Ressam İbrahim Çallı’nın hayatını konu alan bu kitaba, eski dolabımızda anılarda gezinirken rastladım.Kuvvetle ihtimal, resim öğretmenimin sanatı tanımam ve motivasyon olması amacıyla verdiği bir kitaptı.Ödevimi geçte olsa tamamlamak istedim…
İçerisindeki nutukları süzgeçleyip payıma düşeni aldım.Ve İzzet Günay’ın Türkan Şoray’a söylediği o meşhur sözü zikrettim.
-Çok eskiden rastlaşacaktık…
Okurken kâh güldüm kâh duygulandım,düşündüm.En önemlisi sanatın lügatımdaki karşılığını yeniledim.Osmanlı’nın son dönemlerinde ayak gezdirip,ötesini berisini tahlil etme imkânı buldum.Velhasıl ben bu kitabı çok sevdim.
Kitap, ünlü ressam İbrahim Çallı’nın dilinden anlatılıyormuş gibi yazılmış. Yazarın akıcı anlatımıyla hiç sıkılmadan okudum.Hatta sinemaya uyarlanabilecek bir konusu olduğunu düşünüyorum. Gücüm yetse izlemeye değer bir film çekmiş olurdum.Eli cebinde fukara hayallerimi, beynimde bir müddet gezindirdim ve sonra..,buradayım, hakettiği değeri alamadığını düşündüğüm bu kitabı birileriyle tanıştırırım umuduyla yazıyorum.Kesinlikle okuyun :)