Bu kitap meydan okumadır. İdeolojinin dar kalıplarına, bir çelik gürz gibi inançlarımızı vurmak amacını taşır. Her zaman gençlik olmuştur; olacaktır. Dün, kanlı kavganın tarafı olan gençler; atölyelerde, hastanelerde, hapishanelerde beraber oldular; dostluklar kurdular. Bu yurtsever Türk aydınları, sağcısı solcusu ile bugün konuşabilmekte, arkadaşlık ve iş ortaklıklarıyla dostluklar yarabilmektedirler. Kitaptaki olaylar tamamen gerçektir. Savaşımız kişilere değil yanlışa karşıdır. İyiye güzele ve insana doğru koşumuz devam etmektedir. Osmanlı’nın dağıtılmasından sonra Türk milleti ile birlikte yaşamak ve mücadele etmek için servet ve saadetlerini, ailelerinin en kıymetli fertlerini kaybetmek pahasına Anadolu yaylasına koşanlar; bu koşunun sonunda bir millet oluşturmuşlardır. İki Dünya harbinin bize acı sonuçlar oldu.1968 de masum öğrenci olaylarının 'Halklara özgürlük'' sloganı ile başlayan eylemler zinciri bu gün kardeşliğimizi tehdit ediyor.. Dün olduğu gibi bugün de Anadolu Yaylası’nı bize çok gören, sözde dost devletler, kendi aralarında sınırları kaldırır, bayrakları birleştirirken; bize, farklılıklarımızı kışkırtarak, yeni sınırlar ve yeni bayraklar armağan etme çabasındadırlar. Hepimizin yanlışları oldu; bu günü, o yanlışlar üzerine inşa etmeyelim. Yeniden büyük bir millet olmanın şavaşını kazanalım. Birliğini koruyamayan ortak değerlerini yaratamayan toplumlar yok olmaya mahkumdur. Tarihten ders alalım ancak ders olmayalım...
(Tanıtım Bülteninden)
