Descartes'ın ortaya koyduğu Kartezyen özne, kendi zihinsel ve deneyimleri temelinde, dünyayı düşünen ben ile kavrayan öznedir. Düşünen ben düşünebilmek için dünyayı görmelidir. Kartezven perspektifçilikte, gören şey göz değil, zihindir, akıldır. Âdete bedensizleştirilmiş olan göz, yansız ve hâkim bir seyirci gibi maddi dünyayı tarar, seyreder (Dursun, 2002, s. 168). Modern öznenin bu merkezi ve hâkim konumu, onu nesneler dünyasını düzenleyen ve manıpüle edebilen bir güç konumuna getirir. Kartezyen görme mantığına göre yeni imaj teknolojileri ise dünyanın görsel olarak kuşatılması, manipülasyonu ve denetimi için daha geniş kaynaklar sağladığı ölçüde değer kazanmaktadır (Robins, 2013, s. 25). Akılcı özne ile maddi dünya arasındaki düalizmin bir meyvesi olarak modem bılım (Tarnas, 2011, s. 87) ve bu doğrultuda gelişen teknoloji, modern görsel kültürü farklı boyutlara taşıyan yeni açılımlar getirmiştir.