Câh ve Riya - İnsanı Helâka Götüren Hâl ve Davranışlar
İmam GazaliEn Eski Câh ve Riya - İnsanı Helâka Götüren Hâl ve Davranışlar Sözleri ve Alıntıları
En Eski Câh ve Riya - İnsanı Helâka Götüren Hâl ve Davranışlar sözleri ve alıntılarını, en eski Câh ve Riya - İnsanı Helâka Götüren Hâl ve Davranışlar kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.Yine Rabbimiz şöyle buyuruyor:
"Onlara dünya hayatının misalini de anlat. O, gökten indirdiğimiz bir su gibidir ki, onunla yeryüzü bitkileri birbirine karıştı, ama sonunda rüzgarların savuracağı çöp kırıntısı haline geliverir."
Sayfa 57
Hasan -ı Basrî mektubunda şöyle diyordu:
"Asıl mesele ; sanki sen, ölüm kendisine en son gelip de ölecek kimse gibisin. Şimdi gözünün alabildiğince geleceğe doğru dikkatle bak. Oysa ki kader gelmiş bulunuyor."
Sayfa 71
İman eden, Salih amel işleyen, Hakkı ve Sabrı tavsiye eden...
Allah, lütfu ve keremiyle muvaffakiyete erdirendir. Salat ve selâm seçtiği tüm peygamberlerine ve Hz. Mustafa'ya olsun.
Sayfa 68Kitabı okudu
Din bir yaşam biçimidir...
Kim şöhret ve gönüllerde yer edinmeyi istiyorsa, bu kimse tıpkı mal sevgisinin peşinde olan gibidir. Hatta bundan da kötüdür. Çünkü mevki ve şöhret düşkünlüğünden doğacak fitne en büyük fitnedir.
Sayfa 75Kitabı okudu
Din bir yaşam biçimidir...
...Kim senin gıybetini yapıyorsa, o kimse gerçekte iyiliklerini sana bağışlıyor demektir. Kim de seni övüyorsa o da senin belini kırıyor demektir. O halde senin belini kırana niye seviniyorsun, onun yaptığından niçin mutlu oluyorsun da seni Allah'a yaklaştıracak iyilikleri sana hediye eden adama kızıyor ve yaptıklarına üzülüyorsun. Oysa ki sen Allah'a yakın olmayı sevdiğini ileri sürüyorsun.
Sayfa 85Kitabı okudu
Din bir yaşam biçimidir...
Yerilmeden dolayı duyduğun hoşnutsuzluğu hafifletecek yol, bundan böyle halka umut bağlamamanladır. Eğer onlarla ilgini kesersen, onlar seni ne kadar kötülerlerse de bunun senin üzerinde ve gönlünde fazlaca bir etkisi olmaz. Çünkü dinin temeli kanaattir. İnsan kanaat sayesinde mal, mevki ve şöhretten ilgisini keser ve bunlara umut bağlamaz. Bir kimse bir şeye karşı tamahkârlık, yani aşırı istek gösterdikçe gönlünde makam, şöhret ve övülme sevgisi her zaman yatar ve bu oldukça da fazla olur. Eğer tüm gayretin adamın kalbinde ve gönlünde bir yer edinmek olursa, bu, ancak insanın dinini yıkmasıyla kazanılır. Bir kimse bir taraftan dininin kurtulmasını ve selamette kalmasını isteyecek, öte taraftan da, mal, şöhret, makam, övülme peşinde olacak ve yerilmekten de hiç hoşlanmayacak, işte bu, olacak bir şey değildir. Bu, oldukça zor bir iştir.
Sayfa 87Kitabı okudu