Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Çağdaş İslami Siyasi Düşünce

Hamid İnayet

En Eski Çağdaş İslami Siyasi Düşünce Gönderileri

En Eski Çağdaş İslami Siyasi Düşünce kitaplarını, en eski Çağdaş İslami Siyasi Düşünce sözleri ve alıntılarını, en eski Çağdaş İslami Siyasi Düşünce yazarlarını, en eski Çağdaş İslami Siyasi Düşünce yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Ğadir-i Hum
Azınlığı oluşturduğu bilinen bir grup Müslüman, Peygamber’in aslında halefini daha önceden belirlediğine, bu halefin, Peygamber’in damadı ve amcazadesi Ali olduğuna inanırlar. Onlara göre bu belirleme Peygamber’in veda Haccı dönüşünde, Hicret’in 11. yılında Zilhicce’nin 18’inde Ğadir-i Hum adlı bir mevkide gerçekleşmiştir.
Sayfa 19 - Yöneliş Yayınları - 3. baskı Ocak 1995Kitabı okudu
Şiiler, Allah’ın İmamet meselesini kararlaştırılmamış olarak bırakmasının O’nun insanlara olan adalet-ve lütfuna sığmayacağını savunuyorlardı.
Sayfa 19 - Yöneliş Yayınları - 3. baskı Ocak 1995Kitabı okudu
Reklam
Şiiler ayrıca, —özellikle Peygamber’in haleflerinin seçimle işbaşına gelmesini savunanların eleştirilerine cevap olarak— imamet sorununun, sözkonusu görev için yanlış kimseyi seçebilecek olan sıradan bireylere terkedilemeyecek kadar önemli olduğunu ileri sürüyorlardı.
Sayfa 20 - Yöneliş Yayınları - 3. baskı Ocak 1995Kitabı okudu
Ulema ?
Ulema âlim kelimesinin çoğuluydu ve din bilgini anlamına geliyordu.
Sayfa 20 - Yöneliş Yayınları - 3. baskı Ocak 1995Kitabı okudu
Peygamber’in halifelik sorununu açık bıraktığı
Müslümanların çoğunluğunu oluşturan bir başka grup Peygamber’in halifelik sorununu açık bıraktığı, kendilerine liderlik için en ehil şahsiyetin kim olduğuna karar verme işini ümmete emanet ettiği görüşünü tercih ediyordu. Bu Müslümanlar Sünniler ya da Sünnet’in takipçileri olarak tanınır oldular.
Sayfa 21 - Yöneliş Yayınları - 3. baskı Ocak 1995Kitabı okudu
Halifenin seçimi, ‘icma’ın yanında Halifeye bağlılık yemini anlamına gelen biat (bey’ah) ve Halifenin Müslüman cemaatin karşısında Şeriat’e göre yöneteceğine, halkın da ona itaat etmeye söz vermesi anlamına gelen ahd’i de içerir.
Sayfa 22 - Yöneliş Yayınları - 3. baskı Ocak 1995Kitabı okudu
Reklam
Şiilerin anahtar siyasi terimleri İmamet, velayet ve ismet iken, Sünnilerinki de Hilafet, icma ve biat’tır.
Sayfa 22 - Yöneliş Yayınları - 3. baskı Ocak 1995Kitabı okudu
Haricilere göre:
Peygamber’in vefatından 25 yıl sonra, Muaviye’yle anlaşmazlığını hakeme havale ettiği için bir grup Müslümanın Halife Ali’ye isyan etmesiyle —ki bu çıkışa İslam tarihindeki ilk büyük bölünme olayı neden olmuştur— ortaya çıktı. Anlaşmazlığı hakla batıl arasındaki açık bir çatışma olarak gören bu grup, bu tür meselelerde Allah’ınkinden başka hüküm ya da Allah’tan başka hakem olamayacağını savundu.
Sayfa 23 - Yöneliş Yayınları - 3. baskı Ocak 1995Kitabı okudu
Baskıya maruz kalan bütün azınlıklar kaçınılmaz olarak içe dönmek, kendini çoğunluktan mümkün olduğunca uzak tutmak ve kendi zihni alışkanlık ve tavırlarını tedricen geliştirmek zorundaydı.
Sayfa 47 - Yöneliş Yayınları - 3. baskı Ocak 1995Kitabı okudu
Şiiler, İslam tarihinin Raşid Halifeler döneminden sonrasının çoğunlukla acı bir hikaye olduğunda Sünnilerle müttefiktirler. Ancak, Sünniler için tarihin o zamandan beri süren akışı ideal devletten uzaklaşan bir akışken, Şiiler için bu akış, ideal devlete doğru bir akıştır:
Sayfa 51 - Yöneliş Yayınları - 3. baskı Ocak 1995Kitabı okudu
Reklam
Sünni-Şii tartışmaları siyasidir
Sünni-Şii tartışmaları orijinal şekliyle dinin temelleriyle ilgili değildir. Hristiyanlar arasındaki ihtilaflardan farklı olarak, Allah’ın mahiyeti, onun elçisinin işlevi ya da insanlığın nasıl kurtulacağı konusunda değildir.
Sayfa 63 - Yöneliş Yayınları - 3. baskı Ocak 1995Kitabı okudu
Şiiler daha çok şahsiyetlerle ilgilenirken Sünniler kavram ve doktrinlere daha çok önem verirler. Bu alışılmış işbölümü Peygambere halef olma durumunda bulunan bir kaç şahsiyetin etrafında dönen tartışmanın orijinal sebebinden kaynaklanmaktadır.
Sayfa 64 - Yöneliş Yayınları - 3. baskı Ocak 1995Kitabı okudu
Öte yandan Peygamber’in sözlerinin kaydedilmesini yasaklamıştır. Görünüşte dini hükümlerin eşsiz kaynağı olan Kur’an’ın otoritesini güçlendirme amacını taşıyan bu tedbir daha sonra Ömer tarafından sertleştirilmiştir.
Sayfa 65 - Yöneliş Yayınları - 3. baskı Ocak 1995Kitabı okudu
Ömer’in en çok eleştirildiği yön ‘Perşembe Felaketi’ndeki tavrıdır. Vefat ettiği gün, çok hasta olan Peygamber, ashabından ‘ölümünden sonra sapmamaları için’ iradesini yazmak üzere kendisine bir kalem ve bir kağıt vermelerini istemiştir. Şiilere göre Peygamber’in buradaki maksadı Ali’yi kendisine halef olarak görevlendirmektir. Ancak Ömer, «hastalığının çok kritik bir aşamada olduğu ve kendinde olmadığı» gerekçesiyle orada bulunanların Peygamber’in isteğini yerine getirmelerini engellemiştir.
Sayfa 65 - Yöneliş Yayınları - 3. baskı Ocak 1995Kitabı okudu
Sıra Osman’a geldiğinde Şii tartışmacıların işi
Sıra Osman’a geldiğinde Şii tartışmacıların işi nisbeten kolaylaşmaktadır. Zira, Sünni görüş bile onun Hilafete ehliyeti konusunda ihtilaflıdır. Şiilerin düşüncelerine göre onun en kötü zaafı, akrabalarına karşı meylidir. Bu, valiliklere yakın akrabalarını tayin etmesiyle açıkça görülmektedir
Sayfa 66 - Yöneliş Yayınları - 3. baskı Ocak 1995Kitabı okudu
39 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.