Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

İnsan Zekasının Evrimi Üzerine Düşünceler

Cennetin Ejderleri

Carl Sagan

Cennetin Ejderleri Sözleri ve Alıntıları

Cennetin Ejderleri sözleri ve alıntılarını, Cennetin Ejderleri kitap alıntılarını, Cennetin Ejderleri en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Okumanın kendisi de hayret edilecek bir iştir: Ağaçtan yapılmış in­ce, düz bir şeye bakarsınız; bunu yaptığınız sırada, yaza­rın sesi kafanızın içinde konuşmaya başlar. (Merhaba.)
Dünya çok yaşlı, insansa çok gençtir.
unutma—
Reklam
Ben, ejderlerin kardeşi, baykuşların yoldaşıyım.
ben de :)
İnsan bu tür duyguların nereye kadar uzanabileceğini merak ediyor; atlar da ara sıra vatanseverlik coşkusuna kapılırlar mı? Köpekler insanlara karşı dinsel hazza yakın bir şey hissederler mi? Hayvanların duydukları ve bizlere aktaramadıkları başka ne gibi güçlü ve yüce duygular vardır?
Son söz.
“Science, (Bi­lim) Latince’de bilgi anlamına gelen bir sözcüktür yalnız­ca... Bilgi ise bizim yazgımızdır.”
Zamanın uçurumundan Ve karanlık gerisinden başka ne görüyorsunuz?
W. M. Shakespeare, Fırtına
Reklam
Pek çok hayvan arkadaş­lık işareti olarak birbirini hafifçe ısırırken sanki şunu söy­ler; “seni ısırabilirim, fakat bunu yapmamayı yeğliyo­rum”. İnsanlar arasındaki selâmlaşmada sağ elin bir sim­ge olarak uzatılışı da kesinlikle aynı anlamdadır: “Sana bir silahla saldırabilirdim, fakat onu kullanmamayı yeğliyorum.”
Kitabın ilk cümlesi, harika bir başlangıç :D
Bu çalışmada varılmış olan başlıca sonuç, yani insanın daha alt düzeyde örgütlenmiş bir türden gelmekte oluşu, yazık ki pek çoklarınca hoşnutsuzlukla karşılanacak.
CHARLES DARWIN, The Descent of Man
“Nesneleri yabancı ya da rastgele konmuş yasalardan kurtarabilirsiniz, fakat kendi doğasındaki yasalardan ha­yır... Üçgenlere, üç kenarlı hapishanelerini yıkmaları ko­nusunda cesaret vermeyin, buna girişmeyin... Bir üçgen kenarlarından kurtulacak olursa, yaşamı acıklı bir şekil­de sona erer.”
Şempanzelere işaret dili öğretildiğinde
Vakvaklayarak bir havuza inen ördeği ilk olarak gören Washoe «su kuşu» işaretini yaptı; bu söz, İngilizce ve diğer dillerde kullanılanın aynıdır, fakat Washoe onu o anda buldu. Elmadan başka yuvarlak meyva görmemiş olan, fakat ana renklerin işaretlerini bilen Lana, bir teknisyenin portakal yediğini fark edince «portakal rengi elma» işaretini verdi. Bir karpuzun tadına bakan Lucy onu, «şeker içecek» ya da «içecek meyva» olarak tarif etti ki, bu aslında İngilizce’deki «water melon» kelimesiyle aynıdır. Fakat, turpla ilk kez ağzı yanan Lucy, daha sonraları onları hep «ağlatan zararlı yiyecek» olarak tanımladı. Washoe’nun kupasına gizlice küçük bir oyuncak bebek konduğunda, onun karşılığı «içkimde bebek» oldu.
Reklam
Bizler, yıllar boyunca acı, yaralanma ve vücudun bütünlüğüne karşı yapılan tecavüzleri kan kaybetmeyle bir arada düşündük; başka birisinin bir yerinin kanadığını gördüğümüzde bir acıma hisseder veya o kişi yerine acı duyarız. Onun acısını biliriz. Çok değişik insan toplumlarında tehlikeyi belirlemek için veya “dur” işaret­lerinde kırmızı rengin kullanılmakta olmasının kuşkusuz nedeni budur.
Şempanzeler büyük beyinlere sahiptirler; neokorteksleri de iyi gelişmiştir. Onlar ayrıca, uzun çocukluk ve esneklik dönemleri geçirmiştir. Acaba şempanzeler soyut ve karmaşık olarak düşünebilirler mi? Eğer zeki iseler, neden konuşmuyorlar?
Bazı kanıtların ortaya koy­duğu gibi, solakların okuma, yazma, konuşma ve aritme­tik gibi sol yarıküre işlevlerinde sorunlarla karşılaşmala­rı daha büyük bir olasılıktır; öte yandan hayal gücü, ör­nek tanıma ve genel yaratıcılık gibi sağ yarıkürenin ala­nına giren işlere bunlar daha yatkındır. Bazı veriler, in­sanların genetik yönünden sağ-elliliğe eğilimli oldukları­nı göstermektedir. Örneğin, rahimde geçen dönemin 3. ve 4. üncü ayındaki ceninin sağ elindeki parmak izi sayısı, sola göre daha fazladır ve bu fazlalık, rahim içinde oldu­ğu kadar doğum sonrasında da devam eder.
Dünya tarihinde önemli gördüğümüz son birkaç 10 milyon yıl, dinozorların kayboluşlarına bağlı görünüyor. Hem karada hem de suda yaşamış formlar için oldukça hızlı ve yaygın olarak sürmüş bu olayı açıklamaya çalışan abartmasız düzinelerce bilimsel varsayım mevcuttur. İleri sürülen bu açıklamaların hepsi de ancak kısmen doyurucudur. Bunların sınırları, sert iklim değişiklikleriyle, müshil etkisi gösteren bir bitkinin memeli yırtıcılar tarafından yok edilmeleri sonucu dinozorların kabızlıktan öldüğü noktaları arasında oynar.
Tüm yazılı tarih boyunca insanlığa egemen olan fikri açıklayan John Locke, «Hayvanlar soyut düşünmezler,» dedi. Piskopos Berkeley’in ise buna karşı sert, alaycı bir cevabı vardı: «Vahşilerin soyut düşünmemeleri onların belirgin özellikleriyse, korkarım insan olarak kabul edilenlerden pek çoğunun da bunlar arasında sayılmaları gerekir.» Soyut düşünme, ya da en azından bunun ince şekilleri, sıradan bir kişinin günlük yaşamının değişmeyen bir yoldaşı değildir. Soyut düşünme bir tür şekil değil de, yalnızca bir derece olabilir miydi? Diğer hayvanlar insanlara göre daha ender olarak ve daha yüzeysel biçimde soyut düşünebilir miydi?
497 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.