideolojik açılardan yayılan şüphecilik en son ifadesini on yedinci yüzyılın sonlarında ve on sekizinci yüzyılın başlarında bir çok Avrupa devletinde kabul edilen bir yasada bulundu. Buna göre cadılık, ciddi olmayan bir suçtu ve pek çok aydınlanmış devlet adamı tarafından yalnızca hurafe ve cahilliğin bir ürünü olarak görülmeye başlanmıştı. Ne var ki bu yeni yasaların kabul edildiği dönemlerde, bir çok bölgede cadı avı çoktan sona ermişti ve yasalardaki değişikliklerin cadı avının sona erdirilmesinde çok az gerçek etkisi olabildi. Son aşamada, işkence kullanımı da yasaklandı ancak, yine bir çok bölgede işkence pratiğinin sona ermesi uzun bir vakit alacaktı.
Sayfa 67 - KAL KE DONKitabı okudu
Şeytan, bir çok yerde, dişi takipçileriyle aynen Şeytan'nın kendine ibadet edenlerle yaptığı gibi çiftleştiğine inanılan antik Mısırlı keçi tanrı Mendes Keçisi olarak da tasvir edilir. Cadılar da kimi yerlerde Şeytan'ı onurlandırmak için bir keçinin ya da keçi benzeri fiğurün kıçını öper şekilde betimlenirler. Bu öpücüğe Osculum Infame yani Edepsiz Öpücük denmiştir ve hem heretikler hem de daha sonra cadılar kendilerine farklı şekillerde görünen Şeytan'a bu öpücüğü vermekle suçlanmışlardır. On dokuzuncu yüzyıl gizemcilerinden Eliphas Levi Mendes Keçisi'nin niteliklerini almış ve onları evrenin dengeleyici birliğini temsil ettiğini düşündüğü Baphomet tasvirine eklemiştir. Levi, Baphomet'i dişi göğüsleri ve boynuzlarının arasından yükselen yanan bir meşalesi olan yarı insan yarı keçi kanatlı bir figür olarak tasarlamıştır. Her ne kadar bu figür halkın gözünde Şeytan'nın protopisi olsa da, Levi'nin niyeti bu değildir ve Baphomet'in cadıların yargılandığı duruşmalarda sözü geçen Şeytan'la ilişkisi yoktur. Ancak Levi'ye göre cadıların aslında tapındığı seytan değil Baphomet'tir.
Sayfa 26 - KAL KE DONKitabı okudu
134 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.