Bütün Eserleri 18

Çiçeklerin Düğünü

Halikarnas Balıkçısı

En Eski Çiçeklerin Düğünü Sözleri ve Alıntıları

En Eski Çiçeklerin Düğünü sözleri ve alıntılarını, en eski Çiçeklerin Düğünü kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Ders verilirken dinleyemiyordum efendim! Pencereden görülen masmavi, berrak ve tannan gökte dersten daha fazla hayat vardı.
Sayfa 19 - Bilgi Yayınevi 2.Baskı 1996 "Haylaz"adlı öyküden
Haylaz Davut'un hikayesi
Okulun bir kütüphanesi vardı. Mavi gök ne kadar hayat dolu idiyse, kütüphanenin raflarındaki kitaplarda o kadar hayat doluydu. Çölde kalan yolcu suyun kıymetini anladığı gibi, ben de kitapların içindeki hayatın kıymetini okulda anladım. Ne var ki, dersleri ihmal ediyor diye kütüphaneden kitap almamı yasak ettiler.
Sayfa 20 - Bilgi Yayınevi 2.Baskı 1996 "Haylaz"adlı öyküden
Reklam
Balıkçıdan liriksel tasvir
Kıyı köyünde ona -saçları, gözleri ve kaşları dolayısıyla- bazen "Karakız" -tepeden tırnağa aklığı dolayısıyla da- bazen "Akkız" derlerdi. Ama kara da deseler, ak da deseler, hiç umurunda olmazdı. Asıl ay ışığına benziyordu. Çünkü aklığı, ay ışığında açık denizlerin köpükleri, karalığı da mehtapta ardıç ağacının zindan gölgesi gibiydi. Gözlerini hızla sağdan sola çevirince, göz çukurlarının karanlığında sessiz bir şimşek çakardı. Kapkara saçları, güneş ışığında mavi mavi ışıldardı. Ağzı, iskambillerdeki kupa birlisi gibi, yüzünün ortasında rujla yapılma mini minicik kırmızı bir nokta değildi. Büyücekti. Güldüğü zaman dudakları ve dişleri, tıpkı gözleri gibi vahşi bir saflıkla çakardı. Bir limon koparmak için kolunu kaldırdığı zaman, süt beyazlar üstünde bir astragan parçası görülmüş gibi olurdu. Gelen koku onun mudur, yemişin midir, belli olmazdı.
Sayfa 73 - Bilgi Yayınevi 2.Baskı 1996 "Ay Işığı" adlı öyküden
Balığın dilinden Akdeniz hikayesi
Denizde balık, gökte kuş olarak yaşardık. Kuştan ayrıcalığımız şu ki; kuş yorulunca tüner. Biz, kanatlı bir hız parçasıyız; ancak ölünce dururuz. Hep yüzer, uçarken sevişir, doğurur, büyür ve çoğalırız. Dökülen yumurta ve sütlerimizden engin apak kesilerek sanki karla örtülü bir ova olur, ama soğuk değil, ılık; ölü değil, diri bir kar. Denizi bir can volkanına çeviren aysız gecelerde, denizi ay ışığı gibi parlatan bu nur, gecenin koynunda yaşam tanının aydınlığıdır. Bizim yarattığımız bu ak ışığı gören doğu kıyılılar, bundan dolayı bu denize Akdeniz adını verdiler...
Sayfa 79 - Bilgi Yayınevi 2.Baskı 1996 "Ay Işığı" adlı öyküden
Evlenmezden önce ben evliliğin başka türlü olacağını sanmıştım. Hani ya Leyla ile Mecnun'da, Aşık Garip'te okuduklarımız gibi bir şey. Ne gezer! İnsanı umutlar, düşler mutlu ediyor; yoksa arzu ettiğinin kendisi değil.
Sayfa 84 - Bilgi Yayınevi 2.Baskı 1996 "Dalga Kaçıyor" adlı öyküden
Gemide
İnsanlar gemiye birbirlerinin yabancısı olarak binerler. Aradan bir iki gün geçince, yabancılık duygusunun çoğu ortadan kaybolur. Şehirde ise birkaç eş dost dışında insanlar yabancı olarak doğdukları gibi, yabancı olarak yaşar ve yabancı olarak da ölürler...
Sayfa 115 - Bilgi Yayınevi 2.Baskı 1996 "Alabandada" adlı öyküden
Reklam
275 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.