Teşkilatın faaliyetleri, maaşlı olarak CIA'de çalışmak üzere göreve alınmış olan "CIA görevlilerinin" sorumluluğu altında yürütülmektedir. Aslın da İngilizcede CIA görevlileri için "subay" anlamına gelen "officer" sözcüğü kullanılmaktadır. Bu sözcük, Ordu ve Donanmada görevli subayların, genellikle askeri ataşe olarak atandıkları yerlerde istihbarat operasyonları yürüttükleri dönemlerden kalmadır. Ayrıca İngiltere'de MI (Military lntelligence-Askeri İstihbarat) 5 ve 6 birimlerinde ve OSS'de çalışanların subay olmalarının da CIA görevlileri için bu sözcüğün seçilmesinde etkisi olmuştur. Oysa CIA, genel olarak sivil bir teşkilattır. Yine de aynı "officer" terimi, CIA görevlilerini çalıştırdıkları "ajanlardan'' - ki bunlar çoğunlukla yabancı ülkelerin vatandaşları olmaktadırlar - ayırt etmek için halen kullanılmaktadır.
Kültürel Özgürlük Kongresi, masraflarını kendisinin karşıladığı sergiler, performanslar ve ödül törenleri düzenlemek sureti ile, sanatçıları ve müzisyenleri de elde ediyordu. "İdeolojinin sonu" olarak tanımladığı hileli bir yaklaşım sergiliyordu. Oysa son vermek istediği tek bir ideoloji vardı; o da komünizmdi. Buna karşılık, bütün bu
İlk kurulduğu dönemde "FBI" (o zamanlar adı farklı olsa da anlatım da kolaylık olması açısından FBI olarak söz edeceğim), "beyaz köle ticaretini", ya da fuhuşu önlemek üzere çıkartılan 1910 tarihli Mann Yasası hükümlerinin uygulanmasını sağlamaya yönelik faaliyetleri nedeni ile oldukça fazla destek görmüştür. Daha sonra
İranda ki Beyaz devrimi başlatan Şah Pehlevinin arka perdeden CIA tarafından desteklendiği ve Şah ın da Amerikan yanlısı komünizm karşıtı bir politika yürüttüğü görülmektedir.
Savaşın sona ermesinin ardından, hem vatansever coşku, hem de Gizli Servis faaliyetlerine duyulan sempati söndü. Başkan Theodore Roosevelt ise, beyaz güneylilerin kendisine duydukları antipatiyi körükleyecek adımlar atıyordu. Borçlu kişilerin borçlarına karşılık alacaklı tarafından köle gibi çalıştırılmaları esasına dayalı olan sistemin araştırılması konusunda Gizli Servise talimat vermişti. Söz konusu sistem, plantasyon sahiplerinin siyahları sürekli borçlu duruma sokmak ve onları köle gibi çalıştırmak için uyguladıkları yeni bir çeşit kölelik sisteminden farksızdı. Bunun dışında, Batı Pasifik'teki kerestelik ağaçların yetiştirildiği federal arazilerin hileli yöntemlerle satışını araştırması için Gizli Servis'e talimat vermesinin ve bu konudaki yolsuzluğun üst düzey devlet kademelerine kadar ulaştığını ortaya çıkarmasının ardından Roosevelt'e ve Gizli Servis'e yönelik tepkiler daha da arttı.
