Çoğumuzun ' Fareler ve İnsanlar', 'Gazap Üzümleri' ve 'Bitmeyen Kavga' adlı klasik romanları ile tanıdığı John Steinbeck'in yazarlığının ilk yıllarındaki bir öykü(hikaye) kitabı...
Bir doğa harikası olarak bir onbaşı tarafından tesadüfen keşfedilen bir vadiye( üzerinde bir geyik sürüsünün otladığı zümrüt çimenlerle kaplı uzun bir vadi)zamanla ailelerin yerleşmeye başlaması ile 12 ayrı öyküde insan ve doğa ilişkilerinin anlatıldığı,zaman zaman mekan ve insani ihtiyaçlar gereği birbirleri ile ilişkiler kurulmuş ise de kahramanlarının farklılaştığı insana dair birbirinden bağımsız hikayeler.
İnsan nerede yaşarsa yaşasın yine kendi düşüncesi ile hayata tutunuyor, sıkıntılar, hayaller, acılar, yaşama telaşı, işler,aşklar... peşini bırakmıyor.
İnsan bazen sakin bir yere ,doğanın koynuna sığınıp kendisi ile kalmak ister ya da doğada ufak bir yer alıp topraktan rızkını çıkartmak ister ya : Cennet çayırı da öyle bir yer.
Kitabın son sayfasında çayır sakinleri vadiden ayrılırken otobüs şoförü aynen şunu der : ' Belki tuhafınıza gidecek ya, şu vadiye her bakışta içim açılıyor. İnsanın şuracıkta, bir ufak yeri olsa, yaşaması ne kolay,ne rahat olur diye düşünüyorum'.
Okunması rahat ve yazarı bir de öykü kitabıyla değerlendirin derim.