Mantığını veya toplumsal baskıları ön planda tutmaksızın sadece kendi ruhunun derinliğindeki tanrısal bilgeliği dinlemesi gerektiğini ve bu bilgeliğin verdiği öğüdü takip etmesi gerektiğini anlatır. Haliyle bu aynı zamanda doğanın içinde gizli olan "doğal" ve "saf" bilgeliğin ta kendisidir.