En Beğenilen Çamasan Sözleri ve Alıntıları

En Beğenilen Çamasan sözleri ve alıntılarını, en beğenilen Çamasan kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Holy şirk :D
- Bre Allah kardaşım, bre kara gözlü yiğit kardaşım, kurban olsun Hanefi densizi sana, e mi? Hey koca göklerin allahı, dünyanın her bir derdini bir tamam ettin de, başkacana işin gücün kalmadı mı bre? Kalmadı da, akşam akşam Hanefi densiz kulunla mı eğlenirsin? Hıı? Hızır dediydik, cini uğursuzu mu gönderdin ne? Olmadı, öyle mi, şimdi de yağmur göndereceksin ha? Ne kötülüğümüzü gördün, tavuğuna kış mı dedik be? Gönder lan! Gönder bre! Hemi de öyle bir yağmur gönder ki, öyle bir rahmet ver ki, nemiz var nemiz yok, silsin süpürsün, e mi? Gönder, gözümüzün yaşına falan bakmasın da arabamızı bile önüne katsın sürüklesin Haliç denizine, e mi? Göndermeyenin de hem lan... Ürküverdi yiğitlenmesinden. Korktu. "Tövbe tövbe yarabbi" dedi içinden. Arabanın kollarına yapıştı telaşla. Sanki arabasını elinden kapıp kaçıracaklardı. "Lan götü boklu Hanefi, Allah'la sidik yarıştırılır mı lan? Ya şimdi, ortalık sel seli götürür de, arabayı sürükler denize atarsa yağmur? Hay aklının çambardağına..." (...)
Sayfa 71 - Sinan Yayınları, 2. Baskı "Çamur"Kitabı okudu
Şu mektubu bize bir okuyuver hele be kızım. Cumhuriyet yazısıyla yazılmış, söktüremedim bir türlü. Osmanlı yazısı olsa... Cumhuriyetin ilk yılları herkeslere öğretirlerdi bu yazıyı ya, bizdeki kafa işte... Kulağasmadık. Hani, düşmanla dövüşen bizdik biz olmasına ya, Cumhuriyetten mumhuriyetten bir habarımız olmadı esasta. Bu nedenle yazısına da boş koyduk. Bir duyduk, Osmanlı'dan çıkmışık, Cumhuriyete girmişik. Senin anlayacağın, bizim Cumhuriyete girişimiz de iç güveysi gibi bir şey. Yazısını mazısını bildiğimiz mi var sen de...
Sayfa 58 - Sinan Yayınları, 2. BaskıKitabı okudu
Reklam
Ulan sıpa, ot kokusu nasıldır, sen onu dahi bilmezsin allah bilir?
Sinan YayınlarıKitabı okudu
:D
- Şimdik ayıp ettin işte ha bacı... Bizim töremizde var mıymış ki erkek kısmının ebelik etmesı bre? Akşam akşam bir laf et de, bir lafa benzesin bari Hatıp avrat. Adamı dinden imandan çıkarma. - Ne dedin, ne dedin?.. Dert... Abo anam, herife bak. Erkekmiş? Hıh!.. Bre oturaklı herif, kocamış adamın avradı erkeği mi olurmuş sen de? İtler sıçsın şeyinizin içine, açtırma ağzımı şimdi. (...)
Sayfa 50 - Sinan Yayınları, 2. BaskıKitabı okudu
Anadolu kadının kadim doktoru: Alındaki çatkı:)
Hemen hemen her gün yağlığı sarardı başına sıkı sıkı, uçlarını alnıçatında düğümlerdi, kerevetin üzerine düşer kalırdı. « Kurban, kurban -derdi-, kulağımın böcükleri hasta oluk gene. Kafamın içinde vızılar dururlar körolasıcalar.»
Sinan YayınlarıKitabı okudu
Baktım baktım da, bu dağların ardında ne var acep dedim kendi kendime bir gün. Hemen vardım anamın yanına bir hışımla. Sızıladım. Anaaam anam dedim, benim karagözlü güzel anam, şu dağların ardında ne varki acep ?
