En Eski Cennet Sözleri ve Alıntıları

En Eski Cennet sözleri ve alıntılarını, en eski Cennet kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
“…Her şeyimizi kaybedeceğiz, geleneklerimiz de dahil,” dedi Hüseyin. “Ve bu gençler bizim kaybettiğimizden de fazlasını kaybedecekler. Bir gün bizim bütün bildiklerimizi ellerinin tersiyle itmeyi öğretecekler onlara ve kutsal kitapmış gibi kendi yasalarını, dünyaya ilişkin kendi anlatılarını ezberlettirecekler…”
Sayfa 106Kitabı okudu
Güzellik insanın derinlerinde, ruhunda yatar.
Sayfa 45 - İletişim yayınlarıKitabı okudu
Reklam
sanki, güzelliklerini sergilemek güvende olmaktan daha önemliymiş gibi kasıla kasıla yürürlerdi.
Sayfa 82 - İletişim yayınlarıKitabı okudu
Güzellik insanın derinlerinde, ruhunda yatar.
Sayfa 45 - İletişim
“Kuran’ı bilmek sana her zaman yardımcı olur,” dedi Halil. “En derin mağarada ya da en karanlık ormanda kaybolsan bile. Kelimeleri anlamasan bile.”
Sayfa 221 - İletişim
“Bana özgürlüğümü hediye olarak sundular. Sundu. Kim özgürlüğüme sahip olduğunu söyledi ki ona, bana bunu hediye olarak sunuyor? Bahsettiğin özgürlüğü biliyorum. Bu özgürlüğe doğduğum an sahiptim zaten. Bu insanlar bana aitsin, senin sahibinim dediğinde bunu bir yağmur geçişi ya da günün sonunda güneşin batması gibi görüyorum. Ertesi gün, hoşlarına gitse de gitmese de güneş yine doğacak. Aynı şey özgürlük için de geçerli.
Sayfa 251 - İletişim, Mzee HamdaniKitabı okudu
Reklam
Büyüyüp dünyanın nasıl bir yer olduğunu görmenin vakti geldi.
Sayfa 68 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
Yoksulluklarından ve her şeyin pahalılığından yakınırlardı ama herkes gibi onlar da kendi yalanlarından ve zalimliklerinden hiç bahsetmezlerdi.
Sayfa 44 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
Tüccarlar, Avrupalılardan hayretle bahsediyor, vahşiliklerine ve gaddarlıklarına korkuyla karışık bir saygı duyuyordu. En iyi toprakları hiç para ödemeden alıyorlar, allem edip kallem edip insanları kendileri için çalışmaya zorluyorlar ve kart da olsa, çürük de olsa her şeyi ama her şeyi yiyorlar. Bir çekirge istilası misali iştahlarının bir sınırı ya da terbiyesi yok. Şundan vergi, bundan vergi, vergiler ödenmediği takdirde suçlu, hapis ya da kırbaç cezasına çarptırılıyor ve hatta idam ediliyor. İnşa ettikleri ilk şey bir tutukevi, sonra kilise, sonra da bütün ticareti izleyebilmek ve ardından vergilendirebilmek için pazar yerine bir ambar. Ve bütün bunları daha kendilerine bir ev bile dikmeden yapıyorlar.
136 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.