Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Çanakkale Denizaltı Savaşı

Otto Hersing

Çanakkale Denizaltı Savaşı Gönderileri

Çanakkale Denizaltı Savaşı kitaplarını, Çanakkale Denizaltı Savaşı sözleri ve alıntılarını, Çanakkale Denizaltı Savaşı yazarlarını, Çanakkale Denizaltı Savaşı yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Osmanlı'da ilk Denizaltı ve çürümeye terk edilişi. !
Osmanlı Devleti de bu yeni silaha ilgisiz kalmadı.1886'da Taşkızak Tersanesi'nde montajı tamamlanan. Nordenfeldt tipi Abdülhamid denizaltısını 1888'de denize indirilen Abdülmecid izledi. Bazı kaynaklara göre Abdülhamid, bazılarına göre de Abdülmecid, sualtında ilk torpido atışını yapan denizaltı olarak tarihe geçti. Bu denizaltı, İzmit Körfezi'nde uzun talimlerden sonra Sarayburnu açıklarında su altındayken, Üsküdar açıklarındaki boş bir gemiyi batırmıştı. Ancak Abdülhamid ve Abdülmecid Osmanlı donanmasının pek çok gemisinin kaderini paylaşarak Haliç'te bağlı kalarak ömürlerini doldurmuştu.
Sayfa 34
176 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
6 günde okudu
Türkiye iş Bankası Kültür Yayınları’ndan çıkan 175 sayfalık eser Bülent Erdemoğlu tarafından tercüme edilmiş. Mütercim tanıtım yazısında da özellikle “Arı bir Türkçe” kullanmaya dikkat ettiğini vurgulamış. (Genelde bu yaklaşımı savunsam da bazı tercihler şahsen, bana biraz zorlama gibi geliyor.) Kitabı tercüme ederken gösterdiği özen ve konunun
Çanakkale Denizaltı Savaşı
Çanakkale Denizaltı SavaşıOtto Hersing · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 201523 okunma
Reklam
Aylar sonra eve döndüğümüzde, bir başka denizaltımızın, aynı biçimde bir İspanyol yük gemisince teklif edilen yiyeceğe onay verdiği ve tüm denizaltı ekibinin bu yiyecekten hastalandığı anlatıldı. Gerçekten de tarafsız bir ülkenin gemilerine, Alman denizaltılarına zehirli yiyecek verme görevi mi verilmişti?
Senusilere yardım!
"1916 yazında Pola'dan aldığımız erzakı dört Türk subayı ile birlikte Libya kıyılarına götürdük."
54 derece enlem, 19 dakika kuzey! 3 derece boylam, 42 dakika batı! Başarılı denizaltı U21, işte orada denizin dibinde yatıyor. Denizin sonsuzluğu ve güzel dinginliği içinde…
Sayfa 126 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Düşman devlet adamlarının anılarında da onaylandığı gibi, ateşkesten sonra bize ulaşan İngiltere kaynaklı duyumlara göre, yoğun denizaltı savaşı 1,5, en fazla 2 ay kadar uzamış olsaydı, zafer kazanacaktık. Hagen ve Devrim, Almanya’ya utanılası ateşkes antlaşmaları dayattı ve zafere inanmış, ölümüne gözü pek denizaltı silahımızı arkadan kuşattı.
Sayfa 108 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Savaş süresince birkaç yüz denizaltı denize indirildi. Ancak yine savaş süresince 199 denizaltıyı da yitirdik. Yoğun denizaltı savaşı, savaşın ilanından kısa bir süre sonra başlatılmış olsaydı, az sayıdaki denizaltıya karşın, savaş daha erken sonuçlandırılabilirdi. Çünkü düşmanımız, savunma düzenini bu denli geliştirmemişti. Buna koşut olarak denizaltı kayıplarımız da çok değildi. Ancak düşmanımız savunma düzenini tümüyle kuruncaya kadar bekledik. Çünkü Şansölyemiz Bethmann-Hollweg’in, “Savaşı insanca sürdürmek istiyoruz” sözlerini kullanmak için bekledik. Sonuç alıcı gereçlerle sürdürülen bir savaş, erken sonuç alınacağı için çok daha insancıldı. Bu durumda milyonlar savaş saflarında kan akıtmayacak ve binlercesi açlığın kucağında olmayacaklardı.