Sinan YayınlarıKitabı okudu
Reklam
... Bre kafasız Emiraliii!.. Bre zırzop, gördün mü ulan yaptığını? Ulan, bu yürük çocuklarını getirip sokacak başka yer mi bulamadın bre? Arabuşaklarının arasından başka yerde yer mi kalmadı, hı? Şöyle bir Türkmen mahallesinde huğ kuracak bir karışlık bir yer mi yoktu? Ah bre kafasız ah!... Zaten sizin gibi aptal yörüklerin yüzünden gelmiş ne gelmişse Adana'nın başına ya... Bir türlü Türkmen olamamış. (...)
Sayfa 39 - Sinan Yayınları, 2. BaskıKitabı okudu
Âşıkpaşaoğlu
... Geldiler. Erzurum'dan Erzincan'a indiler. Erzincan'dan Rûm ülkesine girdiler. Rûm ülkesinde altı yıl durdular. Etrafları fethettiler. Süleyman Şah Gazi haylı bahadırlık etti. Fakat bu Rûm'un dağlarından ve derelerinden incindiler. Göçer evlerin davarı dereden tepeden incinir oldu. Yine Türkistan'a döndüler. Geldikleri yola gitmediler. Halep iline çıktılar. Oradan Ca'ber kalesinin önüne vardılar. Orada Fırat ırmağının önlerine geldiler. Geçmek istediler. Süleyman Şah Gazi'ye: "Han'ım biz bu suyu nasıl geçelim" dediler. Süleyman Şah dahi atını suya tepti. Ecel mukaddermiş. Allah'ın rahmetine kavuştu. Sudan çıkardılar. Ca'ber kalasının önüne gömdüler. Şimdiki zamanda ona Türk Mezarı derler. (...)
Sayfa 20 - Sinan Yayınları, 2. BaskıKitabı okudu
... Kavaklıhan yöresine varınca, döndüm de gâvurcuğa, dedim, de bakalım sağ yanımızda neresi var? Gene elindeki kâğıtlara baktı. Dedi, Tarsus. Güneş, varmış yatmış Tarsus'un gerilerine, gölgelendirir iri iri Çukurova'yı. Eliyle, sıcağın buğusu içinde kıpkızıl teker olmuş güneşi gösterdi sanki de, dedi, Pompapolis. Dedi, Nepolis. Dedi, Horkisos. Dedi, Silifke. Dedi, Anamur... Dedim, destur ulan. Vay gözün kör olsun emi köküne kıran giresice, ne de güzel bilir bizim memleketleri. Polis polis diye diye, bir bir sayar. Ulan çorbacı dedim dilcisine, ne demek polis? Dedi, şeher demek. Vay ocağın batsın gâvur, hilafsız bizden iyi bilir bizim buraları.
Sayfa 47 - Sinan Yayınları, 2. BaskıKitabı okudu
... Annadın mı Kadir sıpası, Türkmen aptalı dağa çekilmiş de, suyunu koyvermiş. Koyvermiş ki, ovayı Arabuşağı sulasın. Ovayı sulasın da, betini bereketini yesin. Osmanlı az mı uğraşmış? Tünkmeni dağdan ovaya indirmeye az mı uğraşmış? Breh breh breh... Babam anlatırdı. Osmanlı paşaları savaş açmışlarmış Türkmene. Türkmenler ovaya yerleşsin, eksin biçsin. Amma Türkmende nerde o kafa... O yaylak senin, bu kışlak benim, göç babam göç. Bizimkilere de, yaylak bekçiliği düşmüş. Halil Paşa derler, bir Osmanlı vali paşa varmış. Türkmenler ovaya yerleşsin diye, obaların çadırlarını madırlarını bile yaktırmış ya, gene de baş edememiş. (...)
Sayfa 40 - Sinan Yayınları, 2. BaskıKitabı okudu
45 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.