Onlara insan denemezdi, birer hayvana benziyorlardı. Kimi zaman ufalmış korkmuş; sığır vagonlarında insanca sayılabilecek herşeyden uzak birbirine sokulmuşlardı. Yaralarının altından etleri ortaya çıkmış, vagon duvarlarındaki nemli donu yalayan dilleri soğuktan şişmişti. Derme çatma bir ameliyat masasına ulaşmadan öleceklerin arasında, sırası gelenin kim olduğu hepsinin ortak korkusuydu. Kimi zaman kavga ederler, soygun yaparlardı; ırza geçerler; hayattan bir gün daha bir gececik daha tıka basa nasiplerini alabilmek için Hamburga daldıklarında olduğu gibi. Kimi zamanda gerçek birer kahraman olurlardı, savaşı ve insanlıktan kalan son zerrelerini de yitirdiklerini bile bile Rus hatlarını yarıp geçen lejyoner, Sven ve küçük Kardeş gibi.