Çağdaş Şüphelerle Mücadele Rehberi
Ahmed es-SeyyidSözler ve Alıntılar
Akıl ve Din
"Onlara şöyle deriz: Akıl bizi dine götürdüğünde, aynı zamanda dinin ayrılmaz bir niteliği olan mükemmelliğini de bize gösterir. Öte yandan aklın kendisi için böylesi bir mükemmellik söz konusu değildir. O halde hata payı bulunan bir bilgi kaynağını nasıl olur da hatasız olan kaynağın önüne geçirebiliriz?"
Sayfa 227 - BekaKitabı okudu
Kalpler zayıf, şüpheler ise kanca misali çekicidir.
Sayfa 83 - BekaKitabı okudu
Modern çağın bataklıklarından buharlaşan sisler, gökyüzünde kara bulutlar oluşturuyor. Zahirde kasvetli, hakikatte ise bir meltem karşısında dahi dirençsiz bu bulutlar, yeryüzünde savunmasız dolaşan insanların üzerlerine asit yağmurlanı boşaltıyor.
Her bir damlada farklı bir soru, yeni bir şüphe... Asit damlaları yere düştükçe muhtelif sesler yankılanıyor. Islam bu çağa uygun mu? Akıl, hakikate ulaşmada tek ölçüt değil mi? İslam kadına değer vermiyor mu? Müslümanların dini savaş ve kargaşa dini mi? Peki bütün Müslümanlar niçin bu halde? Bilim dururken, dogmalar bizi nereye götürebilir ki?
Hassas ciltler için yakıcı olan bu damlalar, esasında oldukça cılızdır. Doğru kaynaklardan beslenerek, kendini diri tutmuş bedenleri kaplayan ciltlerin etkilemeleri mümkün değildir. Zira kaynakları bataklık, bulutları güçsüz, yağışları ise düzensizdir.
Rivayete dayalı bir söz söylediğinde sıhhatini ispat etmen, iddia sahibiysen de iddiana delil bulman gerekir.
Sayfa 101Kitabı okudu
'' Sosyal medya, şüpheleri ortaya atanlara hiçbir zorunlu prosedür olmadan istediklerini yayma imkanı verdi. 'Muhalefet et, tanınırsın.' deyişinin ifade ettiği gibi aykırılık ve marjinallik yaparak şöhret için fırsat kovalayan kişilere fırsat tanıdı. Öte yandan hiçbir denetleyici merciinin olmaması da her eve bu şüphelerin girmesine yol açtı.''
Sayfa 47 - BEKAKitabı okudu
"Zihinsel ve ruhsal açıdan boşlukta olan kişi, zihnindeki ve kalbindeki bu boşluğu doldurmak için kötü dahi olsa kendini meşgul edecek her şeyin açık hedefi hâlindedir. Vaktini, zihnini ve ruhunu ilim, amel ve imanla besleyen kişinin bu meşgaleleri, tahrif edilmiş fikirler ve endişe verici düşünceler önünde bir engeldir."
İmam Şâtıbî (rahmetullahi aleyh) şöyle der: "Allah, insan aklına aşamayacağı bir sınır koydu. İstenilen her şeyi idrak etmenin bir anahtarını vermedi. "
Aklın bir sınırının olduğunu kabul etmek onun önemini küçümsemek anlamına gelmez. Tam aksine bu, onu hak ettiği yere koymaktır. Aklımızın sınırlarını aşan bazı gaybi meseleleri de cevaplandırdığımız çıkış noktası burasıdır.
Sayfa 228Kitabı okudu