Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

En Yeni Çerçeve 4 Sözleri ve Alıntıları

En Yeni Çerçeve 4 sözleri ve alıntılarını, en yeni Çerçeve 4 kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Dünyada batıl adına ne varsa hepside birbirine söverken haklıdır
Üstad
"Ömrüm boyunca binlerce kadavra üstünde otopsi yaptım,kadavralarin her noktasını kesip bictim; fakat hiçbirinde ruh diye bir şeye rastlamadım" Ona cevap: -Hangi yemekleri seviyorsan , onları ömrün boyunca çatal,bıçakla karıştır; bakalım bu aletlerde lezzet diye bir şeye rastlayacakmısın.
Reklam
MAÇ Bitpazarından geçiyorum. Bir adam radyosunu satıyor. Radyonun çalışıp çalışmadığını anlamak için, fişini, bir eskici dükkanının elektrik prizine soktular. Birkaç cızırtı, hırıltı derken bir ses: -Burası Mithat Paşa Stadyumu!... Radyonun satışı unutuldu ve bütün bitpazarı tipleri, satıcılara, alıcılara, küfecilere kadar maçı dinlemeye koyuldular. Hayretle durup manzarayı seyretmeye başladım. Evindeki çocuk lazımlığını eline alıp bitpazarında satmaya gelen yeldirmeli kadına varıncaya dek tesir halkası içine alınmadık insan bırakmayan bu korkunç cazibe merkezi ne korkunç şey! Meyhaneden dershaneye, sonunda “hane” eki bulunan her yerde o yerin her ferdini unutturup yalnız kendisini hakim kılan, kendisinden başka hiçbir meseleye söz hakkı vermeyen maç... Bizzat şahit olduğum hapishanede, insanın havayı emmekten bezdiği ve güneşi görmekten tiksindiği şartlar altında bile alaka duyulan maç: Müdürü, jandarması, gardiyanı ve mahkumu, hırıltılı hapishane hoparlörünün hunisinde kaynaşırlar. Şu futbol, din çapında öyle bir vecd kaynağı olmuştur ki, konuşmaya başlayan çocuğun ilk kelimesi “Gol!” olsa şaşmamalı... Artık insanda kafa meşin top, beyin meşin top, kalp meşin top, mide meşin top... Bu nefsani ra’şenin yanına ruh ve fikir ürpertisini getirebilecek ve memleket kalesinin önündeki büyük mesele topunu muazzam bir şutla ağlara takacak santrafordan ne haber?
STADYUM Evvelki gün Taksim’den arabayla Fındıklı’ya inerken Mithat Paşa Stadyumu’nun önünde irkildim. Henüz akşamın 6’sı olmasına ve maç vaktine daha 3 saat bulunmasına rağmen görülmemiş bir kalabalık, kafalardan patates kümeleri halinde tribünleri basmıştı. Kapılardaki kaynaşma, fıkırdama, itişip kakışma, naralar, düdük sesleri, çığlıklar da cabası... Güya karaborsada 50 liralık biletler 300 liraya kadar satılmış... Düşündüm: Şu futbolun aşıladığı vecdi, hiçbir devirde hiçbir müessesenin verebileceğini sanmıyorum. Tek kıvılcımlı bir kütüğü üflercesine cehd ve çile isteyen ruh ve kafa oluşları yerine benzin kadar iştiali kolay nefs hırsına bağlı bir müessese olan futbol, bugünkü insanlığı remzlendirici en korkunç müessesedir; ve bu gidişle, onun cezbettiği yığınları bir araya getirebilecek hiçbir manaya yer görünmemektedir. Futbol, madde hırsının ebedi manayı boğuşuna en keskin örnek... Dünya çapında büyük inkilap, stadyumu fikir meydanına çevirecek yeni bir ruh nizamının, şimşekler ve gökgürültüleri içinde göklerden haberi geldiği gün konuşulabilir. İnsanlık, göklerin stadyumunu toprağa indirecek hamleyi bekliyor.
Aşk ve iman olmayan yerde hamle ve hareket olur mu?
Biz ADAM olmadıkça öz yurdumuzda parya gibi yaşamak nasibimiz değişmeyecektir.
