Çaresiz Stratejiler sözleri ve alıntılarını, Çaresiz Stratejiler kitap alıntılarını, Çaresiz Stratejiler en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bir kadın sevilmemeyi bağışlayabilir ama bağışlayamayacağı bir şey varsa o da baştan çıkartılmamak ya da baştan çıkartamamaktır. Ona karşı istediğiniz kadar şefkatli ve sevecen olun, onu baştan çıkartamadığımız sürece sizden zalimce bir intikam alacağından emin olabilirsiniz. Ayartmadığınız her bir kadın sizi er ya da geç bırakıp gider...
Evrenin diyalektik bir açıklaması yapılamaz; zira evren dengede kalmaya değil aşırı uçlar arası gidip gelmeye mahkum edilmiştir. Evren bir uzlaşma ya da sentez mantığına değil radikal bir uzlaşmazlık mantığına boyun eğmeye mahkum edilmiştir.
Kendinden geçmek demek, yaşayan bir varlığın anlamını yitirinceye kadar
uğraştıktan sonra sonunda anlamsız ve içeriksiz bir biçime bürünerek yeniden ortaya çıkma gibi bir özelliğe sahip
olması demektir. Moda güzelin kendinden geçmiş, yani hangi yöne gittiği belli olmayan bir estetiğin anlamsız ve
içeriksiz biçimidir. Simülasyon, gerçeğin kendinden geçmiş bir biçimidir. Televizyonu izleyin ne demek istediğimi
anlarsınız; başka bir deyişle küçük ekrandan yansıyan tüm gerçek olaylar insanın başka bir şey düşünebilmesini
engelleyecek kusursuz bir art ardalık ilişkisi içinde, yani hem görmeye hiç alışık olmadığımız hem de birbirlerinden ayırt edilemez, hem gerçek dışı, hem de kendilerini tekrarlar bir şekilde sunulmaktadırlar; bu yöntem onların
anlamsız ve kesintisiz bir şekilde birbirlerini izlemelerini sağlamaktadır. Kendinden geçmiş bir nesne sunan rek-
lamları tüketen izleyici de kendinden geçmektedir. Nereye doğru gittikleri belli olmayan kullanım ve değişim değerleri, sonunda marka denilen anlamsız ve içeriksiz bir biçim tarafından yok edilecektir.
Her şey kültürel alan içine çekildiğinde, kültür toplumsal yazgıyı belirleyen bir süreç olmaktan çıkarak politik bir sürece dönüşmekte ve beraberinde ortaya bir de sefil bir kültürel politikanın çıkmasına neden olmaktadır.
Sanat da kendinden geçmiş, gerçekle iç içe geçmiş ve sersemlemiş bir haddedir. Ama hiçbir şey bir gün Marcel Duchamp’ın aniden bir resim galerisinde “boş şişe
askılığını sergileyerek “yaratıcı” eylemin anlamsızlığını ve yararsızlığını tüm parlaklığıyla sergilemesi kadar şaşırtıcı
olmamıştır. Burada kendinden geçen, kendi kendini aşan yalnızca sıradan bir nesne değil aynı zamanda yaratıcı
eylemin kendisidir. Bundan böyle nesnesini yitiren resim eylemi resim adı altında ürettiği şeylerle büyüleyici bir
kendi ortadan kayboluş oyununu sergileyecektir. Günümüzde büyüleyici olan, sanatın kendi ortadan kayboluş
oyununu sergilemesidir.