Sayfa 107 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Denizaltı ticaret savaşı ya da sertleşmiş denizaltı savaşının amacı, ticaret filosunu yok ederek, İngiltere’yi barışa zorlamaktı. İngiltere bir ada olduğundan, kendini besleyecek durumda değildi. Gerekli yiyeceği adaya taşımak için, İngiltere’nin, gemilerin belli bir taşıma hacmine gereksinmesi vardı. Gıda ve hammaddeleri adaya getirecek yeterli gemisi olmadığında ya açlık çekecek ya da barış yapacaktı.
Sayfa 106 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Yaklaşık üç hafta sonra yine limanımıza döndüğümde, düşmanın su altı bombaları atmayı neden bıraktığına ilişkin bilmece çözüldü. Savaş günlüğümü ve yol bildirimimi verdikten sonra, karşılaştırma yapılan İngiliz Savaş Günlüğü’nde, olayın başımdan geçtiği gün ve yerde bir Alman denizaltısının bir yük gemisini batırdığı, ancak denizaltının kendisinin de batırıldığı bildiriliyordu. Bu bendim! Sıkıştırılmış havayı dalış tanklarından boşalttığımda düşman, denizaltının parçalandığını ve son havanın su yüzeyine çıktığını düşünmüştü.
Sayfa 93 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
100 metre derinlikte olmalıyız. Bu yüzden metrekareye düşen basınç, 100.000 kilogram! Omurgamın altındaki deniz derinliği bu noktada 3000 metre!!!
Sayfa 92 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Birden aklıma bir şey geldi. Kuleden aşağı indim. Çizmeyle torpidoyu gövdeden uzak tutmayı deneyecektim… İşte… Torpido sudan bir turnabalığı gibi fırlıyor… Baş aşağı dibe gidiyor… Üstümüzden büyük bir ağırlık kalkıyor! Karşıdaki İngilizlere şapkalarımızı havaya kaldırarak, üç “Hurra!” gönderiyoruz. Mucizeye kuşkusuz çizmem değil, torpidonun çalışma süresinin bitmesi yol açmıştı.
Sayfa 89 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Bir denizaltının ana savunması dalma özelliğidir ve suyu düşmanla kendisi arasında koruyucu bir yastık gibi kullanır.
Sayfa 81 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Kendi gereksinmemiz olmayan gereç, ülkemizde gemi yapım yerlerine veriliyor, böylece öteki denizaltıların işine yarıyordu. Kimi zaman yiyecek deposu da gözden geçiriliyordu. Kimi okurların aklına gelebileceği gibi, ilk aranan içki gibi şeyler değildi. (Çünkü denizcilikle ilişiği olmayan insanlardan çoğunun, denizcilerin bütün gün boyunca su gördükleri içim, boğazlarının kuruduğuna ilişkin ir söylemleri vardı.) Hayır, ilk aranan şey, taze ekmekti. Hiçbir zaman yeterince taze ekmeğimiz olmuyordu. Limandan aldığımız ekmek, en fazla 4-5 gün boyunca yeniyor, ondan sonra ise yağ kokusu vb yüzünden yenmez oluyordu. Genelde yediğimiz, lehimli büyük teneke kutularda aldığımız sert ekmek ya da peksimetti. Bu sert ekmeği bölmek için insan eline sağlam bir araç almalıydı. En iyisi bir balyoz! Ekmeğine kurt bulan şanslı kişi, o gün ekmeğinde biraz yağ olduğuna seviniyordu.
Sayfa 77 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Bir yük gemisi ele geçirildiğinde, ekip gemiden ayrılıyordu. Bundan sonra zaman ve olanak olursa, baştan aşağı gemiyi dolaşarak almaya değer bir şey olup olmadığına bakılıyordu. İlk bakılan yer, makine yedek parçalarının bulunduğu bölümdü. Burada bakır, pirinç, lastik salmastra yedekleri bulunuyordu. Bunların hepsi, değerli metaller diye anılıyordu. Bunlar dış dünyadan tümüyle soyutlanmış olan anavatanda çok azdı ve bunlara denizaltıda gereksinmemiz olabilirdi. Özellikle savaşın sonlarına doğru denizaltılarda tüm iletim boruları ve salmastralar savaşta el konulan gereçlerden oluşuyordu. Bu yüzden her değerli gereç ele geçirişimde buna seviniyorduk.
Sayfa 77 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
42 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.