Reklam
Benim gözümde iş ve hareket düşmanı fikir adamları, dişleri sökülmüş ve pençeleri törpülenmiş bir cambazhane arslanı kadar zavallıdır. Mutlaka iş ve hareket... Fakat hangi ruhun, hangi fikrin emrinde?.. Mesele burada!..
Siz insanları yaşamanın gereklerine göre değil de katlanmanın şartlarına göre yetiştiriyorsunuz!
Yavuz Sultan Selim o kadar sert bir padişahtır ki, ona vezir olanların hemen hepsi kellesini vermiştir. Zamanın şairi de şu mısraları söylemişti; Rakibin ölmesine gerek yoktur Vezir olsun meğer Sultan Selim'e...
Şahsiyet, en nadir ağaçtan, en mahrem emeklerle yontulmuş kocaman bir tahttır.
Reklam
Biz ADAM olmadıkça öz yurdumuzda parya gibi yaşamak nasibimiz DEĞİŞMEYECEKTİR.
Bize, babasından meccanen devşirdiği iman ruhunu kilitli dolabında ekşitenler ve kokutanlar değil, onu her an ocak üzerinde tutan ve fıkır fıkır kaynatanlar lazım… Hani ya
ACIMAK LÂZIM!..
- " (...) Bazı kalemlerdeki öfke edâsı bir takım hantal mizaçların hoşuna gitmiyor. Onlar, ifâdede itidal, ruhta rükûdet taraflısı... Böylelerine acımak lâzım! Zira görülmesi kolay olan öfkeyi görüyorlar da, görülmesi kolay olmayan fikri görmüyorlar. Böylelerine, suyu içilip de tanesi bırakılan hoşaf misalini hatırlatmaktan başka çare yoktur..."
Büyük Doğu Dergisi, 20.Sayıdan, Büyük Doğu YayınlarıKitabı okudu
ÖFKESİZ FİKİR, FİKİRSİZ ÖFKE...
- " (...) Onsuz (Öfkesiz) fikir, duvarda veya sandıkta, evde veya dükkânda, kalabalıkta veya tenhada, ikide bir ötmekten başka hikmeti olmayan aptal bir guguklu saattir. Fakat öfkesiz fikir ne kadar acıklı bir manzaraysa, fikirsiz öfke de o nisbette merhamete lâyık bir levha... Ruhî teessürlerini herhangi bir görüş sistemine irca edemeden, rastgele bağıran çağıran, kıran döken, tepinen dövünen bünyelere haklı olarak hasta der, geçeriz. Harikulâde muvazene, öfkesiz fikirle, fikirsiz öfkenin arasında yerini bulan, müşterek bir akıl ve sinir nâkıliyetinde..."
Büyük Doğu Dergisi, 20.Sayıdan, Büyük Doğu YayınlarıKitabı okudu
Fikir Öfkesi...
- (...) Kollarımız, kuvveti nasıl sinir cümlemizde bulursa, herhangi bir dünya görüşü de sinir cümlesini fikir öfkesinde ele geçirir. Fikir öfkesi, düşünüş tarzlarının asabî cihazı, manivelası, icra müessiridir. Zihin onun sayesinde dinamizmaya kavuşur, yıldırımlaşır, kudrete erer, cansız bir ölçü kalıbı olmaktan kurtulur. Tek kelimeyle fikir öfkesi, kıymet hükümlerimizin hamle ve irade kaynağı..."
Büyük Doğu Dergisi, 20.Sayıdan, Büyük Doğu YayınlarıKitabı okudu
- " (...) İnsan başını sıçan kafasından ayıran tek hassa! Ha tüfeği olmayan asker, ha öfkesi olmayan fikir..."
Büyük Doğu 20.Sayıdan, Büyük Doğu YayınlarıKitabı okudu
Reklam
*Zehir içmeye mahkûm edilen(Sokrates), ölüm kade-hini, gözlerini kırpmadan dikti ve bitişik odadan gelen çığlıklara karşı mırıldandı: -Kadınları buraya sokmayın demedim mi, dayanamaz onlar..
459 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.