Room 40'ın soğuk tavrı, ABD'nin bu konuda bir an önce kesin bir karara varmasına yol açmıştı. 1919 Mayıs'ında Bell, İngiliz istihbarat sistemi hakkında bir eleştiri yazısı kaleme almış ve ABD'nin kendi istihbarat sistemini ne şekilde kurması gerektiği üzerinde durmuştu. İngiliz istihbaratını, savaşa hazırlıksız, gereğinden fazla personel çalıştıran, gereğinden fazla finanse edilen ve kaotik olarak nitelendirmişti. U-l'in, CIA'in ciddi anlamda öncülü kabul edilip edilemeyeceği konusunda bir kısım tartışmalar yaşanmıştır. Belli bir süre CIA'in tarihçisi olarak görev yapmış ve Teşkilatın tarihsel köklerini kaleme almış olan Thomas F. Troy, bu fikre karşı çıkmıştır. Buna karşılık, daha yakın dönemde, tarihçi Mark Stout, CIA'in, sivil bir istihbarat teşkilatı olarak, U-l'in açmış olduğu yolu izlediği kanaatine varmıştır.
Lincoln, bir suikast sonucu öldürülmesinden önce katıldığı son Bakanlar Kurulu toplantısı sırasında nihayet, Amerika Birleşik Devletleri Gizli Servisi adını taşıyan federal bir teşkilatın kuruluşunu gerçekleştirdi.
Pinkerton, Konfederasyon güçlerinin durumunu değerlendirmektense, kendi ününü arttırmak konusunda hep daha başarılı olmuştur. Lincoln, bir suikast sonucu öldürülmesinden önce katıldığı son Bakanlar Kurulu toplantısı sırasında nihayet, Amerika Birleşik Devletleri Gizli Servisi adını taşıyan federal bir teşkilatın kuruluşunu gerçekleştirdi. Bu işlemi yaparken Kongre'ye danışmamış, yalnızca bir Başkanlık Emri yayınlamakla yetinmişti. Zira, o sırada ülkedeki iç savaş henüz sona ermemişti ve dolayısı ile Lincoln, yayınladığı emrin kabul edileceğinden emindi. Yeni kurulan Gizli Servis, Birlik'in mali durumunu ciddi ölçüde tehdit eden enflasyon karşısında, başlangıçta sahte dolar basan kalpazanların peşine düşmüştü. Ülkede barışın sağlanmasının ardından ise, ilgisini güneyli içki kaçakçılarına yöneltti. Siyasi anlaşmazlıklar ile ilgilenmeye ise, 1871 yılında, "Radikal Yeniden Yapılanmacıların" görevlendirmesi üzerine başladı. Bu şekilde, ABD'nin casusları, özgürlükçü bir davaya destek sağlamak üzere görevlendirilmiş oldular.
İş rejimleri devirme konusuna geldiğinde de CIA, dünyanın diğer bölgelerine kıyasla Avrupa'da daha ihtiyatlı bir tutum izliyordu. CIA'in Sağlık Değişim Komitesi (Health Alteration Committee) adını taşıyan suikast komitesinin de beyazların yaşadığı ülkelerde aktif olmadığı gözleniyordu. Hatta, Demir Perde gerisindeki komünist
1950 yılında, romancı ve eski Komintern görevlisi Arthur Koestler, taraf değiştirmiş eski bir Marksist olarak Sovyet rejimine yönelik ateşli eleştirileri ile, CIA'in çalışmalarına önemli katkılarda bulundu. Batı Berlin'de bir miting düzenledi. II. Dünya Savaşı'nın ardından, Kızıl Ordu'nun hak iddia ettiği bölgede oluşturduğu ve Doğu Almanya adını verdiği kısa ömürlü devletin toprakları içerisinde yer alan Batı Berlin, demokrasinin hüküm sürdüğü küçük bir kuşatılmış yerleşim birimi niteliğinde idi. Koestler'in mitinginin ardından, CIA desteği ile Kültürel Özgürlük Kongresi oluşturuldu. Kongre tarafından yayınlanan "manifesto"nun ilk sözleri şunlardı: "Düşünce özgürlüğünün insanın vazgeçilmez haklarından biri olduğunu açıkça beyan ederiz". Görünmez eli ile bu işin içinde yer almış olan CIA, Kongre merkezinin, Avrupa'da sol eğilimlerin yaygın olduğu kültür başkenti Paris'te olmasına karar verdi.