Castellio Calvin'e Karşı sözleri ve alıntılarını, Castellio Calvin'e Karşı kitap alıntılarını, Castellio Calvin'e Karşı en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Dünyevi bir mahkemenin kararı, bir insanın tanrısal konularda haklı ya da haksız olduğu konusunda bir kanıt oluşturamaz....
... katletmek ikna etmek anlamına gelmez.
.. Politik zaferinin sırrını sadece bu taş gibi sarsılmazlığı, bu buz gibi katılığı açıklar. Zira tarihte ancak böyle bir kendine takıntılı olma hali, böyle muazzam bağnazlıkla bir kendinden emin olma hali lider yapar adamı. Her zaman etkileyici olan şeylere kapılan insanlık, asla sabırlı ve adil olanlara değil, sabitfikirlilere, kendi hakikatlerini mümkün olan tek gerçek, kendi iradelerini dünya kanununun temel biçimi olarak ilan etme cesaretini gösterenlere biat eder...
Çok bilmiş vaizler, Serveto üzerinden kazandıkları dünyevi zaferin ardından bir de dinî zafer kazanmak adına, hazır çaresizlik içindeyken ondan kendi isteğiyle yanıldığına dair bir itiraf koparma vaktinin geldiğine hükmederler.
Ama o dakikada olağanüstü bir şey olur: İnancının bu en derin noktasına dokunulduğu anda –savların inkâr etmesini istedikleri anda- bu ezilmiş, neredeyse tükenmiş adamın eski inadı ihtişam ve gururla alevlenir. İsterlerse idam etsinler, işkence yapsınlar, yaksınlar, vücudunu lime lime doğrasınlar –Serveto ideoojisinden taviz vermeyecektir; özellikle de bu son günleri, bilimin gezgin şövalyesini bir şehit ve inanç kahramanı mertebesine yükseltecektir.
Halkın büyük bir kısmının hatta çoğunluğunun içtenlikle diktatörlüğe karşı çıkmasının, tek bir plan, bütüncül bir yapı içinde birlikte hareket etmedikleri sürece bir yararı olmaz.
Ah, siz gözü körler, siz gözü kararmışlar, siz kana susamışlar, siz iflah olmaz sahtekârlar! Hakikati ne zaman göreceksiniz? Ya siz fani yargıçlar, kendi keyfi kararlarınızla insan kanı akıtmaya ne zaman son vereceksiniz
Öyle bir zaman gelir ki insanlığın en basit en açık hakikatleri insanlara ulaşabilmek için sisler arkasına saklanmaya, kılık değiştirmeye gereksinim duyar; açık duran büyük ön kapı, iktidar sahibinin zabıtaları ve gümrük memurlarının gözetiminde olduğundan en insanca ve kutsal düşünceler hırsızlar gibi gizli saklı, arka kapılardan içeri sızmak zorunda kalır. Her zaman olduğu gibi bir tarafta birilerine, bir halka ya da bir dine karşı meydan okuyarak yüksek sesle konuşma hakkı tanınırken, diğer tarafta bütün uzlaşmacı yaklaşımların, bütün pasifist ve barışçıl ideallerin, devleti ya da ilahi otoriteyi (daima biri ya da diğeri) tehlikeye attığı, hümanite arzusunun "bozgunculuğa yol açtığı", dini ya da vatansever heyecanları zayıflattığı bahanesiyle şüpheli sayılarak bastırılması gibi anlamsız bir olgu tekrarlanır durur.
sonuna kadar kısıtlanmış bir biçimde sürdürür varlığını ama sonuna kadar da özgürdür; çünkü o hiçbir tarafa bağlı değildir, hiçbir bağnazlığa teslim olmamıştır.
Peki, onun muhalifi Sebastian Castellio, insani düşünce özgürlüğü adına ona ve her türden tinsel tiranlığa karşı çıkan, yalnız bir idealist olan bu adam kimdir?
Dunyamizin caniyane deliliginin ve cilgin şaşkinliginin suçlusu, ezeli suçlusu fanatizmdir; her zaman kendi fikrini, kendi dinini ve ideolojisini gecerli saymak isteyen ideologlarin tahammulsuzlugudur...